29 Tem 2008 08:35
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:10
"TERÖR YİNE YÜREĞİMİZİ VURDU, İÇİMİZİ KANATTI!... AMA OYUNA GELMEYELİM!..." ERGUN BABAHAN GÜNÜN ÇAĞRISINI YAPTI!...
Laik-dinci çatışmasından bekledikleri sonucu elde edemeyenler şimdi etnik kavgaya oynuyor.
Oyuna gelmemek
Türkiye iki davanın gerilimini yaşarken İstanbul'da patlayan bombalarla yüreğinden yaralandı.
Yazın keyfini çıkarmaya çalışan kadınlı, erkekli, çoluk çocuklu insanlara kahpece saldırıldı.
13 gün sonra yapacağı riskli doğumdan başka bir şey düşünmeyen, ne Ergenekon'la, ne kapatma davasıyla ilgilenen genç bir kadın karnındaki yavrusuyla birlikte katledildi.
Balkondaki genç, sokaktaki bebek canavarlıktan payını aldı.
Bizler bir kâbusa tanıklık ettik.
Terör yine yüreğimizden vurdu, içimizi kanattı.
Peki neden ve niçin şimdi?
Yakın geçmişimizde, her terörist eylemin bir siyasi harekete yön vermek, toplumda belirli bir kesime karşı öfke yaratmak amacıyla yapıldığını biliyoruz.
Danıştay saldırısı, Menemen olaylarına benzeyen vahşetiyle insanlara "irtica kapıda, hepimizi kesecekler" duygusu vermişti.
Ankara'daki saldırının Genelkurmay Başkanı'nı hedef aldığı sonradan doğrulandı. Eylemci PKK'lıydı ama siparişi veren ortaya çıkarılamadı.
Sabancı suikastı da Dev-Sol imzası taşıyordu ama o Dev-Sol'un "derin ilişkiler" içinde olduğu zaman içinde ortaya çıktı.
Demek istediğim, sokaktaki militan kendini yüce bir davaya hizmet ediyor zannederken "derin ilişkiler"in maşası olduğunu fark etmez.
Kimileri ciddiye almasa da ben Ergenekon'u ciddiye alıyorum.
Yazın keyfini çıkarmaya çalışan kadınlı, erkekli, çoluk çocuklu insanlara kahpece saldırıldı.
13 gün sonra yapacağı riskli doğumdan başka bir şey düşünmeyen, ne Ergenekon'la, ne kapatma davasıyla ilgilenen genç bir kadın karnındaki yavrusuyla birlikte katledildi.
Balkondaki genç, sokaktaki bebek canavarlıktan payını aldı.
Bizler bir kâbusa tanıklık ettik.
Terör yine yüreğimizden vurdu, içimizi kanattı.
Peki neden ve niçin şimdi?
Yakın geçmişimizde, her terörist eylemin bir siyasi harekete yön vermek, toplumda belirli bir kesime karşı öfke yaratmak amacıyla yapıldığını biliyoruz.
Danıştay saldırısı, Menemen olaylarına benzeyen vahşetiyle insanlara "irtica kapıda, hepimizi kesecekler" duygusu vermişti.
Ankara'daki saldırının Genelkurmay Başkanı'nı hedef aldığı sonradan doğrulandı. Eylemci PKK'lıydı ama siparişi veren ortaya çıkarılamadı.
Sabancı suikastı da Dev-Sol imzası taşıyordu ama o Dev-Sol'un "derin ilişkiler" içinde olduğu zaman içinde ortaya çıktı.
Demek istediğim, sokaktaki militan kendini yüce bir davaya hizmet ediyor zannederken "derin ilişkiler"in maşası olduğunu fark etmez.
Kimileri ciddiye almasa da ben Ergenekon'u ciddiye alıyorum.
Türkiye'yi halkın iradesine teslim etmemeye yeminli bir ekibin varlığı zaten bilinen bir gerçek.
Bu topraklarda 11 Eylül gecesine kadar oluk gibi akan kanın bir gecede kesilmesi tesadüf değildi elbette.
