TARİHİ KUPAYI YAPAN ENVER AKTÜRK NEDEN MAÇA GİDEMİYOR?
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil tarihi kupayı yapan ustanın neden maça gidemediğini yazdı.
Kupa
Kupa’yı kim kaldıracak...
Fenerbahçe mi?
Galatasaray mı?
Aman diim...
Başkası kaldırmasın!
Çünkü... İlk Dünya Kupası’nı Fransız heykeltıraş Abel Lafleur yapmıştı. Louvre Müzesi’nde sergilenen Kanatlı Zafer heykelinden esinlenmişti. Mitolojideki tanrıça Nike’ı simgeliyordu. 35 santim boy, 3.8 kilo, altın kaplama, gümüştü.
1938’e kadar kazasız belasız geldi. Fransa’da yapılan ve İtalya’nın kazandığı Dünya Kupası’ndan sonra ikinci dünya savaşı patladı, İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Ottorino Barassi, kupayı bi ayakkabı kutusuna koydu, savaş bitene kadar yatağının altında sakladı.
1966’da, o yılki ev sahibi İngiltere’ye getirildi, Londra’da sergileniyordu. Bi sabah baktılar ki, yok... Kupa kaldırılmış, araklanmıştı! Kamuoyuna açıklanmadı.
Hesapta, dünyanın haberi olmadan belki buluruz diye umuyorlardı. Gel gör ki, kupa’yı çalanlar yakalanmadan, İngiltere Futbol Federasyonu enselendi. Belki bulamayız diye, çaktırmadan, ünlü gümüşçü George Bird’e gitmişler, araklanan kupanın çakması’nı sipariş etmişlerdi. Haber basına sızdı, manşet!
Scotland Yard’a ihbar yağarken, Futbol Federasyonu Başkanı’na telefon geldi. Arayan kişi “Chelsea kulübüne paket gelecek, polise duyurma, paketteki talimatları takip et” dedi, kapattı.
Ertesi gün, hakikaten geldi o paket... Açtılar. Kupa’dan koparılmış bi parça ve not vardı. Adres veriliyor, 15 bin sterlin isteniyordu. Sivil polisler buluşma yerine gitti, şapşal fidyeci geldi, paketlendi... Ancak, kupa yoktu. Sorgulandı, isminin Edward Betchley olduğu, eski asker olduğu, maşa olduğu anlaşıldı. Bu işi yapması için, hiç tanımadığı “Direk” lakaplı birinden 500 sterlin aldığını, kim ve nerede olduğunu bilmediğini söyledi. Esrarengiz Direk arandı, bulunamadı.
Ne halt edeceğiz diye kara kara düşünürlerken... “Turşu” isimli köpek, park halindeki bi otomobilin yanında zınk diye durdu, tekerleğin arkasındaki paketi ısırarak çekti, sahibi gelene kadar havladı. Sahibi paketi açtı, bingo! Ayağında terliklerle karakola koştu, “Turşu kupa’yı bulduuuu” diye bağırdı.
5 yaşında, kırma, Turşu, dünyanın sevgilisi oldu. Gazeteler posterini verdi. Filmlerde, dizilerde oynadı. Tişörtleri yapıldı. Sahibi menajer bile tuttu, köşeyi döndü, ödül parasıyla Londra’da ev aldı.
Maalesef, nazar değdi... Bir sene sonra, kedi kovalarken tasması ağaca dolandı, boğularak öldü. Ödül parasıyla alınan evin arka bahçesine gömüldü.
Şapşal fidyeci, iki sene yattı, çıktı, kadere bakın ki, bir sene sonra o da öldü.
Çakma Kupa ne oldu? Orijinali aranırken yaptırılan çakma kupa, henüz parası ödenmemiş olduğu için, gümüşçü Bird’ün elinde kaldı. Açık artırmayla satışa çıkardı. FIFA tarafından 254 bin sterline satın alındı. Şu anda, İngiltere’de Ulusal Futbol Müzesi’nde sergileniyor.
