"Kapanarak özgürleştim" İnancının bütün gerekliliklerini yerine getiriyor musun? -Sonuçta ben İslam âlimi değilim, öğrendiğim kadarını uygulamaya çalışıyorum. Ama beş vakit namazımı kılıyorum. 3 senedir düzenli kılıyorum. Namazın, tesettüre girmemde çok büyük etkisi oldu. Yukarı ile birebir temasta olduğun için daha çok yakınlaşıyorsun. Oruç? -Tabii ki tutuyorum.
Seninki bir başkaldırı mı yoksa... Ben şöyle bir hisse kapıldım; Ailen senin için iyi bir şey yapmış. Sana küçük yaşta bir gelecek sunmuş. 8 yaşından 23 yaşına kadar deli gibi çalışmışsın, ailene faydan olmuş, kendine güvenin de gelmiş, ama bir anlamıyla, senin hayatın da çalınmış. Pek çok kararını ailenle almışsın. Ama bu kapanma kararı, kendi başına verdiğin bir karar. Bana bir tür başkaldırı gibi de geldi. Ailene, çevrene, tüm dünyaya... -Doğru teşhis! Belki de özgürleşmek istedim. Ben de kapanarak özgürleştim. Çelişki var gibi duruyor ama benim açımdan yok... "Rol arkadaşıma sarılabilmem mümkün değil" Peki seçtiğin yol, oyunculuk açısından sana kısıtlama getirmez mi? -Tabii ki getirir.
‘Oyuncu’ dediğin, her şeyi oynar. Ama senin durumunda bazı sahneler için mümkün değil. Bir oyuncu için ‘günah’ ya da ‘günah değil’ gibi bir sınırlama olabilir mi? -Bu öyle bir şey ki, inanç söz konusu olmadığında da herkesin sınırları değişiyor. Benim “Ben oyuncuyum, şartsız kuralsız her rolü oynarım. Rolüm için her şeyi yaparım!” diyen arkadaşım da var, “Bu ülkede belli şeyleri asla yapmam, yatağa girmem, öpüşmem, çünkü magazin basınının dilinden kurtulamam!” diyen de. İnançla da alakası yok. Anlatabiliyor muyum? Yaşadığımız coğrafyada zaten “Oyuncuyum, her şeyi yaparım!” ters tepebiliyor. Ben evvel eski, o tür sahneleri kabul etmedim. Fakat bu filmde iki tane öyle sahnem var. Şimdiki aklım olsa çekmezdim. Onun pişmanlığını yaşıyorum. Tesettüre girmen, bu filmin hemen üstüne geldi değil mi? -Evet. “Ben kapandım, artık o sahneleri istemiyorum, çıkartın filmden!” deme hakkım da yoktu. Yaptığımın arkasında duruyorum. Zaten başım da açık bu filmde...
‘Oyuncu’ dediğin, her şeyi oynar. Ama senin durumunda bazı sahneler için mümkün değil. Bir oyuncu için ‘günah’ ya da ‘günah değil’ gibi bir sınırlama olabilir mi? -Bu öyle bir şey ki, inanç söz konusu olmadığında da herkesin sınırları değişiyor. Benim “Ben oyuncuyum, şartsız kuralsız her rolü oynarım. Rolüm için her şeyi yaparım!” diyen arkadaşım da var, “Bu ülkede belli şeyleri asla yapmam, yatağa girmem, öpüşmem, çünkü magazin basınının dilinden kurtulamam!” diyen de. İnançla da alakası yok. Anlatabiliyor muyum? Yaşadığımız coğrafyada zaten “Oyuncuyum, her şeyi yaparım!” ters tepebiliyor. Ben evvel eski, o tür sahneleri kabul etmedim. Fakat bu filmde iki tane öyle sahnem var. Şimdiki aklım olsa çekmezdim. Onun pişmanlığını yaşıyorum. Tesettüre girmen, bu filmin hemen üstüne geldi değil mi? -Evet. “Ben kapandım, artık o sahneleri istemiyorum, çıkartın filmden!” deme hakkım da yoktu. Yaptığımın arkasında duruyorum. Zaten başım da açık bu filmde...