The Times başyazısında sert Erdoğan yorumu: Avrupa'ya bir Putin yetiyor da artıyor
İngiliz gazeteleri 24 Haziran seçimlerine bugün de sayfalarında geniş yer ayırdı.
Makalede Türkiye'nin son üç yılda üç parlamento ve bir
cumhurbaşkanlığı seçiminin yanı sıra bir referandum ve bir de darbe
girişimi yaşadığı hatırlatılırken önümüzdeki beş yılda
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni sistemde yetkilerinin
arttığı ve tek adam yönetimi kurma isteği konusunda Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin'e benzetilmesinin şaşırtıcı olmadığı
belirtildi.
Times'ın başyazısı şöyle devam etti:
"Avrupa'ya bir Putin yetiyor da artıyor. Türk lider elinde
topladığı gücü nasıl kullanacağı konusundaki açık olmalı.
Erdoğan'ın bundan sonra ne yapacağını sorgulamak gerek.
"Türkiye son derece kutuplaşmış, ekonomisi kötüye gidiyor, 110
binden fazla kamu çalışanı darbe girişimi sonrası işlerinden
atılmış ve özgür basın zorluklarla karşılaşıyor.
"Erdoğan'ın erken seçim ilan etme nedenlerinden biri ekonomideki
kötü gidişin AKP'ye olan desteği azaltacağından korkmasıydı.
'ERDOĞAN ZAFERİN YATIRIMCIYA GÜVEN VERECEĞİNİ SANIYORSA
YANILIYOR'
"Fakat Erdoğan yeniden seçilmesinin istikrar arayan yatırımcıya
güven vereceğini düşünüyorsa yanılıyor. Orta vadede Türkiye'ye
yatırımcı çekmenin tek yolu ekonomik ve siyasi sistemin daha açık
hale gelmesi.
"Atamalar lidere sadakatteki abartı oranına göre değil liyakate
göre yapılmalı. Hukukun üstünlüğü sağlanmalı, denge ve denetleme
mekanizmaları anayasaya eklenmeli.
"Erdoğan'ın önündeki ilk tercih net: Yetkinin paylaşılan ve hesabı
verilen bir şey olduğunu kabul edecek veya Türkiye'yi içe
kapatacak.
"İkinci tercihi ise Batı ile Doğu arasında. İran ve Rusya, Batı'nın
liberal değerlerini eleştiren ülkeler olarak Türkiye'yi aralarında
görmekten memnun. Üç ülke Suriye'de kendilerine etki alanları
yaratmayı hedeflemeye devam edecek.
'RUSYA TÜRKİYE'Yİ NATO'DAN KOPARMAK İSTİYOR'
"Bu sırada Rusya'nın bir amacı daha var: Türkiye'yi NATO'dan
koparmak. Erdoğan'ın Rusya'dan silah almaya devam edip etmeyeceği
niyetinin göstergesi olacak.
"Türkiye şu anda önemli ama öngörülemez bir NATO üyesi. Batı'nın
Erdoğan'ın Avrupa güvenliğine yaptığı katkının, AB'ye gelmek
isteyen milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapmasının hakkını
vermeli.
"İngiltere de Türkiye ile ortak savaş jeti üretimine ve Türkiye'yi
Batı'ya daha fazla bağlayabilecek diğer ortaklıklara devam
etmeli.
"Ülkesi için doğru kararı vermek Erdoğan'ın elinde. Buna olağanüstü
hali kaldırarak ve kendisini eleştirenleri hapsetmek yerine onlarla
diyaloga girerek başlayabilir. Kendine gerçekten güvenen bir lider
kendini gerçeklikten soyutlama ihtiyacı hissetmez."
Gazetenin dünya haberleri sayfasının manşetinde de Türkiye vardı.
Haberin başlığında "Putin Erdoğan'ı Batı'ya karşı bir müttefik
olarak kucaklıyor" ifadeleri vardı.
Times'ın Türkiye muhabiri Hannah Lucinda Smith, Erdoğan'ın balkon
konuşması için "Uzlaşma bekleyen Türkler hayal kırıklığına uğramış
olabilir" dedi.
'ERDOĞAN'IN GERÇEK İDEOLOJİSİ PRAGMATİZM'
Smith'in analizinde şu ifadeler yer aldı:
"Pek çok Türk Erdoğan'ın ülkeyi Suudi Arabistan veya İran gibi bir
din devletine dönüştürmesinden endişe ediyor. Oysa Erdoğan'ın
siyasi kariyerini yakından inceleyenler onun gerçek ideolojisinin
pragmatizm olduğunu görecektir.
"Erdoğan iktidarının ilk günlerinde seküler derin devleti
geriletmek için daha liberal bir söylemle müttefikler edindi.
Gücünü artırdıkça daha İslamcı bir ton takındı. Son üç yılda
milliyetçilerin oylarına ihtiyaç duyduğu için tonunu ona göre
değiştirdi. Bu yüzden şimdi MHP Erdoğan'ın politikalarını
şekillendirebilir. Bu da pratikte Kürtlerle yeni bir barış süreci
ihtimalinin daha da azalması demek."
Seçim sonuçları Guardian gazetesinin dünya haberleri sayfasının
manşetindeydi.
Gazetenin tam sayfa yer ayırdığı seçimde Türkiye muhabiri Kareem
Shaheen, şunları yazdı:
"Erdoğan artık üst düzey yargıçları, seçimle gelmemiş başkan
yardımcılarını ve kabine üyelerini neredeyse hiçbir Meclis denetimi
olmadan atama gücüne sahip. Denge ve denetleme mekanizmaları
neredeyse yok oldu.
"AKP ve MHP Meclis'te çoğunluğa sahip olsa da ittifakta çatlaklar
oluşmaya başladı. Birlikte devam edip edemeyecekleri belirsiz.
"Seçimde geniş çaplı usulsüzlük suçlaması olmadı ama seçimlerin
kendisi Uluslararası Af Örgütü'nün 'korku iklimi' olarak nitelediği
bir ortamda gerçekleşti."