TGC öldürülen 66 gazeteciyi andı!
TGC, öldürülen 66 gazeteciyi, ilk basın şehidi Hasan Fehmi Efendi’nin mezarı başında saygı duruşunda bulunduktan sonra andı.
Gazetecilik mesleğinin verdiği ilk kayıp olan Hasan Fehmi
Efendi’nin 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü’nde öldürülmesinden bu
yana 109 yıl geçti. Bu süreç içinde 66 gazeteci kurşunlara,
bombalara hedef olarak yaşamını yitirdi.
Bu yılda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Öldürülen Gazeteciler
Günü”nde ilk basın şehidi Serbesti Gazetesi’nin Başyazarı Hasan
Fehmi Efendi’nin Çemberlitaş Divanyolu’nda bulunan II. Mahmut
Türbesi’ndeki mezarı başında saygı duruşu ve anmadan sonra törene
katılanlar birlikte TGC Basın Müzesine geçti. TGC Basın Müzesinde
Öldürülen Gazeteciler Galerisi bir kez daha ziyaret edildi.
Toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto,
Denetim Kurulu Üyesi Arif Esen, Balotaj Kurulu Üyesi Muammer
Tuncer, Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Garbis Özatay, Sibel Köklü,
Seraceddin Zıddıoğlu, Basın Yayın ve Enformasyon önceki il müdürü
Bülent Uğur ile eşi Nuray Uğur, TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, TGC
Basın Müzesi Müdiresi Saadet Altay ve Nedim Kavuk’un da aralarında
olduğu gazeteciler katıldı.
BAŞKAN OLCAYTO: ELEŞTİRİSEL GAZETECİLİKTE ISRARCI OLDUKLARI
İÇİN ÖLDÜRÜLDÜLER
Anma toplantısında yaptığı konuşmada TGC Başkanı Turgay Olcayto “
Her yıl olduğu gibi bu yılda 6 Nisanda Öldürülen Gazetecileri anmak
için toplandık. Onları sırf araştıran, soruşturan gazetecilik
yaptıkları için, eleştirel gazetecilikte ısrarcı oldukları için
öldürüldüler. Kendilerini minnet ve saygıyla anıyoruz” dedi ve
şöyle devam etti:
“II. Meşrutiyetten sonra Türkiye de farklı bir demokrasi havası
esmeye başladı. Orhan Koloğlu ustamızın ’da belirttiği gibi o
dönemde bir basın patlaması başladı. Sultan Abdülhamit’in baskıcı
rejiminden kurtulanlar özgürce yazıp çizmeye ve konuşmaya
başladılar. Bunlardan biride o zamanlar 30-35 li yaşlarını süren
Hasan Fehmi Bey. İyi bir kalemi olan gazeteci, köprü üzerinde bir
silahlı saldırıya uğruyor ve öldürülüyor. Hasan Fehmi ile başlayan
bu öldürülmeler sonraları uzun yıllar gazeteciler üzerinde devam
etti. Kimine biz tanık olduk kimilerine olamadık. Örneğin Abdi
İpekçi’den Çetin Emeç’e Ahmet Taner Kışlalıya, Uğur Mumcuya, Turhan
Dursun’a, Metin Göktepe’ye, Hrant Dink’e kadar arkadaşlarımız birer
birer öldürüldüler.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER ÜZERİNE CİDDİ ÇALIŞMA
YAPILAMADI
Bunların çoğunun azmettiricileri bulunamadı. Bazılarının
tetikçileri yakalandı ama Türkiye’de faili meçhul cinayetler
üzerine ciddi bir çalışma yapılamadı. Bu bizim büyük üzüntümüzdür.
Bugün iktidara yakın çevreler tarafından söylenen bir söz var.
‘Gazeteciler öldürülüyordu. Artık gazeteci ölümleri engellendi’
deniliyor.
150 GAZETECİ CEZAEVİNDE
Baktığınız da öyle ama 150 arkadaşımızda ceza evlerindeler.
Bunların hepsi gazetecilik yaptıkları için ordalar. İktidara
sorarsanız bu arkadaşlarımız terörist. Hangisinin elinde
kalemden, mikrofondan, fotoğraf makinesinden başka bir silah
gördünüz? Güç bir dönemden geçiyoruz. Ama gazeteci olarak hiçbir
zaman umudumuzu kaybetmemek zorundayız. Basın Müzesine gittiğiniz
vakit Öldürülen Gazeteciler Galerisinde 66 arkadaşımızın
fotoğrafını göreceksiniz. Bu öldürülen gazetecilerin içinde Türk
vatandaşı ermeni gazetecilerimizde yer alıyor. Sonuncusu Hrant Dink
daha önce milletvekilliği de yapmış olan Kirkor Zohrab ve Diran
Kelekyan’da var. Tüm bunlara baktığımızda bu galeri aslında bir
ibret galerisi. Galeride 66 gazeteci gözüküyor ama bu sayı aslında
çok daha fazla. Biz buraya ancak belgeleri olanları alabildik. Daha
demokrat insanların birbirleriyle daha barışık olduğu bir ortamda 6
Nisanları anmaya devam etmeyi umut ediyoruz.”