Geçen yıl Muğla’da çektikleri ‘Aşk Zamanı’ dizisinde mini şortlarla, bikinilerle oynadığını hatırlatan Apaydın, "Ama 5 vakit namaz kılıyordum. Kimse bilmez" diye konuştu. Hürriyet'ten Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan (28 Ağustos 2016) Büşra Apaydın'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
maneviyatı dolduramadı" Tesettüre girmiş olman oyunculuğunu etkiledi mi? -Dengede tutmaya çalışıyorum. Benim daha önce de belirli kurallarım vardı. Her teklifi, her projeyi kabul eden bir oyuncu değildim. Şimdi tabii bir de tesettür sorumluluğu girdi. Ama pişman değilim. Hür irademle verdiğim bir karar. Belki de hayatımda verdiğim en anlamlı karar. Oyunculuk bambaşka bir aşk benim için, o ayrı. Ama bir de şöyle bir hakikat var; fani olan şeyler var, baki olan şeyler var. Evet ben oyuncuyum, harika bir duygu, insanlar sokağa çıktığımda beni tanıyor. Yaşıtlarım yerimde olmak istiyor. Allah için kazancım da iyi. 23 yaşında pek az gencin yapabileceği yatırımları yaptım. Ama işte para, şöhret ve bu yaşadığımız dünya içimdeki maneviyatı dolduramadı. Bir şeyler hep eksik kaldı. O yüzden de böyle bir karar aldım. Başörtümle ben sanki tamamlandım, çok da memnunum aldığım karardan...
Mağdur olduğuna dair haberler çıktı. Onlar nedir? İş bulamıyormuşsun filan... -Uydurma onlar! Tekliflerde ne artma oldu ne de azalma... Koskoca röportajdan bir cümleyi alıyorlar, cümlemin de yarısını bölerek yalan yanlış haber yapıyorlar. Zaten “Mağdur oldun mu” sorusunu, kapandıktan hemen sonra sordular. O kadar yeniydi ki, mağdur olmaya vakit yoktu. İlgi çeksin diye öyle bir başlık attılar... Bir de tam tersi, “Nemalanmak için kapandı!” diyenler var... -O da ayrı bir komedi! Öyle bir şey de yok. Herkes istediğini düşünebilir. Ama benimle tanışıp da samimiyetimden şüphe duyan bugüne kadar olmadı.
Peki zorlanmadın mı bu kararı verirken? - Bir gecede “Kapanacağım!” kararını vermedim ki... İki-üç yıldır zaten sürekli düşünüyordum. Bu bir süreç, bir yolculuk. Bardak doluyor, doluyor. Son damla zor değil yani. Zaten o zamana kadar günlerce, gecelerce düşünmüşsün, tartmışsın... Ailen? Ailenin tepkisi ne oldu? - Endişelendiler benim için. Şaşırdılar da. Erken geldi bu karar onlara. Ama tabii saygı duyuyorlar. Ailemin korkusu çevrenin tepkisiydi. Beni ne kadar hırpalar insanlar? Hırpalarlar mı? Ne kadar üzerler? Tüm bunlardan benim psikolojim ne kadar etkilenir? Bense “Korkmayın! Ben hazırım!” dedim. Yapı olarak da zaten mücadeleci bir insanım. Sonuçta, benim kararım, benim hayatım. Ben nasıl ki insanların hayatlarına, kararlarına saygı duyuyorsam, onlar da benim hayatıma ve kararlarıma saygılı olmak zorundalar.