25 Oca 2011 08:35
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:59
TELEVİZYONA ÇIKAN DOKTORLAR ÜSTE PARA MI VERİYOR?
"Meğerse doktorların bazıları TV'ye para karşılığı çıkıyormuş. Para vererek ama..."
Meğerse bazı doktorlar para vererek TV'ye çıkıyormuş
Önceki akşam Bugün TV'de ekrana gelen İkisi Bir Arada programında "TV'lerdeki sağlık programları sağlıklı mı" konusunu masaya yatırmak istedik.
Konuyu iyi bilen iki tecrübeli sağlık muhabirini davet ettik. Sağlık programı hazırlayıp-sunan kişiler oldukları için. "Geleceğim" diyen Gülay 20 saat, Esra ise 6 saat önce telefonla mesaj attılar. Migrenleri tutmuş gelemeyeceklermiş... Siz olsanız bu durumda ne yapardınız? Yapacak bir şey yok. Sanırım tansiyonum 20'ye çıktı, bir iki saat boş boş baktım ve garip şeyler düşündüm. "Ben hastayım" diyene "Hasta da olsan geleceksin" denmez ki...
Hemen başka arkadaşlar aramaya başladık. Allah her zaman dürüstleri korur. Çok daha samimi, cesur bir program gerçekleşti. Sağlık Muhabirleri Derneği Başkanı Ziyneti Kocabıyık çok daha önce konuştuğumuz gibi tam saatinde aslanlar gibi stüdyoda oldu. Cine 5'te sabah programları hazırlayıp-sunan Meltem Şarkışlalı, Psikolojik Danışman Dilek Kocaoğlu ve Bugün Gazetesi'nin hem çok akıllı hem de çok şirin sağlık muhabiri Münevver Çakırtaş adeta koşarak geldiler ve izleyenlerin çok beğendikleri programı oluşturdular. Çiğ süt içmedikleri için sözlerini esirgemediler. Bildiklerini korkusuzca anlattılar. Açıkçası TV programlarına para karşılığı 'uzman doktor!' çıkarmadıkları için ve sadece gazeteci oldukları için özgürdüler. Türkiye'nin acı bir gerçeğini anlatan muhteşem ve harika program oldu. Şakası bile yapılamayacak sağlık konusunda...
Siz biliyor musunuz? Meğerse doktorların bazıları TV'ye para karşılığı çıkıyormuş. Para vererek ama... Tabii günü gelip ünlü doktor olunca vizitelerini üçe katlıyorlarmış. Muayene ücreti 500-600 lira oluyormuş. Peki bu medyatik doktorlar daha mı bilgili? Tabii ki hayır. Sadece basın danışmanları olan, menajer ile çalışan, ağzı laf yapan, TV'den pozitif elektrik veren gizli artistler!.. Çarşamba akşamı İkisi Bir Arada'nın tekrarı var. İzleseniz şok olursunuz. Ben şaşırdığıma göre... Aralarındaki rekabet, kıskançlık gazino kulislerinde şarkıcılardan daha çokmuş. Yıllardır gazino kulislerinde gördüklerimi, TV stüdyolarında kadın doktorların yaptığını duyunca...
"Ciddi bilim adamı, şu hastalığı tedavi eden mucize doktor" diye bilinenler acaba görevli oldukları hastanede ne yapıyorlar? Hadi sekreteri kartvizit dağıtıp özel hastaneye çağırıyor. Peki doktor... Örneğin sabah vizitte hasta odasında kaç dakika kalıyor? Şimdi döner sermaye var. Ne kadar hastaya bakarsan o kadar çok para alıyorsun. Herhalde bir hastaya en fazla bir dakika bakılıyor. Özel klinikler farklı değil. Ve en önemlisi tıp dünyasındaki yenilikleri takip edecek zaman buluyorlar mı? O TV kanalı senin, bu radyo benim derken... Yeni ilaç ve buluşları biliyorlar mı? Yoksa ilaç tanıtımı yapan mini etekli kızlardan mı öğreniyorlar? İlaç firmalarının organize ettiği Uzakdoğu tıp kongrelerini hiç kaçırmadıklarını biliyorum.
Neyse diyeceğim şu Sağlık Bakanlığı istediği kadar devrim deyip dursun. Ama yasaları, kuralları uygulayacak biz olduktan sonra... Lütfen helal süt emmiş, Hipokrat yeminine sadık, idealist doktorlarımız sakın şu yazdıklarımdan alınmasın. Allah'ıma şükürler olsun ki onlar çok büyük çoğunluk. Ben sadece, medyayı kullanıp halkın parasını sömüren ve kısa yoldan zengin olanlar, şu yazdıklarımdan biraz utansın diye yazıyorum. Gazetecinin bir görevi de caydırmaktır. Testiyi kırılmadan ikaz etmek hatta kibarca korkutmaktır...
