“Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi”
- TÜSİAD televizyon dizilerinde kadının toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun konumlanmasını desteklemek amacıyla dizi sektörü paydaşları ile birlikte “Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi”ni hayata geçirdi - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik: - “Dizi sektörünün paydaşları...
İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) televizyon dizilerinde kadının toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun konumlanmasını desteklemek amacıyla dizi sektörü paydaşları ile birlikte “Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi”ni hayata geçirdi.
Koç Holding ana sponsorluğunda, 14 şirketin desteği ile
gerçekleştirilen “Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Projesi düzenlenen tanıtım toplantısında kamuoyu ile
paylaşıldı.
Burada bir konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye'nin kadınlara seçme ve seçilme hakkını Fransa, İtalya ve İsviçre gibi pek çok ülkeden önce verdiğini hatırlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti'ne bakıldığı zaman bu işe ne kadar önce başlandığı fevkalade net ortaya çıkıyor. Ama sonra büyük bir alacağımız oluşmuş halde. Bu noktadan bakılınca ve Orta Doğu'nun bugünkü pozisyonuna bakıldığı zaman, başta Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kurucuların laik devlet anlayışını benimsemekle ne kadar önemli bir iş yaptıklarını ben daha net kavrıyorum ve eminim herkes bu kavrayışın farkında." değerlendirmesinde bulundu.
Toplumsal cinsiyet eşitliği önündeki engellerin aşılması için
zihniyet dönüşümünü sağlamak gerektiğini belirten Bilecik, “Her
bireyin ve her kurumun kendi etki alanlarından başlayarak bir
‘kelebek etkisiyle’ bu dönüşüme büyük katkı sağlayacağına inancım
sonsuz.” ifadelerini kullandı.
Farklı alanlarda çalışmakla beraber, birbirini etkileyen ve
güçlendiren işler yapan “iş dünyası” ve “dizi
sektörü” olarak bu proje vesilesiyle bir araya gelmelerinin çok
kıymetli olduğunu aktaran Bilecik, şöyle konuştu:
“Aslında iş dünyası ile dizi sektörünün ortak bir derdi var, yaratıcılık ve yenilikçilik. İş dünyasının küresel rekabette ayakta kalması çeşitliliği, yaratıcılığı ve inovatif olmayı gerektiriyor ki toplumsal cinsiyet eşitliği bu yolda müthiş bir itici güç sağlıyor. Dizi sektörünün paydaşları belki de en yüksek yaratıcı ve yenilikçi yeteneklere sahip kesim ve bu yetenekleri toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyecek şekilde harekete geçirmeleri çok önemli.”
- “Türkiye’de dizi çeken ekipler her hafta neredeyse yeni
dünya rekorları kırıyor”
Açılış konuşmasının ardından gazeteci Nevşin Mengü yönetiminde
“TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Nereden
Başlamalı” paneli yapıldı.
Panelde konuşan, Reklamverenler Derneği (RVD) Başkanı Ahmet
Pura, toplumun tüm kesimlerinde gelişmeye başlayan cinsiyet
eşitliği duyarlılığından memnuniyet duyduklarını belirterek,
reklamverenlerin de bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu
söyledi.
Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği (TESİYAP)
Başkanı Birol Güven ise dizilerin konularını ve hikayelerini
hayattan aldıklarını belirterek, toplumun televizyoncuları terbiye
etme isteğini eleştirdi.
Türk dizi sektörünün mevcut yasal kurallar gereği süre ve
kısıtlamalar nedeniyle olağanüstü koşullarda çalıştığını anlatan
Güven, şöyle konuştu:
“Türkiye’de dizi çekilmiyor, dizi yetiştiriliyor. Kimsenin
çalışmanın detayıyla, farklı yönleriyle ilgili düşünmeye vakti
olmuyor. Türkiye’de dizi çeken ekipler her hafta neredeyse yeni
dünya rekorları kırıyor. Üç saatlik diziyi 4 günde çekmek gerçekten
kolay olmuyor. Diğer yandan seyirci de bir rekor kırıyor, akşam
9’dan gece 1’e kadar dizi izliyor seyirci de… Bir de bize deniliyor
ki ‘neden Amerika’daki gibi dizi çekemiyoruz. Onlar asıl bizim gibi
çeksin de gelsinler konuşalım.“
Türk dizilerinin pek çok ülkeye satıldığını anlatan Güven, “Türk dizileri bugün itibarıyla 140 ülkeye satılıyor, 142 ülkede de izleniyor.” bilgisini verdi.
