12 Eyl 2011 22:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:48

TRT SPİKERİ DARBE BİLDİRİSİNİ BÖYLE OKUMUŞTU! GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ!

Mesut Mertcan "Darbelere karşıyım ama ne yapayım. Memurdum ve bildiriyi okumak zorundaydım" dedi... VİDEO

12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 31 yıl geçti. Ardında bir çok mağdur bırakan darbenin ilk bildirisini TRT’nin o zamanki spikeri Mesut Mertcan okudu. Bildiriyi okuduğu için bir çok eleştiri aldığını kaydeden Mertcan, "Darbelere karşıyım ama ne yapayım. Memurdum ve bildiriyi okumak zorundaydım" dedi.

12 Eylül 1980 darbesi insanların hafızalarında bazı sesler bıraktı. Kahramanlık türkülerini okuyan Hasan Mutlucan bunlardan biriydi. Bir diğer isimse radyodan darbe bildirisini okuyan TRT spikeri Mesut Mertcan’dı.

Bir numaralı bildiriyi okuyarak darbeyi TRT Radyosu’ndan duyuran spiker Mesut Mertcan, bu yüzden pek çok eleştiri almış.

Mertcan, "Ben darbelere karşı bir insanım. O dönemde de Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesiydim. Bu bildiriyi niye okudun diye çok eleştiri aldım. Devlet memuruydum ben, 657 sayılı yasaya bağlı devlet memuruydum" diye konuştu.

"Paşa Çocuğunun Düğünü Var Zannediyorum"

11 Eylül’ü 12 Eylül’e bağlayan gece Mercan’ı TRT yöneticileri telefonla kuruma çağırmış. Mertcan. o geceyle ilgili şunları söyledi:

"O zaman eşimle sürtüşmelerimiz vardı. Ben şöyle düşündüm, Doğan Kasaroğlu ve Muammer Yaşar Bostancı bir gazinodalar bu çelişkilere, çatışmalara bir fitil yakmamak için beni istiyorlar. Nitekim bir süre sonra bir askeri araba geldi. ’Nereden geliyorsunuz/’ dedim. ’Genelkurmay’dan’ dediler. Ben hala farkında değilim, paşa çocuğunun düğünü var zannediyorum."

"Bildiriyi Okudum, Bittikten Sonra Herkes ’Hayırlı Olsun’ Dedi"

Genelkurmay’da bir paşanın "Mesut’a okuyacağı bildiriyi verin" demesinden sonra işin farkına varan Mesut Mertcan, o anlarla ilgili şunları söyledi:

"Sonra TRT Ankara Radyosuna geldik. Radyoevi’nin önü tanklarla çevriliydi. Saat 4’e 5 vardı yanılmıyorsam. ’Hadi Mesut’ dediler, ’gir’, girdim. Tabii heyecan var bende. Karşımda albaylar, Generaller var. Stüdyonun kapısında mermi tüfeğin ağzında nöbetçiler var. Ve ben okudum bildiriyi. Sonra herkes ’hayırlı uğurlu olsun’ dedi."