Aykut IŞIKLAR / BUGÜN
Önceki akşam Bugün TV'de ekrana gelen İkisi Bir Arada programında "TV'lerdeki sağlık programları sağlıklı mı" konusunu masaya yatırmak istedik.
Konuyu iyi bilen iki tecrübeli sağlık muhabirini davet ettik. Sağlık programı hazırlayıp-sunan kişiler oldukları için. "Geleceğim" diyen Gülay 20 saat, Esra ise 6 saat önce telefonla mesaj attılar. Migrenleri tutmuş gelemeyeceklermiş... Siz olsanız bu durumda ne yapardınız? Yapacak bir şey yok. Sanırım tansiyonum 20'ye çıktı, bir iki saat boş boş baktım ve garip şeyler düşündüm. "Ben hastayım" diyene "Hasta da olsan geleceksin" denmez ki...
Hemen başka arkadaşlar aramaya başladık. Allah her zaman dürüstleri korur. Çok daha samimi, cesur bir program gerçekleşti. Sağlık Muhabirleri Derneği Başkanı Ziyneti Kocabıyık çok daha önce konuştuğumuz gibi tam saatinde aslanlar gibi stüdyoda oldu. Cine 5'te sabah programları hazırlayıp-sunan Meltem Şarkışlalı, Psikolojik Danışman Dilek Kocaoğlu ve Bugün Gazetesi'nin hem çok akıllı hem de çok şirin sağlık muhabiri Münevver Çakırtaş adeta koşarak geldiler ve izleyenlerin çok beğendikleri programı oluşturdular. Çiğ süt içmedikleri için sözlerini esirgemediler. Bildiklerini korkusuzca anlattılar. Açıkçası TV programlarına para karşılığı 'uzman doktor!' çıkarmadıkları için ve sadece gazeteci oldukları için özgürdüler. Türkiye'nin acı bir gerçeğini anlatan muhteşem ve harika program oldu. Şakası bile yapılamayacak sağlık konusunda...
Siz biliyor musunuz? Meğerse doktorların bazıları TV'ye para karşılığı çıkıyormuş. Para vererek ama... Tabii günü gelip ünlü doktor olunca vizitelerini üçe katlıyorlarmış. Muayene ücreti 500-600 lira oluyormuş. Peki bu medyatik doktorlar daha mı bilgili? Tabii ki hayır. Sadece basın danışmanları olan, menajer ile çalışan, ağzı laf yapan, TV'den pozitif elektrik veren gizli artistler!.. Çarşamba akşamı İkisi Bir Arada'nın tekrarı var. İzleseniz şok olursunuz. Ben şaşırdığıma göre... Aralarındaki rekabet, kıskançlık gazino kulislerinde şarkıcılardan daha çokmuş. Yıllardır gazino kulislerinde gördüklerimi, TV stüdyolarında kadın doktorların yaptığını duyunca...
"Ciddi bilim adamı, şu hastalığı tedavi eden mucize doktor" diye bilinenler acaba görevli oldukları hastanede ne yapıyorlar? Hadi sekreteri kartvizit dağıtıp özel hastaneye çağırıyor. Peki doktor... Örneğin sabah vizitte hasta odasında kaç dakika kalıyor? Şimdi döner sermaye var. Ne kadar hastaya bakarsan o kadar çok para alıyorsun. Herhalde bir hastaya en fazla bir dakika bakılıyor. Özel klinikler farklı değil. Ve en önemlisi tıp dünyasındaki yenilikleri takip edecek zaman buluyorlar mı? O TV kanalı senin, bu radyo benim derken... Yeni ilaç ve buluşları biliyorlar mı? Yoksa ilaç tanıtımı yapan mini etekli kızlardan mı öğreniyorlar? İlaç firmalarının organize ettiği Uzakdoğu tıp kongrelerini hiç kaçırmadıklarını biliyorum.
Neyse diyeceğim şu Sağlık Bakanlığı istediği kadar devrim deyip dursun. Ama yasaları, kuralları uygulayacak biz olduktan sonra... Lütfen helal süt emmiş, Hipokrat yeminine sadık, idealist doktorlarımız sakın şu yazdıklarımdan alınmasın. Allah'ıma şükürler olsun ki onlar çok büyük çoğunluk. Ben sadece, medyayı kullanıp halkın parasını sömüren ve kısa yoldan zengin olanlar, şu yazdıklarımdan biraz utansın diye yazıyorum. Gazetecinin bir görevi de caydırmaktır. Testiyi kırılmadan ikaz etmek hatta kibarca korkutmaktır...
Aykut IŞIKLAR / BUGÜN