23 Mayıs 2017 22:56 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:31

TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni

- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1)- "Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesi FETÖ'cüymüş. Her muhalifi FETÖ'cü diye suçlarsanız, FETÖ'cülüğü ödüllendirirsiniz. Hala bunun farkında değil miyiz? Doğruyu yapalım"- "İş adamları soruyor, 'OHAL'i kaldıracak mısınız?' diyorlar. 'Siz işinize bakın, OHAL'i...

ANKARA (AA ) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesi FETÖ'cüymüş. Her muhalifi FETÖ'cü diye suçlarsanız, FETÖ'cülüğü ödüllendirirsiniz. Hala bunun farkında değil miyiz? Doğruyu yapalım." dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) düzenlenen, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni'nde, kendisinden önce konuşan Başbakan Binali Yıldırım'ın sözlerini hatırlatarak, "Eğer her şey çok iyiyse, iş insanlarımız kazanıyorsa, vergilerini ve sigorta primlerini niye ödeyemiyorlar?" diye sordu.

Bugünkü konuşmasında, Türkiye'nin içinde bulunduğu zor şartlardan çıkmasının yollarını, stratejilerini anlatacağını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye bölgesinde güçlü, saygın bir ülke olması için yeni bir stratejiye ihtiyaç olduğunu ifade etti.

CHP'nin stratejisinin dört ayağının bulunduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, bunlardan birincisinin özgürlükçü demokrasi ve hukukun üstünlüğü olduğunu vurguladı.

"Eğer bir ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü yoksa o ülkenin büyüme şansı yoktur." diyen Kılıçdaroğlu, kişi başına gelirin 25 bin dolar ve üstünde olan ülkelerin tamamında birinci sınıf demokrasinin uygulandığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, kuvvetler ayrılığının gerçek anlamda olması gerektiğini vurgulayarak, "Sayın Başbakan söyledi, 'Yasama, yargı ve yürütme herkes kendi işini yapsın.' Herkes kendi işini yapamıyor. Birilerinden talimat geliyor, herkes o talimatı yerine getiriyor. Eğer herkes kendi işini yapabilseydi, zaten bir sorunumuz kalmazdı." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Ağustos 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nde yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesine atıfta bulunarak, "Hangi kuvvetler ayrılığından söz ediyoruz? Bir partinin genel başkanı hakim tayin ettiğinde, hakimlere talimat verdiğinde burada yargı bağımsızlığından söz edebilecek miyiz?" diye konuştu.

- "Hangi demokrasiden söz edeceğiz?"

Kadın-erkek eşitliğinin hala toplumda yeteri kadar olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, bunun sağlanması için çok daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini bildirdi.

"Din ve vicdan özgürlüğü, medya özgürlüğü, düşünceyi açıklama var mı? Hangi demokrasiden söz edeceğiz?" diyen Kılıçdaroğlu, demokrasinin evrensel kurallara uygun olması gerektiğini vurguladı.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun 2008'de yaptığı bir konuşmada, "Anayasamız, toplumumuzun çimentosu olan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapısını korumalıdır. Anayasamız, çağdaş devletin üç temel niteliği olan ifade hürriyetini, din ve vicdan hürriyetini ve teşebbüs hürriyetini garanti altına almalıdır. Anayasamız, demokratik dengeleme mekanizmalarına sahip, toplumun değerleriyle bütünleşmiş bir toplumsal sözleşme olmalıdır." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Doğrudur. Peki Sayın Hisarcıklıoğlu şu anda böyle bir konuşma yapabilir mi? 'Toplumsal uzlaşma istiyoruz, anayasamız da böyle olmalıdır.' diye bir konuşma yapabilir mi?" diye sordu.

Kendisini dinleyenlerden bazı kişilerin "yapar" karşılığını vermesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Eğer yapacaksa yürekten kutluyorum." dedi.

- "Demokrasi hepimiz için geçerli"

Anayasa değişikliği sırasında, üniversitelerin konuşmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede 'yargı bağımsızlığı' söylendiği zaman neden itiraz ediliyor? Bir partinin genel başkanı neden mahkemelere hakim tayin edebiliyor?" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında bir dinleyicinin "Yassıada'nın hesabını ver, Yassıada'ya bak." demesi üzerine, bu duruma, diğer bazı dinleyiciler tepki gösterdi.

