TGC BASIN SENATOSU BAŞKANLIĞI'NA HANGİ KÖŞE YAZARI SEÇİLDİ?
TGC Basın Senatosu Başkanlığı Nail Güreli'nin ayrılmasıyla boşalmıştı. Bu göreve getirilen isim bugün belli oldu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Basın Senatosu Başkanlığı'na Sedat Ergin seçildi. Nail Güreli’nin ayrılmasıyla boşalan Basın Senatosu Başkanlığı’na seçilen Sedat Ergin, Türkiye’de basın özgürlüğünün en sıkıntılı, en sorunlu dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çekerek “Gün geçmiyor ki, baskının her gün yeni örnekleriyle karşılaşmayalım” dedi. Demokrasiye ve basın özgürlüğüne sahip çıkacaklarını belirten Ergin, darbe girişimine karıştıkları iddiasıyla gazetecilerin tutuklanmasının kaygı verici olduğunu söyledi.
Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kısıtlamalarının, otoriter ülke görüntüsünün 12 Mart ve 12 Eylül uygulamalarını hatırlattığını belirten ve son dönemlerde Avrupa ülkelerinden gelen heyetlerinin raporlarına girdiğine dikkat çeken Ergin, “Burada bir önemli paradoks sivil idare döneminde, üstelik AB müzakere süreci devam ederken bunları yaşıyor olmamız” diye konuştu. Tarihin bir akışı olduğunu belirten Ergin, “Hiç bir şeyin tarihin akışı önünde durabileceğini sanmıyorum. O da özgürlüklerin genişlemesinden yanadır” dedi. Basın Senatosu Başkanlık Divanı'nın diğer üyeleri İhsan Yılmaz, Ahmet Çitoğlu, Seraceddin Zıddıoğlu ve Süleyman Boyoğlu'ndan oluştu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise Nail Güreli’ye Basın Senatosu’na hizmetlerinden ötürü teşekkür ederek basın özgürlüğü sorunlarını değerlendiren bir konuşma yaptı:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak 2005 yılında Türk Ceza Kanunu’ndaki sorunlu 26 maddeden 13’ünün bir bölümünü değiştirme konusunda başarıya ulaştık. Tabi Türkiye’nin siyasal yapısı bakımından 301. maddeyi değiştirme olanağını bulamadık ama 305. madde ifade özgürlüğü açısından en tehlikeli maddelerden biriydi. Çünkü ulusal çıkarlara aykırı hareket diye hükümetin belirlediği ilkelerin dışında yazı yazmak, haber yapmak, söz söylemek, ulusal çıkarlara aykırı hareket olarak görülüyordu. Ve suçlanıyordu. Gerekçesinde de mesela ‘ordu Kıbrıs’tan çekilsin’ demek suç tanımları arasında sayılıyordu. Biz o dönemde de hapiste gazeteci sayısının artacağını söylemiştik. Oysa hapiste gazeteci olmayacak açıklamaları da yapılmıştı. Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre bağımsız yargıyı etkileme, soruşturmanın gizliliğini ihlal suçlarıyla 285. ve 288. maddelerine bağlı 2010 yılının şubat ayında 4 bin 500 soruşturma açılmıştı. Önerimiz nedeniyle Adalet Bakanlığı İstanbul’da bir toplantı düzenlendi. O toplantıda Adalet Bakanı’nın görüşü, suç tanımlarını değiştirmekten ziyade cezaları arttırarak caydırıcı hale getirmeyi düşünmekti ama bunun doğru bir yol olmadığını anlattık. Hem suç tanımlarının hem ceza sürelerinin, para cezalarının değiştirilmesi gerektiğini anlattık. O toplantı sonrasında hukukçuların Ankara’da bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. Toplantı Ankara’da yapıldı ve hukukçuların çalışmalarına devam etmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Ancak 2011’in ilk çeyreğine kadar herhangi bir gelişme olmadı.”
ERİNÇ: AVRUPA BİRLİĞİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA İÇTEN DEĞİL
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Avrupa Birliği’nin ifade özgürlüğü konusunda da içten olmadığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“AB’nin ifade özgürlüğü konusunda pek içten olduğunu düşünmüyorum. Çünkü AB, Basın Yasası yapılırken gördük ki gazeteciliği de bir ticaret, sanayi olarak görüyor. Avrupa Konseyi bu konuda çaba gösteriyor. Sözleşmenin 10. maddesinin daha geniş yorumlara kavuşması için toplantılar yapıyor. Bunlar arasında işte siyasal eleştiriyle ilgili olanlar var, karikatür, mizahla ilgili olanlar var, bürokratlarla, siyasetçilerle, yargı mensuplarıyla ilgili olanlar var. Bunların arasında kendilerine özel koruma yasaları çıkarılmaması öneriliyor. Var olan yasaların uygulanmasında da hoşgörülü davranılması öneriliyor. Bu tavsiye kararlarının altında Türkiye Cumhuriyeti’ni Bakanlar Komitesi’nde temsil eden kişilerde var ama onlar da imzayı attıktan sonra nedense bu tavsiye kararlarına Türkiye’ye girmiyor. Sorunların bir bölümü de sanıyorum ki buradan kaynaklanıyor. Diliyoruz ki önümüzdeki yasama döneminde yasalarda insan haklarına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki kurallara, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına aykırı uygulamalar sona erer. Biz de geleneksel yaklaşımımızla TGC olarak, buna katkıda bulunmayı sürdürürüz.”
“MESLEKDAŞLARIMIZ MAHKEME KAPILARINDA”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ise seçimin ardından TGC’nin de içinde olduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun 100’ü aşkın gazetecinin duruşmasını izlediğini belirterek şöyle devam etti.
“94 meslek örgütünün bir araya gelmesiyle oluşan Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun ilk dönem başkanlığını cemiyet yaptı. 1 yıl içinde Gazetecilere Özgürlük Platformu İstanbul’da 2 Ankara’da 1 yürüyüş düzenledi ve bir de Gazetecilere Özgürlük Kongresi gerçekleştirdi. Cezaevinde tutuklu 70 gazeteci var. Onların tutuksuz yargılanmasını istiyoruz. Bunun içinde TCK, TMK, CMUK ve Terörle Mücadele Yasası kapsamında yoruma açık sorunlu maddelerin değiştirilmesini istiyoruz. Umarız hükümet bu dönemde gazetecilik meslek örgütlerinin taleplerini dikkate alır.”
TGC BASIN SENATOSU
Basın Senatosu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tüzüğünde yer alan, özellikle ve öncelikle meslek amaç ve ilkelerinin korunmasını, kollanmasını, basın ile ilgili olayları ve gelişmeleri izler.
Basın Senatosu, Cemiyet üyelerinin mesleğin onur ve saygınlığı ile bağdaşmayan ve meslek ilkelerine ters düşen mesleki çalışmaları konusunda başvuru üzerine, yönetim kurulu çağrısı ile ya da doğrudan harekete geçerek üyelerinin ve ilgili tarafların bilgisine başvurur.
Basın Senatosu, Basın özgürlüğü ve meslek ilkelerine aykırılık durumunda başvuru üzerine ya da doğrudan harekete geçerek durumu başkanı aracılığı ile yönetim kuruluna bildirir. Basın Senatosu'na başvurular [email protected] adresinden yapılabilir