12 Şub 2017 08:53 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:28

Taşgetiren'den Babaoğlu'na yanıt: Gül'ün ve Davutoğlu'nun hukukunu...

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu’nun kendisine yönelttiği eleştirilere yanıt verdi.

Star yazarı Ahmet Taşgetiren, Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu’nun kendisine yönelttiği eleştirilere yanıt verdi. Taşgetiren, “Referandum ortamında bunlar, saf bozucu bir misyonun uzantısı olmasınlar...” dedi.

Haşmet Babaoğlu, 10 Şubat tarihli köşesinde isim vermeden Ahmet Taşgetiren hakkında şu satırları kaleme almıştı:

“Pek muhafazakâr, pek "abi" ve iddialara bakılırsa pek İslamcı (bana göre değil ya, ayrı konu) dün şöyle şeyler yazdı: "Evet diyenler vatanını seviyor, hayır diyenler de FETÖ'cü veya PKK'cı kabul edilirse, ortaya çıkan diyelim yüzde 40'lık grup ne olacak? Başkan, bu yüzde 40'ı ne yapacak?"

Elinin körü yapacak, demek var da...”

İşte Taşgetiren’in hayatını anlattığı Star’daki yazısından ilgili bölüm:

“(…) Ne diyeyim, Ahmet Taşgetiren'i anlatmaktan, yani kendimi anlatmak zorunda kalmaktan haya ediyorum. Böyle bir yazıyı, “Yani Ahmet Abi, hocam, buna neden ihtiyaç hissediyorsunuz ki” diye soracak pek çok insan bulunduğunu da biliyorum. Ama bir süredir, bunca zaman içinde nerelerde dolaştıkları bilinmeyen ve bugün hasbelkader Ak Parti'nin orasına burasına sıvanmaya çalışan insanların, buldukları her platformda, üstelik “islamcılar” diye toptancı bir tanımlamayla bir grup insanla ilgili tezvirat ürettiklerini görüyorum. Bu tezvirat Ahmet Taşgetiren'i de hedef alıyor. Bazıları, benim de zaman zaman rica - minnet davet edildiğim TV ekranlarından Ethem Sancak'a seslenip “Niye hala Star'da yazdırıyorsun ki” diye soruyor. Sosyal medya diye bir çamur deryası var zaten, oranın trolleri dolu dizgin.

Sormak geliyor içimden:

Abdullah Gül'ün hukukunu Abdullah Gül mü savunmak zorunda kalmalıydı?

Ahmet Davutoğlu'nun hukukunu Davutoğlu mu savunmak zorunda kalmalıydı?

Burada bir dünya insan sayarım, hepsi saldırıya hedef.

Dostluk – kardeşlik hukuku ile anlatmakta zorlanıyorum, bari şöyle diyeyim:

Referandum ortamında bunlar, saf bozucu bir misyonun uzantısı olmasınlar... (…)”