25 Kas 2022 16:17 Son Güncelleme: 25 Kas 2022 16:50

TİP'li Kadıgil'den Beyoğlu Kaymakamı'na tepki: "Kimsin la sen; Anayasası var bu ülkenin!"

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Kadıgil, şiddeti protesto etmek amacıyla düzenlenmesi planlanan yürüyüşlerin yasaklanmasına tepki göstererek “Utanmadan bugün Taksim’de yapılacak kadın yürüyüşünü yasaklıyorlar. Anayasası var bu ülkenin. Herkes önceden izin almaksızın kendi görüşlerini açıklamak için basın açıklaması yapmak, eylem koyma hakkına sahiptir. Beyoğlu Kaymakamı sen kimsin? Bir kişi tarafından atanmış bir ilçe kaymakamısın. Bu ne cüret!” dedi.

“Yaşadığımız şiddetten sorumlu olanlara karşı yapabileceğimiz tek çözüm yolunu, dayanışmayı yasaklamaya çalışıyorlar” diyen Kadıgil, "devletin asıl yapması gerekenleri yapmadığı gibi yürüyüş hakkını gasp etmesinin kabul edilemez olduğunu" söyledi.

Kadıgil, şöyle konuştu:

“Devlet hem üstüne düşen hiçbir şeyi yapmıyor hem de kadınların dayanışmasını baltalamaya çalışıyor, yürüyüşlerimizi engellemeye çalışıyor. Bizim kendimizi güvende hissettiğimiz tek yer birbirimizle birlikte olduğumuz zamanlar. Biz bunun için sokaklardayız. Biz dayağa karşı yürüyüş diye 87 yılında sokağa çıkan kız kardeşlerimizden aldığımız elle bunu anlatmaya çalışıyoruz yıllardır. Her kadının başına geliyor. Eğitimlisi, eğitimsizi fark etmez. İlkokul mezununun da başına geliyor, üniversitede hocaların da başına geliyor. Her kadın evinde şiddete uğruyor. O yüzden çok açık ve net ifade ediyorum: Kimse kendini yalnız hissetmesin. Ve biz, devletin utanmadan yasaklamaya kalktığı bu yürüyüşleri o yüzden yapıyoruz”

"Bu, muazzam bir hadsizlik ve muazzam bir erkek saldırısıdır"
Kadınların yaşadıklarının erkekler tarafından algılanmasının mümkün olmadığını belirten Kadıgil, “Bir gece dışarı çıktığınızda şimdi bir taksi bulamazsam neremi ellerler, tecavüze uğrayıp bir köşeye atılır mıyım? Hiç böyle dertleriniz olmuyor sizin” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“O yüzden de anlamanız mümkün değil ve içinde yaşadığımız toplum bizi öyle bir yetiştiriyor ki bunu normal sanmaya başlıyoruz. Hatta bunun bir adım ötesi erkekler bunu kendi görevi sanmaya başlıyor. Bunu yapmazsa eksik erkek olacağına inandırılarak büyüyor erkekler de. Kendine bırakılan iktidar alanı bu. Biz tam bununla mücadele ediyoruz, tam bu yüzden mücadele ediyoruz ve kadın örgütlerine, LGBTİ+ örgütlerine bu yüzden düşmanlar. Kadınlar yalnız olsun istiyorlar. Bir ailenin içinde kalsın, başına bir şey geliyorsa kendi suçu sansın. Sadece kendi yaşıyor sansın, bunu konuşmasın istiyorlar. ‘Aman aman maazallah kol kırılsın yen içinde kalsın yani azıcık da döver de söver de canım kocamdır ne olacak?’ diye düşünmemizi istiyorlar. Bizim isyan ettiğimiz şey bu.

Bizim bu günlerde sokağa çıkma sebebimiz bu. Taksim Meydanı’nda ‘Kadına yönelik erkek şiddetine son’, ‘Dayağa son’, ‘Tecavüze son’ diye bir pankart kaldırdığımızda o eyleme gelemese bile o pankartı gören bir kadının, ‘Ben yalnız değilim. Bu olanlar benim suçum değil, bunlar başıma geliyorsa bunun suçlusu ben değilim’ dediğini biliyoruz. Biz bu yürüyüşleri bunun için yapıyoruz. O yüzden diyorum, bu muazzam bir hadsizlik ve muazzam bir erkek saldırısıdır.”

"Şiddet sarmalı üzerinden kendini var edenleri lanetliyorum"
Konuşmasında Gaziantep’in Karkamış ilçesine atılan havan toplarıyla hayatını kaybedenleri anan Kadıgil; dünün Öğretmenler Günü olduğunu ifade ederek, saldırıda hayatını kaybeden 22 yaşındaki öğretmen Ayşenur Alkan’ın annesinin ‘Kızımı yoksullukla okuttum, büyüttüm. Tek dileği başka yoksul çocuklara yardımcı olabilmekti’ sözlerini hatırlattı. Kadıgil, şu sözlerle devam etti:

“Ayşenur’u 22’sinde, mesleğinin daha ilk yılında, bir kez bile Öğretmenler Günü’nü kutlamak nasip olmadan katledenleri de, bu şiddet sarmalı üzerinden kendilerini var edenleri de lanetliyorum. Tüm sevenlerine bir kez daha sabır ve dayanma gücü diliyorum. Bu arada 5 yaşında kaybettiğimiz sevgili yavrumuz Hasan’ın İzmir Milletvekili arkadaşım Mahir Polat’ın da yeğeni olduğunu öğrendik. Bu vesileyle kendisine de bir kez daha baş sağlığı dilemek isterim.”