05 Ağu 2017 11:37
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:02
'Tirajların efendisi' tanıklık yaptı: Sözcü’yü ben kurdurdum hepsine kefilim
Sözcü’ye yönelik operasyon kapsamında medya dünyasında 'Tirajların efendisi' olarak tanınan, gazetenin başyazarı Rahmi Turan savcıya tanık olarak ifade verdi.
Sözcü Gazetesi'ne 19 Mayıs'ta operasyon yapıldı, muhabir Gökmen Ulu
ile İnternet sitesi sorumlu müdürü Mediha Olgun tutuklandı.
Sözcü'nün sahibi Burak Akbay hakkında da ifadeye yönelik yakalama
kararı çıkarıldı. Operasyon tarihinden bu yana hukuk mücadelesi
veren Sözcü Gazetesi avukatlarının talebi üzerine tanıklıklarına
başvurulan Rahmi Turan ve Aytun Çıray dün İstanbul Adalet
Sarayı'nda basın suçları bürosuna giderek soruşturma savcısına
ifade verdi.
‘FETÖ İLE NE İLGİSİ VAR'
Basın dünyasında ‘Tirajların efendisi' olarak tanınan gazeteci Turan kuruluşuna bizzat dahil olduğu Sözcü Gazetesi'ni ‘FETÖ kurdurdu iddiası' için ‘ahlaksızcadır' ifadesini kullandı. Turan şunları söyledi:
“Ben tüm süreci A'dan Z'ye biliyorum ama bunu savcıya anlatmam ve inanması önemli. 2007'de kuruldu gazete. O günden beri içindeyim. Ben kurdum bile diyebilirim. O dönem Gözcü Gazetesi'ni yönetiyordum. Aydın Doğan kapama kararı alınca ben hem arkadaşlara yeni bir iş sahası açılsın diye hem de ülke bir gazete kaybetmesin diye Burak Akbay'a teklif ettim. ‘Gözcü kapanıyor. Bu iyi bir fırsattır. 120 -130 bin hazır okuyucusu varken buna devam etmek lazım.' dedim. Teklif eden benim FETÖ ile ne ilgisi var?”
‘SUÇLAMALAR AHLAK DIŞI'
“Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce gibilerinin bu suçlamaları ahlak dışıdır. A'dan Z'ye kadroları da ben ayarladım. Burak Bey ile bir toplantı yaptık ve gazeteyi çıkarmaya karar verdi. O sırada Gözcü'de de birlikte çalıştığım Metin Yılmaz'la konuşuldu ve genel yayın yönetmeni olarak göreve başladı. O da bizim ekipteydi. Hepsine kefilim hepsi benim kardeşim. Sözcü'yü FETÖ kurdurdu demek ahlaksızlıktır. FETÖ o dönemde çok büyük paralar içinde yüzüyordu. Sözcü Gazetesi ise imkansızlıklar içinde çıktı. Televizyon reklamı bile doğru dürüst yapılmadı. Sözcü Gazetesi'nin büyüyüp gelişmesi Doğan grubunun sahibi Aydın Doğan'ın Türkiye'nin en popüler, en sevilen yazarlarının işine son vermesi nedeniyle oldu. Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil ve Saygı Öztürk, Doğan grubundan ayrılıp Sözcü'ye geçince gazete büyük güç kazandı. Bu arada sevilen yazar merhum Mehmet Türker zaten ilk günden beri Sözcü'de yazıyordu. Yine Doğan grubundan ayrılan Murat Muratoğlu da ekonomi yazılarıyla Sözcü'de yer aldı. Daha sonra Necati Doğru ve Ege Cansen gibi dev isimler de yazmaya başlayınca Sözcü kadrosu Türkiye'nin en güçlü ekibi haline geldi. Anayasa Mahkemesi önceki başkanlarından Yekta Güngör Özden ve Cumhuriyet eski Başsavcısı Vural Savaş gibi Atatürkçü hukuk adamları da Sözcü'nün yazarları arasındaydı. Doğal olarak da gazetenin tirajı hızla artarak Türkiye'nin en yüksek tirajlı iki gazetesinden biri oldu.”
Rahmi Turan, ‘Sözcü'nün sahibi Burak Akbay'a ve Sözcü Gazetesi'ne FETÖ çamuru atanların aslında kendileri FETÖ'cüdür. Savcılık soruşturması sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağına ve adaletin yerini bulacağına inanıyorum' dedi.
