21 Tem 2010 14:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:29
TELEVİZYONDA ''YAHŞİ'' BİR GÜZEL DÜNYAYA GELİYOR!
Yeni bir dizinin cilaladığı bir "yıldız" var ki, yaz gecelerinde ışıl ışıl parlayacak gibi görünüyor.
Ekranda komedi dizileri tutsun diye neredeyse dua eder oldum. Zira gündem öyle kasvetli ki, vatandaş hiç olmazsa prime time’da kafayı dağıtabilsin istiyorum. Bu nedenle atv’nin yeni dizisi "Yahşi Cazibe" den de umutluyum.
Tipler komik, hikaye tanıdık, (Türk Sineması’nda sıkça izlediğimiz aşka dönüşen kurmaca evlilik), oyunculuklar başarılı. Kuşkucu dedektif "Peker Pekmez" karakteri, Peker Açıkalın için etkileyici bir dönüş olmuş. Hakan Yılmaz ise bana göre ideal bir sitcom oyuncusu. Seda Özbek de son zamanlarda çok prim yapan "libidosu yüksek ev hanımı" karakteri "Manidar" ile adından söz ettireceğe benzer.
Ama bana göre bu yeni dizinin cilaladığı bir "yıldız" var ki, yaz gecelerinde ışıl ışıl parlayacak gibi görünüyor. "Cazibe" rolündeki Aslıhan Gürbüz. Zaten "Bir Bulut Olsam"ı izlerken, isminin yanına bir "tik" atmıştım. Hem güzel, hem gerçek, hem de çok sevimli görünüyor. Azerice’nin hakkını vermek kolay değil. Bunun için günlerce ders alan Gürbüz, emeğinin meyvelerini yeni bölümlerde daha fazla toplayacak. Şimdilik "ısınma turları" atıyor. İstim tuttuğunda eminim ki tadından yenmeyecek. Bir de şu aradaki zorlama RAP nağmeleri, fena halde "Türk Malı" nı çağrıştırmasa...
Amaaa, dizide bir bölüm vardı ki beni çok daha fazla rahatsız etti. Şu "eve Rus atmak" hikayesi. Komiser Peker apartmanın koridorunda gördüğü sarışın kadına hemen "Rus fahişe" yaftasını yapıştırıveriyor. Apartmandaki bekar gençlerin "eve Rus attığından" şüpheleniyor. Benim, Rus hanımefendiler ile son derece mutlu evlilikler sürdüren arkadaşlarım var.
Bu sahneyi izleyince "Acaba onlar şimdi ne hissediyorlardır?" diye düşünmeden edemedim. Şu köhnemiş "Nataşa" klişesini bir an önce terk edip, ülkemizde sayıları giderek artan ve artık "bizden" birileri olan nitelikli Rus dostlarımızı daha fazla üzmeyelim. "Şakacıktan" olsa bile...
Yüksel AYTUĞ / SABAH
Tipler komik, hikaye tanıdık, (Türk Sineması’nda sıkça izlediğimiz aşka dönüşen kurmaca evlilik), oyunculuklar başarılı. Kuşkucu dedektif "Peker Pekmez" karakteri, Peker Açıkalın için etkileyici bir dönüş olmuş. Hakan Yılmaz ise bana göre ideal bir sitcom oyuncusu. Seda Özbek de son zamanlarda çok prim yapan "libidosu yüksek ev hanımı" karakteri "Manidar" ile adından söz ettireceğe benzer.
Ama bana göre bu yeni dizinin cilaladığı bir "yıldız" var ki, yaz gecelerinde ışıl ışıl parlayacak gibi görünüyor. "Cazibe" rolündeki Aslıhan Gürbüz. Zaten "Bir Bulut Olsam"ı izlerken, isminin yanına bir "tik" atmıştım. Hem güzel, hem gerçek, hem de çok sevimli görünüyor. Azerice’nin hakkını vermek kolay değil. Bunun için günlerce ders alan Gürbüz, emeğinin meyvelerini yeni bölümlerde daha fazla toplayacak. Şimdilik "ısınma turları" atıyor. İstim tuttuğunda eminim ki tadından yenmeyecek. Bir de şu aradaki zorlama RAP nağmeleri, fena halde "Türk Malı" nı çağrıştırmasa...
Amaaa, dizide bir bölüm vardı ki beni çok daha fazla rahatsız etti. Şu "eve Rus atmak" hikayesi. Komiser Peker apartmanın koridorunda gördüğü sarışın kadına hemen "Rus fahişe" yaftasını yapıştırıveriyor. Apartmandaki bekar gençlerin "eve Rus attığından" şüpheleniyor. Benim, Rus hanımefendiler ile son derece mutlu evlilikler sürdüren arkadaşlarım var.
Bu sahneyi izleyince "Acaba onlar şimdi ne hissediyorlardır?" diye düşünmeden edemedim. Şu köhnemiş "Nataşa" klişesini bir an önce terk edip, ülkemizde sayıları giderek artan ve artık "bizden" birileri olan nitelikli Rus dostlarımızı daha fazla üzmeyelim. "Şakacıktan" olsa bile...
Yüksel AYTUĞ / SABAH