Güven, Çin’le bir anlaşmanın imzalanmasının da gündemde olduğunu
kaydetti.
- “Bizler daha iyisini yapmaya çalışmaktan
vazgeçemeyiz”
Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Demet Akbağ, ünlü oyuncuların da sektördeki gelenekleri kanıksadığını ifade ederek, “Maalesef biz de buna alışmışız. Ancak bunu aşmak için minik minik adımlar atarak başarılı olabiliriz. Mesela bir savcı gerekiyor, bir avukat oyuncu gerekiyor, genellikle akla hemen erkek oyuncu geliyor. Oysa ki ne güzel olur bir kadın savcı olsa, avukat olsa. Maalesef ama o anda kimsenin aklına gelmiyor bu." değerlendirmesini yaptı.
Senaryo Yazarları Derneği (SENDER) Başkanı Meriç Demiray da
tüm dizi sektörü paydaşlarının daha iyiye ulaşmaya çalışması
gerektiğini anlatarak, “Evet olumsuz pek çok şey var ve bunlar
olmaya devam ediyor ama bizler daha iyisini yapmaya çalışmaktan
vazgeçemeyiz.” dedi.
- "Kadınla erkeğin dünyasını bu kadar ayrıştırmaya gerek yok"
TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya
Ünlü Kızıl, cinsiyet eşitliğinin TV dizilerinde gözetilmesi için
yol haritası çıkardıklarını ifade ederek, dikkat edilmesi gereken
hususları şöyle anlattı:
“Karakter, duygu ve meslek çeşitliliğini artırmak önemli.
Kadınla erkeğin dünyasını bu kadar ayrıştırmaya gerek yok. Hayata,
işe ve eve dair sorumlulukları dengeli paylaşmak çok kıymetli. Bunu
daha iyi gösterebilirsek dizilerimizde çocuklarımıza iyi bir mesaj
olacak.
Şiddeti sıradanlaştırmamak mühim. Bunun yanı sıra eşitlik
zihinde ve dilde başlar. Dilin kullanılmasına dikkat. Son olarak da
iş hayatında kadın, güçlü kadınlar ve kararları verebilen kadın
figürleri muhakkak yer almalı.”
Yönetmen Zeynep Günay Tan, kadın-erkek cinsiyet eşitliği konusunda eğitimin sürekli devam etmesi gerektiğini belirterek, kendisinin bu alanda aldığı eğitimden memnun olduğunu, eğitim sonrasında daha eşitlikçi sahneler çekmeye başladığını söyledi.
- “Genç kadın’ karakter sayısı, erkek karakterlerden 2,5 kat daha fazla”
Toplantıda, “Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Araştırması”nın yazarları Kadir Has Üniversitesi
İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç Dr. İrem İnceoğlu ve Yard.
Doç. Elif Akçalı, araştırma sonuçlarından çarpıcı bulguları
katılımcılarla paylaştı.
İnceoğlu, araştırma sonuçlarının aktarıldığı sunumda, dizilerde kadın karakterlerin yüzde 80 iş dışı mekanlarda bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Ev işi içerikli sahnelerin yüzde 92’si kadın karakterler için, iş içerikli söz ve eylemlerin yüzde 82’si erkek karakterler için yazılmış durumda. ’Genç kadın’ karakter sayısı, erkek karakterlerden 2,5 kat daha fazla. ‘Kadın gibi’ olmanın, kadınlar için dahi yüzde 62 aşağılama ifadesi olarak kullanıldığı göze çarpıyor. Araştırma, ağlama ve hüzün içeren sahnelerin ise yüzde 73 gibi bir çoğunlukla kadınlar için, şiddet ve tehdit içeren sahnelerin yüzde 79’unun ise erkekler için yazıldığını ortaya koydu.”
Toplantıda verilen bilgilere göre, Koç Holding’in ana destekçisi
olduğu projede, destekçi kuruluşlar olarak Anadolu Grubu, ARGE
Danışmanlık, BASF Türkiye, Borusan Holding, BSH Ev Aletleri San. ve
Tic. AŞ, FİBA Holding, Güvensan, İstanbul Kültür Üniversitesi,
Mogul Tekstil, Schneider Electric Türkiye, SiemensTürkiye, Tat
Gıda, Vodafone Türkiye ve WYG Türkiye yer aldı.