TARAF'I VERDİĞİ DESTEKLE DARBOĞAZDAN KURTARAN İSİM İLK KEZ KONUŞTU!.. MEHMET BETİL TARAF'I ALACAK MI?..
Betil, Taraf´a ortaklığın nasıl gündeme geldiğini, görüşmelerin seyrini ve gazetenin geleceğine dair beklentilerini CNBC-e Business´a anlattı.
"Taraf´ın geleceği parlak, çünkü ihtiyaç var"
Ortaklık görüşmeleri yaptığı Taraf´ın zarar ediyor olsa bile cesaretli gazetecilik anlayışıyla iyi bir başlangıç yaptığını düşünüyor ve geleceği olduğuna inanıyor Mehmet Betil. Ama medyaya yansıdığı gibi Taraf´a ortaklığının kesinleşmediğini ısrarla vurguluyor. Son kararını da profesyonel bir iş adamı olarak detayları araştırdıktan sonra vereceğini söylüyor.
TARAF gazetesi yayın hayatına başladığından bu yana çok tartışılıyor, çok konuşuluyor. Başlangıçta finansörlerinin kimliği üzerine komplo teorileri ortaya atılıyordu. Ardından gazetenin zor durumda kaldığı duyuldu. Reklamvereni kendine çekmekte zorlanan Taraf, çalışanlarının maaşlarını dahi ödeyemiyordu. Bir yandan da yer verdiği haberlerle ilgili olarak hakkında peş peşe suç duyuruları yapılıyor, davalar açılıyordu. Ancak yeni yıl, Taraf ve burada çalışan gazeteciler açısından olumlu haberlerle başlıyordu. Yeni ve güçlü bir sermaye ortağı bulunmuştu. Gazetenin yayın yönetmeni Ahmet Altan sürmanşetten anons edilen yazısında son dönemde yaşadıkları sıkıntıları anlattıktan sonra, "Sonunda Mehmet Betil geldi. Gerekenden fazla taze parayı koydu" dedi. Taraf´ın mali sıkıntıya düşmesinden bir süre sonra kendi deyimiyle "sponsorluk desteği" sunmaya başlayan iş adamı Mehmet Betil, ortaklığın gazeteyle ilgili araştırma ve inceleme çalışmalarının tamamlanmasından sonra netlik kazanacağını söylüyor. Bunun gerçekleşme olasılığını da yüzde 50 olarak ifade ediyor. Ama gazetenin geleceğiyle ilgili sorulara cevap verirken de sanki ortaklığa kesin karar vermiş gibi bir izlenim uyandırıyor.
Mesela Taraf´ın AB fonlarından kaynak bulmasıyla ilgili bir soruya "Projelerimizi hazırlayıp onları ikna edip destekler alacağız" diye cevap verebiliyor... Betil, Taraf´a ortaklığın nasıl gündeme geldiğini, görüşmelerin seyrini ve gazetenin geleceğine dair beklentilerini CNBC-e Business´a anlattı.
Taraf´a olan ilginiz nasıl başladı?
Benim Neşe Düzel´le ahbaplığım var. Taraf yayınlanmaya başladıktan sonra takip etmeye başladım. Neşe´nin röportajları çok güzeldi, bir röportajıyla ilgili konuşurken Taraf´ın mali açıdan sıkıntıda olduğunu söyledi. Bunu aşmak için okuyucudan destek almak gerektiğini söyledim. ABD´de National Public Radio (NPR) adında çok önemli bir radyo vardır. Ayakta kalabilmek için sürekli olarak dinleyicilerinden bağış istediğini orada bulunduğum zaman dinlerken duyardım. Amerika´da kurumlar ayakta kalabilmek için bunu yapıyorsa... Daha sonra ABD´de bazı kurumların "halk enstitüleri"ne benzer faaliyetler içinde olduğunu gördüm, çok şaşırtıcı geldi. Çünkü ABD sonuçta kapitalist bir ülke... Bu tip davranışlar daha çok sosyalist ülkelere özgü sanılır ama sorguladıkça görüyoruz ki akıllı insanlar akıllı çözümlerde buluşabiliyor.
NPR aykırı, cesur bir radyo. Yaşamını sürdürebilmek için de halkın desteğini istiyor. Kimin adına yapıyor? Geniş kitlelerin ihtiyaçları karşılanırsa o yayına onların destek olmasından daha doğal bir şey yok. Benim Taraf´a ilgim böyle başladı. Neşe´ye "ben senin sponsorun olabilirim, seni desteklerim" dedim. Neşe, gerçekten işini severek, ön yargılarını işin içine katmadan, gerçeklerin üzerinden yapıyor. İnsanların önyargılarından arınarak gerçeklerin peşine düşmesi benim hoşuma giden bir şey. Oradan başladık. Sonra iş Neşe´nin sponsoru olmaktan çıktı, Taraf´ın sponsoru olmaya doğru kaydı.
