TIRAŞTIRMACI GAZETECİ YILMAZ ÖZDİL MECLİS'İN HİÇ BİLİNMEYEN BİR YÖNÜNÜ KEŞFETTİ!
Tıraştırmacı gazeteci olarak, tıraş'taki yasama faaliyetleri de gözümüzden kaçmadı tabii..
Demokrasi tıraşı
Bi yasama dönemi daha sona erdi.
Güya 550 mebus seçtik; Yunanistan, Belçika ve Finlandiya, üçünün toplam nüfusu kadar, 24 milyon bardak çay içildi. Lokantasında etli türlü bir lira, hindi dolma iki lira, kuzu tandır dört lira, pilav elli kuruş olduğu için, dört milyon kişi yemek yedi, Norveç kadar... (Peynir tabağı bir lira, tabak hariç.)
Tıraştırmacı gazeteci olarak, tıraş’taki yasama faaliyetleri de gözümüzden kaçmadı tabii...
Efendim, yüce meclisimizde emektar berber vardı, Hüseyin, demokrasimizi 30 sene tıraş etti, eski dönemlerde mebuslarımız genellikle kel olduğu için, bir berber yetiyordu. ANAP geldi, gördüler ki, saç 3 lira, sakal 1.5 lira, fön avanta, dışarda 20 lira, e devletin malı deniz diyerek, eşi-dostu getirmeye başladılar. Baktılar ki, Hüseyin kendini jiletlemek üzere... Plan Bütçe Komisyonu’ndaki müzakereler neticesinde, oybirliğiyle takviye kararı aldılar.
Demokrasimizin poposu için 5’er bin dolardan 575 tane ceylan derisi İtalyan koltuk yaptıran Meclis Başkanı Kalemli, demokrasimizin tıraşı için Başbakan Mesut Yılmaz’la istişarelerde bulundu. Başbakan “Berna’yla istişare et” diyerek, eşine havale etti. Berna Hanım’la yapılan iştişareler neticesinde, Başbakan’ın küçük oğlu Hasan’ın berberi Ahmet, işe alındı. Bi tane de İtalyan berber arandı ama, bulunamadı, Kocaeli seçim bölgesinden Ekrem işe alındı, etti üç.
Böylece, Hüseyin, Ahmet, Ekrem koalisyonu kuruldu. Hüseyin’in tek başına iktidarı sona ermişti ama, tarife aynı kalmıştı. Orduevindeki tıraş daha ucuz olduğu için, asker bu iktidar değişikliğine ses çıkarmadı. Demokrasi tıraşı uyumlu şekilde devam etti. 2003’e kadar.
AKP geldi, bürokrasideki istenmeyen kılları cırt diye sökmek için, zart diye kanun çıkardı, kamudaki emeklilik yaşını 65’ten 61’e indirdi. Bürokrasi sinekkaydı hale gelmişti ama, Hüseyin 63 yaşındaydı, usturayı yedi, emekli edildi. Berber sayısı tıraşlanınca, kriz çıktı, Plan Bütçe Komisyonu’ndaki müzakereler neticesinde, oybirliğiyle takviye kararı alındı.
Meclis Başkanı Bülent Arınç’tı, gideyim de yengeye sorayım filan demedi, iştişare mistişare yapmadan, kafadan, kendi berberi Mümtaz’ı işe aldı. Peşine, Cemal’i aldı, etti dört berber.
Hüseyin demokrasiyle sandığa gömülmüştü ama, fiyatlar yerinde kalmıştı. Asker, Arınç’a kıl olmasına rağmen, orduevi tarifesini göz önüne alarak, muhtıraya gerek olmadığı kanaatine vardı. Ancak... Kontr-muhtıra yedi! Bi emekli albay, Meclis’e başvurdu, “Orduevi berberlerinde ayrımcılık yapılıyor, yanlışlıkla berber koltuğuna oturduğumuzda, hemen bir er koşuyor, burası generallere ait diyor, ağrıma gidiyor” dedi. Meclis Dilekçe Komisyonu, bu hayati şikâyeti derhal işleme aldı, manşet yapılmak üzere yandaş medyaya servis edildi.