Güçlü ekonominin sırrının, güçlü demokrasiden geçeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İş adamları soruyor, 'OHAL'i kaldıracak mısınız?' diyorlar. 'Siz işinize bakın, OHAL'i kaldırmayacağız' diyor. Ebette terörle mücadele edeceğiz, elbette teröre karşı çıkacağız. Bundan en ufak bir kuşkumuz yoktur ama bir ülkenin bütün toprakları, olağanüstü hal uygulamalarıyla uzun süre yönetilemez, doğru değildir. İtiraz eden arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum; Birleşmiş Milletler'e bir dilekçe verdik, o dilekçede ne yazıyor biliyor musunuz? 'Tutulanlara insanca davranmayacağız, tutulanları adil yargılamayacağız.' deniyor. Bu ülkede demokrasi hepimiz için geçerli, sadece benim için değil. Benim gibi düşünmeyen insan için de demokrasi geçerlidir. Eğer bir ülkede düşünce özgürlüğü yoksa, demokrasiyi ayakta tutamazsınız. Bir ülkede, üniversiteler bilim üretemezse, demokrasiyi ayakta tutamazsınız. Bir ülkede iş adamının can ve mal güvenliği yoksa, demokrasiyi ayakta tutamazsınız."

- "Demokratik standartlar yükseltilmeli"

"Yabancı sermaye gelsin. Eyvallah gelsin. Yabancı sermaye niye Afganistan'a, Irak'a gitmiyor? Hukukun, demokrasinin geliştiği ülkelere gidiyor." diyen Kılıçdaroğlu, bunun için demokratik standartların yükseltilmesi gerektiğine işaret etti.

Demokrasinin bütün kurallarının işletilmesini gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Sabah, akşam konuşuyoruz, 'Avrupa Birliği şu faslı açsın.' Avrupa Birliği dayattığı zaman mı yapacağız bunu? Bir araya gelip de Avrupa Birliği'nin istediklerini, onlar dayatmadan biz yapamaz mıyız? Bizim irademiz yok mu? İlla birisi dayattığı zaman mı biz iş yapalım? Buradan Sayın Başbakan'a açık ve net çağrıda bulunuyorum, Sayın Başbakan, Avrupa Birliği'nin öngördüğü bütün demokratik standartları onlar dayatmadan Parlamento'ya getirin, tamamına destek vereceğiz."

TBMM Başkanı'na "Eğer bir ülkede 150'nin üzerinde gazeteci hapisteyse, siz, demokrasiyi dünyaya anlatamazsınız." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Sözcü gazetesine soruşturma açılmasını sağladılar. Sözcü gazetesine soruşturma açsın diye 7 tane savcı değiştirdiler. Birisini atıyorlar, soruşturma açmasın, alıyorlar bir başkasını veriyorlar. 'Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesi FETÖ'cüymüş.' Her muhalifi FETÖ'cü diye suçlarsanız, FETÖ'cülüğü ödüllendirirsiniz. Hala bunun farkında değil miyiz? Doğruyu yapalım."

- "Osmanlı niye battı?"

Kılıçdaroğlu, bugün, 5 günlük askerin "darbeci" diye 7 ay hapiste kaldığına dair bir mektup okuduğunu ifade ederek, "Darbeci, FETÖ'cü diye baklavacı, şekerci, asker, komutan, savcı, hakim, üniversite hocası, vali, kaymakam buldular. Bunların içinde bir tane FETÖ'cü siyasetçi yok mu? Demokrasiyi istiyoruz. Benim için değil, hepimiz için." dedi.

Stratejinin ikinci ayağının "üreten Türkiye" olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye üretmeyi öğreten kişinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu hatırlattı.

Bazı çevrelerin "Olur mu efendim, eskiden de üretim vardı." diyebileceğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vardı doğru. Devasa Osmanlı niye battı? Bir toplu iğne bile üretemeyen, bilimi ve teknolojiyi reddeden bir Osmanlı battı. Osmanlı'nın Fatih, Kanuni dönemini hatırlarız. Bu devasa, Akdeniz'i, Karadeniz'i Osmanlı'nın gölüne çeviren Osmanlı niye battı? Bunun üstünde niye kafa yormayız? Övünürüz, 'Efendim Türkiye Cumhuriyeti, Türklerin kurduğu 15'inci devlet.' Bu ne demektir? 14'ünü batırdık demektir. Biz, üretim anlamında söylüyorum ufkunda güneş batmayan, güçlü, onurlu, başı dik duran bir Türkiye hayal ediyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Onun için sizin üstlendiğiniz rol, üretim çok önemli."