1 Mayıs'taki kıyım da, Ecevit'e düzenlenen suikast girişimi de...
Bu saldırı PKK'nın işi çıkabilir veya çıkmayabilir.
Aslolan bombayı koyandan çok, koyduranın kimliği ve bu bombadan ne elde etmeye çalıştığını bulmaktır.
Ergenekon iddianamesini hazırlayan Zekeriya Öz'ün burada çarpıcı bir bulgusu var:
"Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalarda; 'Ergenekon' terör örgütünün; ülkemizde TÜRK-KÜRT çatışmasının başlamasına sebebiyet verecek DTP'li Ahmet Türk, Osman Baydemir ve Sebahat Tuncel gibi şahıslara suikast hazırlıkları ve planları yaptıkları tespit edilmiştir. Bu tespitler üzerine olayı gerçekleştirecek, tetikçilik yapacak sabıkalı şahıs yakalanmış ve istenmeyen olayların önüne geçilmiştir."
Eğer hedefiniz toplumda kaotik bir atmosfer yaratmak, güven duygusunu yok etmek, kardeş kavgası çıkararak hukuk düzenini sarsmaksa, Kürt kökenli siyasetçi de öldürtürsünüz, bomba da koydurursunuz.
Sonuç itibariyle ülkede düzenin bozulmasından fayda bekleyen bir terör örgütü de hazır beklemektedir zaten.
Bu kanlı bir yatak arkadaşlığıdır.
12 Eylül öncesi Kahramanmaraş'ta, Çorum'da Alevi vatandaşlarımızı, Başbağlar'da Sünnileri kimler birbirine kırdırdıysa, basılacak evlerin kapılarına "X" işaretlerini kim koyduysa, yine onlar işbaşında.
Bu oyunu bozacak tek şey, demokratik dayanışmadır.
Laik-dinci çatışmasından bekledikleri sonucu elde edemeyenler şimdi etnik kavgaya oynuyor.
Oyuna gelmemek lazım.
Bu topraklarda 11 Eylül gecesine kadar oluk gibi akan kanın bir gecede kesilmesi tesadüf değildi elbette.
1 Mayıs'taki kıyım da, Ecevit'e düzenlenen suikast girişimi de...
Bu saldırı PKK'nın işi çıkabilir veya çıkmayabilir.
Aslolan bombayı koyandan çok, koyduranın kimliği ve bu bombadan ne elde etmeye çalıştığını bulmaktır.
Ergenekon iddianamesini hazırlayan Zekeriya Öz'ün burada çarpıcı bir bulgusu var:
"Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalarda; 'Ergenekon' terör örgütünün; ülkemizde TÜRK-KÜRT çatışmasının başlamasına sebebiyet verecek DTP'li Ahmet Türk, Osman Baydemir ve Sebahat Tuncel gibi şahıslara suikast hazırlıkları ve planları yaptıkları tespit edilmiştir. Bu tespitler üzerine olayı gerçekleştirecek, tetikçilik yapacak sabıkalı şahıs yakalanmış ve istenmeyen olayların önüne geçilmiştir."
Eğer hedefiniz toplumda kaotik bir atmosfer yaratmak, güven duygusunu yok etmek, kardeş kavgası çıkararak hukuk düzenini sarsmaksa, Kürt kökenli siyasetçi de öldürtürsünüz, bomba da koydurursunuz.
Sonuç itibariyle ülkede düzenin bozulmasından fayda bekleyen bir terör örgütü de hazır beklemektedir zaten.
Bu kanlı bir yatak arkadaşlığıdır.
12 Eylül öncesi Kahramanmaraş'ta, Çorum'da Alevi vatandaşlarımızı, Başbağlar'da Sünnileri kimler birbirine kırdırdıysa, basılacak evlerin kapılarına "X" işaretlerini kim koyduysa, yine onlar işbaşında.
Bu oyunu bozacak tek şey, demokratik dayanışmadır.
Laik-dinci çatışmasından bekledikleri sonucu elde edemeyenler şimdi etnik kavgaya oynuyor.
Oyuna gelmemek lazım.
ERGUN BABAHAN / SABAH
">