Turşu’nun bulduğu orijinal kupa ne oldu? 1970’de kupa’yı üçüncü kez kazanan Brezilya’ya verildi. Kural gereği, üç kez kazanan, ebediyen sahip oluyordu.
Orijinali Brezilya’ya verilince, mecbur, yeni bi kupa yaptırmak gerekiyordu. FIFA yarışma açtı. 7 ülkeden 53 aday katıldı. İtalyan heykeltıraş Silvio Gazzaniga’nın tasarımı kazandı.
Silvio, zafer tanrıçasını boşverdi, komple değiştirdi, dünyayı taşıyan iki sporcu figürü kullandı. 36.8 santim boy, som altından, 6 kilo 175 gram.
Hadise tatlıya bağlanmıştı ki... 1983, Turşu’nun bulduğu kupa gene araklandı!
Brezilya Futbol Federasyonu’ndan buhar oldu. Güya, kurşun geçirmez cam içindeydi ama, önü kurşun geçirmez, arkası tahtaydı. Levye yetmişti.
Asla bulunamadı... Brezilya madara olmuştu. İngiliz taktiğine başvurdular, 1 kilo 800 gram altın kullanarak, orijinal’in çakması’nı yaptılar. Orijinali araklattık, çakma’yı araklatmayalım diye, Brezilya Devlet Başkanı’na teslim ettiler, hâlâ, şimdilik, başkanlık binasında duruyor.
Ve, şimdi sıkı durun... Araklamalardan ağzı yanan FIFA, Silvio’nun yaptığı ve 1974’ten beri kullanılan şu anki kupa’nın da çakması’nı yaptırdı!
Silvio’nun heykeli finallere getiriliyor, kazanan kaldırıyor, FIFA merkezine geri götürülüyor, kazanan ülkeye 4 sene sergilesin diye çakması bırakılıyor!
Özetle, ilk orijinal ikinci kez kayıp. Bir çakma İngiltere, bir çakma Brezilya’da. İkinci orijinal İsviçre’de, ikinci orijinalin çakması son şampiyon İspanya’da.
Peki, ya bizim kupa...
Bugün verilecek olan?
60 santim boyunda, kulplar dahil 42 santim çapında, 8 kilo, 925 ayar gümüş.
Enver Aktürk tarafından üretildi.
1.5 ayda.
8 kişinin el emeği, göz nuru var.
Sipariş verilirken, boy, çap, ağırlık gibi şartname yok. Hepsi ustanın takdiri.
Enver Aktürk, 50 yaşında, çıraklıktan patronluğa 35 senedir Kapalıçarşı’da kuyumculuk yapıyor. Sadece Süperlig’in değil, basketbol, voleybol, atletizm, yüzme, at yarışı, aklınıza hangi spor branşı gelirse, kupalarını hazırlıyor. Holdinglere, üniversitelere plaket yapıyor. Antalya Altın Portakal’ı da onun elinden çıkıyor, Nasreddin Hoca Şenlikleri’nin ödülleri de.
Enver usta... Fenerbahçeli.
3 oğlu, 1 kızı var, hepsi Fenerli.
Yenge? Beşiktaşlı.
Kupa çalınırsa? Henüz böyle bi skandal yaşanmadı ama, “İsteyene yedeğini yaparım” diyor.
Ve, öyle bi skandal yaşanmadı ama, en az onun kadar büyük bir skandal yaşanmak üzere... Çünkü, tarihi kupayı yapan Enver Aktürk, maça gidemiyor.
Bilet bulamadı!
En başta Aziz Yıldırım, sonra Ali Koç’a sesleniyorum... Fatih Terim’in yedek kulübesi meselesi halledildiğine göre, locada bi kişilik yer vardır mutlaka.
Yılmaz Özdil/Hürriyet