‘EN UFAK İLİŞKİMİZ YOK'
“Eğer FETÖ ile bu gazetenin en ufak bir ilişkisi olsaydı bu yazarların hiç biri yazmak şöyle dursun bir saniye bile orada durmazlardı. Bu gazeteye FETÖ'cü demek dünyanın en komik olaylarından biri olarak geliyor bana. Sözcü'nün sahibi Burak Akbay'ı çocukluğundan beri tanırım hangi okullarda okudu nerede yüksek tahsil yaptı bilirim. Şimdi onu FETÖ ile ilişkilendirmek isteyenler vicdan yoksunu ahlaksız kişilerdir. Eğer Aydın Doğan Gözcü Gazetesi'ni kapatmamış olsaydı Sözcü diye bir gazete olmayacaktı.”
CHP’Lİ ÇIRAY: “DARBECİLER, CUMHURBAŞKANI'NIN YERİNİ 2-3 GÜN ÖNCEDEN BİLİYORDU”
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da köşe yazarlığı yaptığı Sözcü'de tanık olduklarını savcıya anlattı.
Çıray ifadesinin ardından şunları söyledi:
“Ben vicdani bir görevi yerine getirmeye çalıştım. 2009'dan 2011'e kadar Sözcü Gazetesi'nde köşe yazdım. En alt görevlisinden en üstüne kadar hepsini tanıdım. Bırakın FETÖ ya da zamane ismiyle cemaatle ile ilgili bir isme rastlamak onlara karşı politika güden bir gazeteydi. Zaten orada yazı yazmam için ön şart rejime demokrasiye ve Atatürk'e sadık olmaktı. Bunları savcıya da anlattım. Ben adaletin doğru çalışacağına yönelik izlenimler edindim.
Sayın savcının hassas bir şekilde bu işi yürüttüğü izlenimini edindim. Bazı konular gecikmiş dahi olsa sonunda adaletin gerçekleşeceğine dair hislerim çok güçlü. Ben milletvekili olarak Meclis'te 15 Temmuz darbe araştırma komisyon üyesiyim ve bu komisyonda dinlediğimiz tanık ifadelerinde kesinlikle darbecilerin Cumhurbaşkanının kaldığı yeri darbeden iki üç gün önceden tespit ettikleri ortaya çıkmıştır. Komisyon raporu da bu yöndedir.
Kesinlikle Gökmen Ulu'nun yaptığı haber bu komisyonda dile gelmemiş ve raporda yer almamıştır. Darbecilerin Gökmen'in haberinden Cumhurbaşkanı'nın yerini öğrendiklerini iddia etmek gülünçtür. Saçma bir iddiadır. Hatta komisyonun daha sonra ek raporunda da aynı ifadeler yer almıştır.”
‘FETÖ İLE NE İLGİSİ VAR'
Basın dünyasında ‘Tirajların efendisi' olarak tanınan gazeteci Turan kuruluşuna bizzat dahil olduğu Sözcü Gazetesi'ni ‘FETÖ kurdurdu iddiası' için ‘ahlaksızcadır' ifadesini kullandı. Turan şunları söyledi:
“Ben tüm süreci A'dan Z'ye biliyorum ama bunu savcıya anlatmam ve inanması önemli. 2007'de kuruldu gazete. O günden beri içindeyim. Ben kurdum bile diyebilirim. O dönem Gözcü Gazetesi'ni yönetiyordum. Aydın Doğan kapama kararı alınca ben hem arkadaşlara yeni bir iş sahası açılsın diye hem de ülke bir gazete kaybetmesin diye Burak Akbay'a teklif ettim. ‘Gözcü kapanıyor. Bu iyi bir fırsattır. 120 -130 bin hazır okuyucusu varken buna devam etmek lazım.' dedim. Teklif eden benim FETÖ ile ne ilgisi var?”
