29 Eki 2015 16:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:08
TGF: Basın tarihimize geçen bir utanç uygulaması!
TGF Genel Başkanı, İpek Medya'ya yapılan baskına tepki gösterdi.
İpek Medya Grubu’nda çalışan gazetecilerin tamamının işlerinden olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca’nın açıklaması aynen şöyle:
“İpek Grubu’na kayyum atanmasıyla ilgili olarak daha önce dile getirdiğimiz derin kaygılar, ne acıdır ki, bütün bir toplumun gözleri önünde hiçbir itiraza yer bırakmayacak şekilde tüm çıplaklığıyla yaşanmaya devam edilmektedir. Atanan kayyumların ilk icraatının televizyon, radyo ve gazetelerin yayın politikalarına müdahale etmek olması, olayın gerçek amacını ortaya koymuştur.
Bu ülkede anayasal teminat altında bulunan yayın özgürlüğü, televizyonların ve radyoların ana kumanda odalarına girilerek engellenmiş; gazetelerin de haber merkezleri polis eşliğinde adeta işgal edilerek, bu ülkede zaten tartışmalı olan basın yayın hürriyeti bir defa daha derdest edilmiştir.
Meslektaşlarımız ite kaka gözaltına alınmış, tekme, yumruk, cop, biber gazı vs. müdahaleleriyle yaralanmalarına sebebiyet verilmiş, görev yerlerini terk etmek istemeyenler yaka paça gözaltına alınarak saatlerce nezarethanelerde tutulmuşlardır. “Gazete bizim namusumuz” diyen meslektaşlarımız, haber merkezlerine gelen Kayyumun, “Çık dışarı, senin iş akdini feshettim” ya da “Alın bunu dışarı atın” türünden keyfi talimatlarına hedef olmuşlardır.
Basın Kanunu’nda iş akdinin sözlü olarak feshedilemeyeceği bilinmesine karşın bu yapılanların tamamı tam anlamıyla bir gözü dönmüşlüktür. Maalesef darbe dönemlerinde dahi yaşanmayan hazin görüntüler bu dönemde hafızalara hiç çıkmamacasına kazınmıştır.
Askeri dönemlerde bile en fazla gazetelerin baskı kalıpları garnizonlara getirtilir, kontrolden geçirildikten sonra basılabilir izni verilirdi. Basına, en azından buradaki gibi doğrudan müdahale yapılamayacak denli saygı duyulurdu. Ne yazık ki ülkemiz askeri darbe dönemlerini dahi aratan faşizan uygulamalarla karşı karşıyadır ve bu yönüyle tarafsız dünyaya önünde bir polis devleti görüntüsü vermektedir.
Kabul edilemez olan bu uygulamalara karşı tüm meslektaşlarımızı dayanışma içinde olmaya ve tepki göstermeye çağırıyorum.”
“İpek Grubu’na kayyum atanmasıyla ilgili olarak daha önce dile getirdiğimiz derin kaygılar, ne acıdır ki, bütün bir toplumun gözleri önünde hiçbir itiraza yer bırakmayacak şekilde tüm çıplaklığıyla yaşanmaya devam edilmektedir. Atanan kayyumların ilk icraatının televizyon, radyo ve gazetelerin yayın politikalarına müdahale etmek olması, olayın gerçek amacını ortaya koymuştur.
Bu ülkede anayasal teminat altında bulunan yayın özgürlüğü, televizyonların ve radyoların ana kumanda odalarına girilerek engellenmiş; gazetelerin de haber merkezleri polis eşliğinde adeta işgal edilerek, bu ülkede zaten tartışmalı olan basın yayın hürriyeti bir defa daha derdest edilmiştir.
Meslektaşlarımız ite kaka gözaltına alınmış, tekme, yumruk, cop, biber gazı vs. müdahaleleriyle yaralanmalarına sebebiyet verilmiş, görev yerlerini terk etmek istemeyenler yaka paça gözaltına alınarak saatlerce nezarethanelerde tutulmuşlardır. “Gazete bizim namusumuz” diyen meslektaşlarımız, haber merkezlerine gelen Kayyumun, “Çık dışarı, senin iş akdini feshettim” ya da “Alın bunu dışarı atın” türünden keyfi talimatlarına hedef olmuşlardır.
Basın Kanunu’nda iş akdinin sözlü olarak feshedilemeyeceği bilinmesine karşın bu yapılanların tamamı tam anlamıyla bir gözü dönmüşlüktür. Maalesef darbe dönemlerinde dahi yaşanmayan hazin görüntüler bu dönemde hafızalara hiç çıkmamacasına kazınmıştır.
Askeri dönemlerde bile en fazla gazetelerin baskı kalıpları garnizonlara getirtilir, kontrolden geçirildikten sonra basılabilir izni verilirdi. Basına, en azından buradaki gibi doğrudan müdahale yapılamayacak denli saygı duyulurdu. Ne yazık ki ülkemiz askeri darbe dönemlerini dahi aratan faşizan uygulamalarla karşı karşıyadır ve bu yönüyle tarafsız dünyaya önünde bir polis devleti görüntüsü vermektedir.
Kabul edilemez olan bu uygulamalara karşı tüm meslektaşlarımızı dayanışma içinde olmaya ve tepki göstermeye çağırıyorum.”