Televizyon ekranları komediye neden kapandı? Sebep RTÜK mü, kanal yöneticileri mi?
Türkiye’de komedi dizileri, uluslararası satış kaygısı ve kültürel tahammülsüzlük nedeniyle ekranlarda yer bulamıyor. Uzun dizi süreleri ve RTÜK baskısı da sorunları artırıyor. Dijital platformlar, mizahın yeni adresi olurken, seyirci ağır dramdan sıkılmış durumda.
Aydınlık yazarı Gözen Esmer, "Ekranlar komediye kapalı: Kanal yöneticileri ihracatçı gibi davranıyor" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Türkiye'de son yıllarda dizi sektöründe yer alan yapımların, genel izleyici kitlesinin eleştiri konusu olduğu belirtilen yazıda tekrar eden hikayeler, mafya ilişkileri, ağır dram barındıran bu yapımlara karşı komedi hikayelerinin sahneye çıkarılmadığına dikkat çekildi. Komedi yapımlarının uluslararası satışta karşılık bulamaması ve kanal yöneticilerinin bu nedenle yurt dışı odaklı tercihler yaptığını ve RTÜK’ün baskıcı tutumunun komedi üretimini zorlaştırdığına dikkat çekilen yazıda şu sözler yer aldı;
Türkiye’de televizyon dizileri tartışılmaya devam ediyor. Ünlü oyuncu Şafak Sezer, Candaş Tolga Işık’ın “Az Önce Konuştum” programında, kanal yöneticilerinin komedi dizilerine yer verilmemesine dizilerin yurt dışına satılmamasını gerekçe gösterdiğini belirtti. Peki televizyon kanallarında diziler neden yer bulamıyor? Kültürel endüstrileşme komediye karşı mı? Ya da Türkiye’de mizaha mı tahammül kalmadı? Tüm bu soruların yanıtını oyuncu Necmi Yapıcı, Timur Acar ve yapımcı Murat Şeker’e sorduk.
Oyuncu Necmi Yapıcı, yapımcıların sinemada komedi filmi yaptığını ancak televizyon için komediyi tercih etmediklerini belirterek buna sebep olarak yabancı pazarda satışın olmaması olduğunu gösterdiklerini kaydetti. “Peki iç pazar ne olacak?” diyen Yapıcı kanal yöneticilerinin ve yapımcıların Türk seyircisine olan sorumluluğunu hatırlattı.
"AKŞAM TV KARŞISINDA DA MUTLULUK HARAM"
Toplumun mafya dizilerine değil, komediye ihtiyacı olduğunu belirten Yapıcı, “İnsanlar sürekli vurdulu kırdılı, silahlı, cinayetli mafyanın cirit attığı dizileri mi izlemek zorunda? Oysa şu an üç kanalda birden 80’ler dizisi tekrar tekrar oynatılıyor. Biz diziyi bitireli 4 sene oldu. Hala tekrarları sabah öğle akşam yayınlanıyor. Sokakta beni durduran insanlar 80’leri öve öve bitiremiyor. Ertem Eğilmez filmleri gibi yüz defa da izlesek bıkmıyoruz diyorlar.” ifadelerini kullandı.
Türk halkının eskiden daha güler yüzlü olduğunu kaydeden Yapıcı, “Toplumun aslında böyle dizilere ihtiyacı var. Zaten ekonomik zorluklarla boğuşan, dışarı çıkamayan insanlar hiç değilse akşamları televizyon karşısında gülüp eğlenebilseler bu sıkıntıları bir nebze de olsa unutacaklar. Ama yok illaki ağlamalı, bol acılı, acıklı göz yaşı seli diziler yapılacak. Akşam TV karşısında da mutluluk haram. Biz eskiden daha güler yüzlü bir toplumduk. Sokakta asık suratlı insanlar geziyor. Kimse kimseye selam vermiyor. Bu dizileri izleyen birçok genç onlar gibi giyinip mafya gibi geziyor.” dedi.
