TARAF YAZARININ SANSÜRLENEN NAZLI ILICAK YAZISINI MEDYARADAR YAYINLIYOR!
İşte Taraf yazarının istifasına yol açan "Nazlı Ilıcaklı bölümü çıkar yayınlayalım" denilen yazısı :
MEDYARADAR, Barbaros Altuğ’un Taraf’tan
istifasına yol açan sansürlü yazısını ele geçirdi..
İşte Altuğ’u Taraf Gazetesi’nden koparan yazı :
Çikolatadan
İlla ki büyüklerin oynadığı oyunların arasına karışmak isteyen,
biraz da şımartılmış çocuklar analarının-babalarının ısrarıyla
oyuna dahil edilirler. Ama çikolatadan; yani oyunda söz hakları
yoktur, gol bile atsalar kazara, bu gol olarak sayılmaz, oyuncu
sayısına bile dahil edilmezler. İşte Türkiye böyle büyütülen
çocuklarla dolu; sonra büyüdüklerinde de bunların hayattaki
duruşları değişmiyor üstelik. Çikolatadan yazar, çikolatadan
gazeteci, çikolatadan aşık oluyorlar. Hayatımıza girdikleri gibi,
hiç etkileri olmadan çıkan çikolatadan çocuklar… Yazdıkları
sayılmıyor, kızdıkları sayılmıyor, sadece kenarda kendilerini
seyreden anaları-babaları hatrına oyuna dahil ediliyorlar bu biçare
şımarıklar… Herkes zaten biliyor; ama bir de ben işte bunlar
çikolatadan demek istedim.
Boşa çekilen kürekler: Tuna K.
Çikolatadan çocukların enbaşta geleni elbette ki Kiremitçilerin
oğlu Tuna. Ulusalcılığı da çikolata, başörtüsüne saygısı da. Bala
bulasan okunmaz Kelebek yazılarının (her ne kadar kendisi
Hürriyet’ten kovuldum dese de kovula kovula Kelebek’ten kovuldu
zatıalleri; Onur Baştürk’den hatta Nil’den dahi kötü yazıyordu
zira) ardından çıkan kitabı da göründüğü gibi “çikolatadan”. Ama
kendisi sırtını bunca sene sıvazlayıp “yazarsın” diyenlere inanmış
bir kere; bırakamıyor peşini bu artık oyuncudan bile sayılmadığı
oyunun. İşin daha da acıklı tarafı; kendisini şımartanlar bile
umursamıyor artık onu. “Seni ezdiklerinde iki şıkkın vardı. Ya
öfkeyi seçecektin ya da bilgeliği. İkinciyi seçtin. "Gönül
Meselesi"ni yazdın. Aferin sana çocuk” diye twit atarak Tuna K.’yı
oven tek kişi var (çok tuhaf ama gerçek); o da kendisinden başkası
değil. “Çikolata çoktan eridi, farkına var çocuk”. Bu twit de
benden kendisine hediye; tepe tepe kullansın.
Batuların kızı, kapak güzeli Pelin
Senelerce ağırlandığı yetmedi on dalda on marifet ufacık tefecik
Pelin’in. Şiir yazdı; göklere çıkarıldı- tarih öğrendi,
televizyondan ahkam kesti, kesmedi oyuncu oldu, bolca sevgili oldu,
sonsuz röportaj verdi, soyundu (pek de giyinmedi aslında, evinde
bile çıplak dolaştığını da bize kendisi muştulamıştı-merak
ettiğimizden değil). Ama çikolatadan köşe yazarı olabileceğini biz
dahi tahmin edemedik. Hem de “nihayet düzelecek” diye umut bağlanan
Milliyet’in ilk yazar transferi olarak başlayıverdi çikolata
yazılarına. Kimin fikri, hangi giden yazarın boşluğunu dolduracak,
fotomuzdaki halini köşesine koymazsa onu kim merak edecek
sorularını sormak manasız. Zira ne yapsa kızcağız biliyoruz biz
aslında; “oyuna sokun bunu da çikolatadan” diyenlerin hatrına bir
süre ortada boşa koşturacak. Hadi bakalım bu sefer ne kadar
sürecek?
Çavuşoğlu’nun Nazlı
THY uçaklarına alınan resmi gazetelerden Sabah’ta (dün THY yönetim
kurulu başkanı Hamdi Topçu açık ve net ifade etti sadece resmi
gazeteleri aldıklarını uçaklara “Gazete olarak kabul ettiğimiz her
gazeteyi uçağa alıyoruz, gazete kabul etmediklerimizi almıyoruz”)
okudum en son köşesini geçen hafta, siz kaçırdıysanız diye de
paylaşayım istiyorum. Yayla köşesinin en mühim kısmı sanıyorum
çünkü göze çarpsın, kimse kaçırmasın diye farklı, sarımsı renkte
basılmış; Fadime başlığını taşıyor. Akla gelebilecek bin türlü
Fadime öyküsü var memlekette; okuyoruz bu önemli gazetenin
çikolatadan yazarının Fadime’sini. “Masada gazetesini okuyan
Temel’e karısı Fadime demiş ki: Uyy heruf keşke pen de gazete
olsaydım. Bütün gün penu elinde tutar purakmazdun!!! Temel cevap
vermiş: Ha keşke olsaydun! Hergun yenisinu alirdum!” Buraya kadar
yüzünüz kızarmadı ise Çavuşoğullarından Nazlı Ilıcak’ın adına,
devam edelim. Fadime’nin yanında bir bahçıvan ile köşk şahibi
fıkrası, hemen altta da Napolyon ile Obama fıkrası var aynı gün
“köşe” dediği fukara (fikir olarak) hanesinde.
Aslında çok da üstüne gitmemek lazım Nazlı Hanım’ın; zekidir en
azından. Belki kendisi de çoktan farkına vardı çikolatadan oyuncu
olduğunun; arada işte okuyan olursa da onun adına utanıversin.
Nasılsa kendi yazdığı gibi “hergün yenisi” alınacak oyuna bu
oyuncuların, sırtını sıvazlayanlar oldukça. Kolay gelsin. Durmak
yok yola devam o zaman.