TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan 'yeni anayasa' mesajı
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni Anayasa ile ilgili flaş açıklamalarda bulundu. Sürecin parlamenterler arasında sürdürülmesine vurgu yapan TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Bu süreci kimsenin zehirlemesine müsaade edilmemeli" ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda siyasi parti liderleriyle yaptığı görüşmelere ilişkin, "Şimdiye kadar ziyaret ettiğim partiler, anayasa çalışmaları için kapıyı açık tutmuştur. Yani iyi karşıladılar, çok olumlu görüşmeler oldu. Ama tabii ki anayasa görüşmelerinde yöntemi bulunduktan sonra esas tartışma, konulara girildikçe ortaya çıkacaktır." dedi.
Kurtulmuş, Meksika ve Küba programları dönüşünde uçakta gazetecilerle söyleşi yaptı ve soruları yanıtladı.
Meksika, Endonezya, Kore, Türkiye ve Avustralya'nın oluşturduğu MIKTA'nın 10. Parlamento Başkanları Toplantısı için Meksika'da bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, bu ülkelerin farklı coğrafi bölgelerde, her biri G20 üyesi, gelişmiş ekonomiye sahip ve demokrasiyle yönetilen ülkeler olduğunu anımsattı.
Meksika parlamento başkanının bu yılki MIKTA Dönem Başkanlığı görevini üstlendiğini dile getiren Kurtulmuş, dönem başkanlığının bu toplantıda Kore'ye devredildiğini söyledi.
Kurtulmuş, toplantıda farklı konularda istişareler yapıldığını; dünyada barışın sağlanması, çatışmalardan uzaklaşılması konusundaki yaklaşımlar, göç ve çevre ile kadınların siyasete katılımına ilişkin oturumlar düzenlendiğini aktardı.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
TBMM Başkanı Kurtulmuş, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Yeni anayasa konusundaki tartışmalar ve bu konudaki görüşmeler anımsatılarak, "Yeni anayasa çalışmaları için bir takvim var mı? Yeni siyasi iklim, yeni anayasaya yakınlaşmamızı daha çok sağlar mı?" sorusunu da TBMM Başkanı Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
"Sadece anayasa çalışmalarının başarılı bir şekilde yürütülmesi değil, aynı zamanda siyaset kurumunun güçlenmesi için de partiler arasında diyaloğun önemli olduğuna inanıyorum. Yıllardır söylediğim, şimdi Meclis Başkanı olduktan sonra da yapmaya gayret ettiğim şey, bu iklimin oluşturulmasıdır. İklimin oluşması için de insanların birbirlerine karşı yumruk sallaması değil, insanların birbirleriyle el sıkışması lazım. Fikirler farklı olabilir, görüşler farklı olabilir, hedefler farklı olabilir ama hepimizin, Türkiye'nin geleceğini daha iyi yapabilmek, daha olumlu işler yapabilmek için müşterek çalışabilme zeminini kurmamız gerekiyor.
Bu anayasa çalışmaları, aslında hem Türkiye'de siyasetin normalleşmesi bakımından önemli bir fırsat olur hem de bu karşılıklı normalleşme sürecinin anayasa başta olmak üzere yasama faaliyetlerinin kalitesinin arttırılması bakımından katkısı olur. Siyasi partiler arasında görüşmelerin yapılmış olması, Sayın Cumhurbaşkanımızın ana muhalefet partisinin liderini kabul etmesi ve bu görüşmenin oldukça sıcak, dostane bir ortamda geçmesi Türkiye demokrasisi adına kazançtır."
Kurtulmuş, TBMM'nin 28. Dönemi'nde halkın oylarının yüzde 95'inin temsil edildiğine; 14 siyasi parti ve 6 siyasi parti grubunun bulunduğuna işaret ederek, "Çok sesliliğe açık bir parlamentomuz var. Eğer burada partiler bir uzlaşma zemini geliştirebilirlerse bu parlamentoda istenilen bir anayasa gerçekleşebilir." diye konuştu.
Yeni anayasa konusunun başkanlık sistemi üzerinden yürütülmesinin sürece zarar verip vermeyeceğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, bu konunun iklim meselesi olduğunu belirtti.
"Anayasanın değişmesi meselesi bir bakıma matematik işidir." diyen Kurtulmuş, 400'ün üzerinde bir oyu hedefleyen yaklaşımın esas alınması gerektiğini belirtti. Parlamentoda 400'ün çok üzerinde bir destek bulunursa toplumsal olarak çok ciddi bir mutabakat sağlanacağına işaret eden Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Anayasa tartışmaları, toplumsal mutabakatın sağlanmasına vesile olmalıdır ama toplumsal ayrışmaya, kutuplaşmaya vesile olacak anayasa tartışmalarının Türkiye'ye faydası olmaz. Şunu kesinlikle belirteyim. Bu işin tartışma yeri Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, anayasa yapma iradesine de gücüne de yetkisine de sahiptir. Bu süreci kimsenin zehirlemesine müsaade edilmemesi lazım. Bu süreç, ciddi bir şekilde parlamenterler arasında, siyasi iradeyle olacak bir şeydir. Siyasi iradenin temsilcileri, konularını gündeme getirirler ve tartışırlar."
TÜRKİYE ÜNİVERSİTELERİNİN KAPILARI AÇIK
Kurtulmuş, Filistin'e destek verdiği için okuldan uzaklaştırılan üniversite öğrencileri ve akademisyenlerle ilgili konunun daha güçlü bir şekilde gündeme gelmesi için neler yapılacağının sorulması üzerine, Mardin Artuklu Üniversitesince düzenlenen Uluslararası Akademik Sempozyum'da bu konuda çağrıda bulunduğunu ve bu çağrısını tekrarladığını söyledi.
Türkiye'nin, dünyanın dört bir tarafında zor durumda kalan öğretim üyelerine hep kucak açmış bir ülke olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Atatürk zamanında, Almanya'da Nazilerin zulmünden kaçan Yahudi bilim adamları Türkiye'ye gelmiştir ve Türkiye'de bilimsel hayatın gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Dünyanın dört bir tarafında şu anda siyonizmin baskılarıyla işini bırakmak zorunda kalan öğretim üyelerinin, akademisyenlerin tamamına çağrıda bulunuyoruz. Dünya üniversitelerinde siyonist baskılar yüzünden işinden atılan insanlara Türkiye üniversitelerinin kapıları açıktır." diye konuştu.
-Amerika'da ve başka ülkelerdeki üniversiteler ile meydanlarda Filistin gösterileri olduğunun anımsatılması ve "Türkiye'deki üniversitelerde kitlesel bir eylem yok. Bunu aynı zamanda bir akademisyen olarak nasıl değerlendirirsiniz?" diye sorulması üzerine Kurtulmuş, "Ben bir akademisyen olarak bana yapılan ilk teklifi değerlendirdim ve Mardin Artuklu Üniversitesinin sempozyumuna katıldım. Orada çok sayıda yabancı bilim adamıyla da bir arada olduk, dayanışmayı ortaya koyduk. Gazze meselesine duyarlılık konusunda, halkla hükümetin mutabık olduğu ender ülkelerden biri Türkiye'dir." dedi.