"İŞE TERSTEN BAŞLAYIP
ÖNCE DESTEK OLDUK"
Nasıl gelişti bu süreç?
Ben daha baştan sermayenin güçlendirilmesi gerektiğini gördüm. Hatta teklif de ettim. Sadece parasal bir destek değil, yönetim ve bilgi desteği de ortaya koyabileceğimi söyledim. Ancak onların hemen kaynağa ihtiyaçları vardı. Borç istediler, öyle gitti. Sonra işler daha da sarpa sardı. Çalışanlar son aylarda maaşlarını alamayınca iyice zorlanmaya başladılar. Sonra biraz daha destek sağladık.
Ahmet Altan sizin sağladığınız nakit para girişinin ardından rahat bir nefes aldıklarını ve 10 yıllık stratejilerini belirlediklerini yazdı. Ve sizden yeni ortak olarak söz edildi. Böyle bir şey söz konusu mu?
Araştırma safhasındayız. Çok profesyonelce, iş adamı mantığıyla yaklaşıldığında, eğer bir ortaklık kurulacaksa birçok çalışmanın yapılması gerekir. Mevcut mali durumunun anlaşılması, hukuki durumunun incelenmesi, organizasyon yapısının araştırılması gerekir. Sonuç olarak gazete çıkarmak da profesyonel bir iş. Biz de öyle bakacağız. Aslında işe tersten başladık, "önce destek olalım, sonra bakalım" dedik biz. Destek olduk, şimdi bakma sürecini yaşıyoruz.
Taraf´ın mali durumu konusundaki ilk izleniminiz nasıl?
Zarar eden bir kurum... Ama önemli olan hakikaten bu kuruluşun gerçekçi bir şekilde yönetilip yönetilmediği. Bu ürüne Türkiye´de ihtiyaç var, çünkü Taraf cesareti, gerçeklere olan saygısı, belgeye dayalı gazeteciliğiyle iyi bir çıkış, iyi bir başlangıç yaptı. Her genç ve yeni kuruluşta olduğu gibi tabii ki hataları var. Ama o hatalarını da açık yüreklilikle ortaya koyuyor. Tam hatırlamıyorum, Aktütün ya da Dağlıca haberlerinden birinde yaptıkları hatalar için özür dilediler. Benzer başka şeyler de oldu...
Bugüne kadar ne boyutta bir maddi destek sağladınız?
Ben bunları açıklamayı uygun görmüyorum. İhtiyaç neyse o kadar verdim.
İnceleme safhasının ortaklıkla sonuçlanma olasılığı nedir?
Yüzde 50.
"HALKIN İHTİYAÇLARINA
CEVAP VEREBİLMEK LAZIM"
"Bir iş zarar ediyor olabilir ama geleceğe ilişkin vaat ettikleri önemli" diyorsunuz. Taraf´ı da böyle mi görüyorsunuz?
Japonya´da 60 milyon gazete satılıyor. Türkiye´de 4-5 milyon falan herhalde... Oransal olarak çok düşük... Şimdi kimsenin "çok iyi gazete çıkarıyorum, halk bunları anlamıyor, almıyor" deme hakkı yok. Halkın çok değişik kesimleri var, çok değişik bilgilerin ihtiyacı içinde. Bunları tespit eder ve buna göre üretim yaparsınız, Japonya kadar olmasa bile çok daha yüksek miktarda gazete satar hale gelebilirsiniz. Yeter ki halkın ihtiyacı karşılansın. Kaldı ki dünyada çok küçük başlayıp büyümüş, saygınlık kazanmış gazeteler var. Örneğin İtalyan Corriere Della Sera, İspanyol El Pais böyle.
Bu anlamda Taraf nasıl bir ihtiyaca cevap veriyor sizce?
Siyasetle ilgili olarak halkın ihtiyacına cevap veriyor. Gerek televizyonlar gerek yazılı basın Taraf´tan çok alıntı yapıyor, takip ediyor. Bu çok ilginç... Bilim dünyasında da öyledir, bir buluş çok alıntı görüyorsa o kadar katkı yapmış oluyorsunuz. Alıntı yapılıyorsa yenilikçi bir tarafınız var demektir.
Yönetime girecek misiniz?
Ortak olma kararı verirsem yönetime girmeyi düşünüyorum.
Taraf aykırı bir gazete, çeşitli çevrelerin tepsini çekiyor. Ortak olursanız siz de hedefte olacaksınız, belki de hayatınız didik didik edilecek. Çekinmiyor musunuz?