- "Katma değeri yüksek ürün üretilmeli"

Başbakan Yıldırım'ın "Avrupa'da satılan beyaz eşyaların üçte birini Türkler satıyor." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Doğru. Buzdolabı, çamaşır makinesi hangi yüzyılın üretimi bilen var mı? 1800'lü yılların. İlk televizyon Amerika'da üretildi, bugün Amerika televizyon üretmez. Buzdolabı, çamaşır makinesi üretmek artık bize mahsus, teknolojisi gelişmiş ülkeler artık buzdolabı, çamaşır makinesiyle uğraşmıyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünler üretmesi, bunun için üniversitelerin bilgi üretimi yapması gerektiğini bildirdi.

İran üniversitelerinin ürettiği bilgilerin, Türkiye üniversitelerini geçtiğini savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de, bir bildiriye imza attı diye üniversite hocalarının kapının önüne konulduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Sevgili Peygamberimiz ne diyor? 'Alimin ölümü, alemin ölümüdür. İlim Çin'de olsa, git onu öğren.' diyor. Ne diyor Hazreti Ali? 'Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum.' diyor. Biz ilimi bitirdik. Osmanlı'nın son dönemlerini yaşıyoruz." diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'te "Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça o ülkenin bağımsızlığı sağlanamaz." dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün bu nedenle 1925'te Kayseri'de uçak fabrikası kurduğunu, Anadolu'nun her tarafına fabrikalar götürdüğünü, 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ni topladığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, Osmanlı'nın parasını basacak bankasının olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin parasını 1930 yılında Merkez Bankası kurulduğunda bastığını kaydetti.

- "Sibernetik diye bir bilim dalı okutuluyor mu"

Demokrasinin birlikte geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, düşüncelere tahammül edilmesinin önemine işaret etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Endüstri 1.0"da buhar makinelerinin kullanıldığını, "endüstri 2.0"da elektriğin imalata verilmesiyle seri üretime geçildiğini, "endüstri 3.0"ın da makinelerin daha fazla kullanılması olduğunu anımsatarak, "Amerika ve Almanya'da 'endüstri 4.0' konuşuluyor. Ne demektir 'endüstri 4.0' Makinelerin birbiriyle konuşması, yani üretimin dijitalleşmesi demektir. Ne yapıyoruz biz? Hangi üniversitelerimizde var? Sibernetik diye bir bilim dalı, bizim üniversitelerimizde okutuluyor mu?" diye konuştu.

Üniversitelerin bilim üretmesi durumunda, katma değeri yüksek ürünlerin üretilebileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, eğitimin önemine değindi.

Osmanlı'da okuma-yazma oranının yüzde 1 olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, aynı tarihlerde Almanya, Hollanda, İsviçre ve İskandinavya'da okuma-yazma oranının yüzde 70, İngiltere, Fransa, Avusturya ve Belçika'da yüzde 50'nin üzerinde bulunduğunu kaydetti.

- "Niye 7 milyon insan iş arıyor?"

Eğitimin, üretimle buluşturulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Gelip size zaman zaman işsizlikten şikayet ederler, öneri getirirler. 'Her iş adamı, bir işçi alsın işsizlik sorununu çözeriz.' Kimse almadı. Çünkü ekonominin kurallarına aykırı." dedi.

İş adamlarının çıkıp, düşüncelerini söylemesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu "Bunu yapmıyorlarsa bir sorun vardır." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki işsizliğe de değinerek, "İşsizlik İngiltere'de yüzde 4.7, Amerika'da 4.5, Almanya'da 3.9, Japonya'da 2.8. Bize benzeyen ülkelere bakalım, Endonezya 5.6, Rusya 5.4, Hindistan 4.9, Türkiye 12.6. Neyimiz eksik? Niye 7 milyon insan iş arıyor?" değerlendirmesini yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu, nitelikli ara eleman sorununun yaşandığını belirterek, organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liselerinin yapılabileceği önerisinde bulundu.

(Sürecek)