‘SUÇLAMALAR AHLAK DIŞI'
“Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce gibilerinin bu suçlamaları ahlak dışıdır. A'dan Z'ye kadroları da ben ayarladım. Burak Bey ile bir toplantı yaptık ve gazeteyi çıkarmaya karar verdi. O sırada Gözcü'de de birlikte çalıştığım Metin Yılmaz'la konuşuldu ve genel yayın yönetmeni olarak göreve başladı. O da bizim ekipteydi. Hepsine kefilim hepsi benim kardeşim. Sözcü'yü FETÖ kurdurdu demek ahlaksızlıktır. FETÖ o dönemde çok büyük paralar içinde yüzüyordu. Sözcü Gazetesi ise imkansızlıklar içinde çıktı. Televizyon reklamı bile doğru dürüst yapılmadı. Sözcü Gazetesi'nin büyüyüp gelişmesi Doğan grubunun sahibi Aydın Doğan'ın Türkiye'nin en popüler, en sevilen yazarlarının işine son vermesi nedeniyle oldu. Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil ve Saygı Öztürk, Doğan grubundan ayrılıp Sözcü'ye geçince gazete büyük güç kazandı. Bu arada sevilen yazar merhum Mehmet Türker zaten ilk günden beri Sözcü'de yazıyordu. Yine Doğan grubundan ayrılan Murat Muratoğlu da ekonomi yazılarıyla Sözcü'de yer aldı. Daha sonra Necati Doğru ve Ege Cansen gibi dev isimler de yazmaya başlayınca Sözcü kadrosu Türkiye'nin en güçlü ekibi haline geldi. Anayasa Mahkemesi önceki başkanlarından Yekta Güngör Özden ve Cumhuriyet eski Başsavcısı Vural Savaş gibi Atatürkçü hukuk adamları da Sözcü'nün yazarları arasındaydı. Doğal olarak da gazetenin tirajı hızla artarak Türkiye'nin en yüksek tirajlı iki gazetesinden biri oldu.”
Rahmi Turan, ‘Sözcü'nün sahibi Burak Akbay'a ve Sözcü Gazetesi'ne FETÖ çamuru atanların aslında kendileri FETÖ'cüdür. Savcılık soruşturması sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağına ve adaletin yerini bulacağına inanıyorum' dedi.
‘EN UFAK İLİŞKİMİZ YOK'
“Eğer FETÖ ile bu gazetenin en ufak bir ilişkisi olsaydı bu yazarların hiç biri yazmak şöyle dursun bir saniye bile orada durmazlardı. Bu gazeteye FETÖ'cü demek dünyanın en komik olaylarından biri olarak geliyor bana. Sözcü'nün sahibi Burak Akbay'ı çocukluğundan beri tanırım hangi okullarda okudu nerede yüksek tahsil yaptı bilirim. Şimdi onu FETÖ ile ilişkilendirmek isteyenler vicdan yoksunu ahlaksız kişilerdir. Eğer Aydın Doğan Gözcü Gazetesi'ni kapatmamış olsaydı Sözcü diye bir gazete olmayacaktı.”
CHP’Lİ ÇIRAY: “DARBECİLER, CUMHURBAŞKANI'NIN YERİNİ 2-3 GÜN ÖNCEDEN BİLİYORDU”
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da köşe yazarlığı yaptığı Sözcü'de tanık olduklarını savcıya anlattı.
Çıray ifadesinin ardından şunları söyledi:
“Ben vicdani bir görevi yerine getirmeye çalıştım. 2009'dan 2011'e kadar Sözcü Gazetesi'nde köşe yazdım. En alt görevlisinden en üstüne kadar hepsini tanıdım. Bırakın FETÖ ya da zamane ismiyle cemaatle ile ilgili bir isme rastlamak onlara karşı politika güden bir gazeteydi. Zaten orada yazı yazmam için ön şart rejime demokrasiye ve Atatürk'e sadık olmaktı. Bunları savcıya da anlattım. Ben adaletin doğru çalışacağına yönelik izlenimler edindim.
Sayın savcının hassas bir şekilde bu işi yürüttüğü izlenimini edindim. Bazı konular gecikmiş dahi olsa sonunda adaletin gerçekleşeceğine dair hislerim çok güçlü. Ben milletvekili olarak Meclis'te 15 Temmuz darbe araştırma komisyon üyesiyim ve bu komisyonda dinlediğimiz tanık ifadelerinde kesinlikle darbecilerin Cumhurbaşkanının kaldığı yeri darbeden iki üç gün önceden tespit ettikleri ortaya çıkmıştır. Komisyon raporu da bu yöndedir.
Kesinlikle Gökmen Ulu'nun yaptığı haber bu komisyonda dile gelmemiş ve raporda yer almamıştır. Darbecilerin Gökmen'in haberinden Cumhurbaşkanı'nın yerini öğrendiklerini iddia etmek gülünçtür. Saçma bir iddiadır. Hatta komisyonun daha sonra ek raporunda da aynı ifadeler yer almıştır.”