Eğer Türkiye AB´ye aday ülke konumunda ise standartları yükseltme gayreti içindeyse, doğal davranışların niye böyle korkulara sebep olması gerektiğini anlayamıyorum. Çünkü modern dünya bu, bizim gitmemiz gereken istikamet de bu olmalı. Ben bu ülkeyi seviyorum, insanların çok daha iyi şeyleri hak ettiğini düşünüyorum. Ve onu yaratabilmenin o kadar da zor olduğu kanısında değilim. Çünkü Türkiye´de bireysel olarak çok başarılı şeyler yapılıyor. Futbol, atletizm dünyasında örnekleri var. Nobel ödüllü bir yazarımız var. Her türlü baskıya rağmen bütün bunlar yapılabiliyorsa baskılar kalktığında belki de çok daha farklı zenginlikler bu topraklardan çıkabilir diye düşünüyorum. Baskıcı zihniyetin, totaliter, otokrat zihniyetin, engel teşkil ettiğini düşünüyorum. Demokrat liberal tarzın, yaşam standardı haline gelmesi durumunda insanların içindeki cevherin çok daha kolay ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Amerika gibi bir ülke olmamamız için bir neden yok. "Onların parası var, onun için tüm dünyaya hükmediyorlar" diye bakmıyorum, tersten düşünüyorum ben. Onların özgürlükleri çok, o özgürlük içinde insana saygı gösteriyorlar, kurdukları üniversite sayısıyla, verdikleri burslarla bunu kendileri yaratıyor. "Mükemmeldir" demiyorum ama ABD´den öğrenilecek o kadar çok şey var ki... ABD kendi menfaati için bunu yapıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan bir yığın ülkede baskı ve sindirmeye yönelik yasalar var. "Sen sus" demeyi, dayağı esas alıyorlar ve o yüzden de durumları pek parlak değil.
Ortaklık kararı için bir zaman verebilir misiniz?
Bu karşılıklı bir durum tabii ki. Taraf´ın yöneticilerinin bu ortaklığı ne ölçüde, hangi hızda istedikleriyle de alakalı... Yalnızca benim irademle sınırlı değil. Gerçekten arzu ediyorlarsa olur, görüşmelerimiz sürüyor. Ortak bir noktada buluşursak hızla sonuçlanır.
Bu ortaklık için siz ne istiyorsunuz, Taraf ne istiyor?
Ben şimdi ciddi bir araştırma yapılmasını arzu ediyorum. Nasıl bir gazete, hangi ihtiyaca cevap verecek, nasıl daha da merkeze gelebilir, hangi konuları daha da öne çıkaracak veya çıkarması gerekiyor... İkincisi, dijital ortam son derece önemli. Taraf o alanda son derece zayıf, o alanı da güçlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Maliyetleri çok iyi kontrol etmek gerektiğini düşünüyorum. Bir icra kurulunun kurulmasını arzu ediyorum. Çünkü bir işletmede sorumlu tayin etmek gerekiyor. Kim yetkili ve sorumluysa, bir araya gelip durum değerlendirmesi yapmalarını, haftalık planlarını oluşturmalarını arzu ediyorum. Bunların ne kadarı yapılıyor Taraf´ta, henüz bilmiyorum.
Taraf´ın zayıf ve güçlü yanları?
Çok esaslı, hakikaten çok esaslı bir yazar kadrosuna sahip. İyi haberler var ama çeşitli açılardan haber verme eksikleri mevcut. Siyasi haberlere daha büyük önem veriyor ama kültür ve sanatta yeterli değil. Televizyon radyo haberleri yeterli değil...
Taraf için yurt dışından da kaynak verecek kuruluşlar kimler?
Ben onu altı ay önce önermiştim. Avrupa´da demokrasiyi geliştirme ve güçlendirme fonları var. Çalıştığımız, görüştüğümüz kuruluşlar var. Ülke bazında desteklemeye hazırlar. Projelerimizi hazırlayıp onları ikna edip destekler alacağız.
MEHMET BETİL KİMDİR?
Robert Kolej´den 1965'te mezun oldu. Devlet Planlama Teşkilatı´na girdi ama bürokratik havadan hoşlanmayınca ayrıldı. Daha sonra Chrysler´e girdi ama orada da ortamı beğenmeyip ayrıldı. Ardından Türkiye Sınai Kalkınma Bankası´nın uzmanlık sınavlarını kazandı. Burada 20 yıl çalışıp emekli olduktan sonra 1987 yılında bilgisayar işlerine girdi. 1994 yılında Karma Bilgisayar´ı kurdu. Ama Türkiye pazarının küçük oluşundan ötürü, satın almalarda pazarlık gücünü artırabilmek amacıyla yurtdışına açıldı. Dışa açılma meyvesini verip de Karma 1.5 milyar dolarlık ciroya ulaşınca şirketi 1997 yılında Venezüellalı bir talipliye sattı. Daha sonra sektörden çekilmeyip Arena ve Armada Bilgisayar ile yoluna devam etmeye başladı.