"SİNEMA FİLMİNDEN BİLE DAHA UZUN DİZİLER ÇEKİLİYOR"
Dizi sürelerinin kısaltılması gerektiğini belirten Yapıcı, kanalların sinema filminden bile daha uzun diziler çektiğini söyledi. Yapıcı, “Bence kanallar eski sisteme dönmeli. Bu hız çağında 150 dakikalık sinema filminden bile daha uzun dizilerle tüm geceyi kapatarak işin içinden çıkamayacaklar. Bu şekilde Youtube gibi mecralarla başa çıkamazlar. Maliyet açısından da bu diziler büyük yük oluyorlar kanallara. Yurt dışına satılamazlarsa o dizilerin hepsi zarar aslında. Ki bir sürü dizi alıcı bulamıyor. Oysa bugün bir diziye ödenen bütçe ile 3-4 sit-com dizisi çekilebilir. En fazla 60 dk olmalı diziler. Komediler ise 30-40 dk. Dünyada da böyle. Her kanalın üç dört komedi dizisi olmalı haftanın en az üç akşamını komedi dizilerine ayrılmalı. Eğlence programları, talk showlar, yarışmalar ile rengarenk olmalı kanallar. Sosyal medyadan insanları koparıp kendini izletebilmeli.” diye konuştu.
"SEYİRCİ AĞIR DRAMDAN SIKILDI"
Komedi yapımlarının dijitale kaydığını belirten Timur Acar, “Komedi yapımlarının aslına bakarsanız günümüzde dijital platformlara doğru bir geçiş sürecinde olduğunu söylemek daha doğru olur. Yazan çizen bir sürü isim projelerini oralara kaydırıyor. Çünkü artık günümüzde ulusal kanallara bu projelerin satışı zorlaştı. Bunun da nedeni tabii uluslararası satışlarda komedi türünün maalesef bir karşılığının olmaması diyebilirim. Yani endüstriyel anlamda artık komedinin karşılığı az diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Acar dram türündeki yapımlarda dahi komedi unsurlarına yer verildiğini aktardı. Seyircinin de ağır dram ortamından sıkıldığını kaydeden Acar, “Ancak son zamanlarda gözümüze çarpan diğer bir konu daha var. Diziler ne kadar dram olarak başlasa da devamında aralara komedi sahneler ya da karakterler serpiştirilmeye de başlandı. Yani dram olarak başlayan bir proje komedi olarak da hayatına devam edebiliyor. Çünkü artık seyirci de bu ağır dram ortamından sıkılmaya başladı. Bu bir süreç ve yakın zamanda komedi dizilerini de ortalıkta yani ulusal mecralarda görebiliriz.” dedi.
"KANAL YÖNETİCİLERİ İHRACATÇI GİBİ DAVRANIYOR"
Yapımcı Murat Şeker ise komedinin televizyonda yer bulamamasının iki sebebi olduğunu bunlardan birisinin yurtdışına satış diğerinin de tahammülsüzlük olduğunu kaydetti.
Komedi ve mizah unsurlarının başka dile çevrildiğinde anlaşılmadığını belirten Şeker, “Bizim kullandığımız özellikle yerel Ağız ve argo başka dillere çevrildiğinde daha lokal kalıyor. Uluslararası karşılığı çok olmuyor. Dolayısıyla yurtdışı satış potansiyeli olan işler genelde aşk üçgenleri yasak aşk meselesi oluyor.” dedi.
Televizyonların lokomotifinin bu tür diziler olduğunu belirten, Şeker kanal yöneticilerinin ihracatçı gibi davrandığını söyledi. Şeker, “Televizyonların da lokomotifi bu yurtdışı satışları olduğu için Aslında Türkiye'deki özellikle ana haberden sonraki yayına karar veren Latin Amerika'daki ve orta doğudaki insanlar oluyor onlar hangi dizileri izler? Hangisine para verirse onlar yayınlanıyor. Dolayısıyla kanal yöneticileri gerçekten kanal yöneticiliğinden daha çok ihracatçı konumdalar” diye konuştu.
"HÜKÜMET MİZAHA KARŞI TAHAMMÜLSÜZ"
Komedinin ekranlarda yer bulamasının diğer sebebinin iktidarın mizaha olan tahammülsüzlüğü olduğunu belirten Şeker, “İktidarın mizaha karşı tahammülsüzlüğü ve sert tutumu en başından beri mizahı yapılamaz hale getiriyor. Mizahın en büyük anlatım biçimleri taşlama ve hicivdir. Ancak taşlama ve hiçbir yapılacak bir ortam yok.” ifadelerini kullandı.
“Olacak O Kadar bir hafta yayınlansa kanal kapattırır” diyen Şeker, “RTÜK hemen ceza keser. O yüzden kanal yöneticileri de bu toplara girmek istemiyor. Yani bugün Levent Kırca yaşasa Olacak O Kadar bir hafta yayınlansa kanal kapattırır. O yüzden de komedi yok. Yani Şafak Sezer'in ima ettiği gibi endüstrileşeme yüzünden komedi yapılamıyor diye bir durum yok. En başta televizyonda mizah yapmak için gereken şartlar yok” sözlerini kullandı