Tam demokrasi tıraşı dediğin böyle olur diye seviniyorduk ki, Yıldırım Mayruk’un terzi yamağı Barbaros Şansal, kafayı Meclis berberine taktı. İnternet sayfasında, mebuslarımızın tıraşını Mustafa Keser’in tıraşına benzeterek, “Bu tıraşla demokrasi zor” demeye getirdi.
Gözler bir anda Recai Berber’e çevrildi... Akabinde, kendisinin Meclis berberi olmadığı, AKP Manisa mebusu olduğu anlaşıldı.
Bu arada, AKP Sakarya mebusu Ayhan Sefer’le DYP Trabzon eski mebusu Mehmet Çakıroğlu’nun tıraş olurken, Süheyl Batum’a Ergenekoncu demesi, üç koltuk yanda tıraş olan CHP Sivas eski mebusu Mahmut Işık’ın tepkisine yol açtı. Mahmut Işık, “Siz yokken, biz bu koltuklarda tıraş oluyorduk” diye bağırdı. Kavgayı berber Ekrem’le Mümtaz ayırdı.
Sonra Mehmet Ali Şahin, Meclis Başkanı oldu. “Hepsi aldı, benim başım kel mi?” diye düşünmüş olmalı ki, kel değil, Hicabi’yi işe aldı, etti beş berber... Orduevi tarifesini ve emekli albayın muhtırasını göz önüne alan asker, beşinci berbere de ses çıkarmadı.
Demokrasi tıraşımız tam gaz devam ederken, tatsız bi hadise yaşandı. Mümtaz, baktı ki, yeteri kadar berber var, boş vakit kalıyor, ağda yapmaya karar verdi. Bedava. Dokunulmazlıklarına dokundurtmayan mebuslarımız, demokratik imkândan faydalanmak için, kulak memelerine dokunulmasına izin verdi. Mümtaz başladı dokunmaya... Isıtıyor, yapıştırıyor, caarrrt diye söküyordu. Taa ki, AKP Çorum mebusu Cahit Bağcı’ya kadar... Yapıştırdı ağdayı Mümtaz, bi çekti, kulağın derisini söktü iyi mi! “Kulak koptu” diye bağırışma oldu, Allah’tan, kulak yerindeydi. “Kulağım yerinde kaldı ama, Mümtaz’ın yanına kalmamalı” diyen Çorum mebusumuz, Meclis Başkanlığı’na dilekçe yazıp, şikâyetçi oldu. Tıraştırma açıldı. Neyse ki, Bülent Arınç’tan tırstıkları için Mümtaz’ı kovmadılar, uyarı cezasıyla yetindiler.
Ağda uygulamasına derhal son verildi. Ancak, berber Mümtaz da mimlenmişti, BDP’li mebuslar gibi olmuştu, kimse onun koltuğuna oturmak istemiyordu. Meclis Başkanımız devreye girdi, Mümtaz’ı Kırıkkale seçim bölgesinden Serkan’la takviye etti, etti altı berber.
Öte yandan, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in demokratik olgunluğunun da hakkını teslim etmek lazım... Hicabi ve Serkan’ı işe almasına rağmen, senden-benden ayrımı yapmadı, taaa Mustafa Kalemli tarafından işe alınan, en kıdemli berber Ekrem’e tıraş olmaya devam etti.
Özetle.
Fiyat aynı.
Enflasyon sıfır.
İki berber vardı.
Üç’e katlandı.
Altı’ya çıktı.
Hâlâ utanmadan “AKP’yle neremiz büyüdü” diyenler var, insanın saçını başını yolası geliyor... Demokrasi tıraşımızdaki gelişmeler gözünüze
dizinize dursun yani.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET