04 Mayıs 2011 17:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:19

TARAF YAZARI TRT'Yİ BOMBALADI! TRT HÜKÜMETİN ÇİFTLİĞİ Mİ?

Taraf yazarı Roni Margulies bugünkü yazısında TRT'nin BBC gibi olmasını beklemediğini belirterek aynı zamanda hükümetin de çiftliği gibi olmaması gerektiğini yazdı.

İşte Taraf yazarı Roni Margulies’in bugünkü köşe yazısı...



Ali Baba’nın televizyon çiftliği

Geçenlerde TRT televizyonuna çıkmak gafletinde bulundum. Üstelik aynı salaklığı birkaç ay arayla iki kez yaptım.

Birincisi, İbrahim Tatlıses’e kurulan hain ve menfur pusunun ertesi günüydü, yanımda bir Tatlıses uzmanı oturuyordu. Ben ne hakkında konuşacaktım, hatırlamıyorum bile.

Sunucuyla kısa bir sohbet ettik, çaylarımız getirildi, mikrofonlarımız takıldı, kısa öksürüklerle boğazlar temizlendi...

Ve ekranlarda Başbakan göründü!

Yanlış hatırlamıyorsam, Pyong Yang Üniversitesi’nden fahri doktora almış, kabul konuşmasını yapmaya başladı.

Bilmiyorum, ama Pyong Yang Üniversitesi belki de çok önemli bir eğitim kurumudur. Dünyanın en iyi bir milyon üniversitesi arasına muhakkak girer.

Başbakan’ı ise biliyorum, “Eksik olmayın, bu diplomayı evimin en görünür köşesine asacağım, haydi bana eyvallah” deyip kısa kesecek adam değil.

Bizim program bir saat. Başbakan 55 dakika boyunca Kamçatka halkıyla Türk halkı arasındaki kopmaz bağlardan, sevgi, saygı ve ticaret ilişkilerinden söz etti.

Ben televizyon haberciliğinden pek anlamadığım için, “Bu konuşmanın haber değeri biraz düşük mü, bana mı öyle geliyor” diye sordum sunucumuza.

(“Sunucu” diyorum, ama bir şey sunduğu yoktu, bizimle beraber Başbakan’ın konuşmasını izliyordu. “İzleyici” dersem kimden söz ettiğimi anlayamayacaksınız, o yüzden “sunucu” diyorum.)

Sunucu/izleyici bunun haber değeriyle filan alakası olmadığını, Ankara’dan gelen talimatın haberlerden çok daha önemli bir gazetecilik ilkesi olduğunu, benim meseleye yanlış baktığımı izah etti.

TRT’ye ikinci çıkışım, 1 Mayıs’ın hemen ardından oldu. Hem güncel gelişmeleri, hem 1 Mayıs kutlamalarını değerlendirecektik.

Sabah stüdyoya geldik ki, bir konuk daha var. Hem de Devlet Bakanı!

“Bu nereden çıktı?” dedim. “Öyle” dediler, “Çıktı”.

Bakan Bey’e önce “Çılgın Proje” soruldu; halkımız, milletimiz, devletimiz için ne kadar iyi bir proje olduğunu anlattı.

Proje açıklanalı bir hafta olmuştu.

Güncel gelişmelerle ilgili bir program olduğunu söylemiştim, değil mi?

Sonra, konuk Bakan geçen sene 2010 Kültür Başkenti İstanbul sorumlusu olduğu için, bu konuyla ilgili sorular soruldu. Uzun uzun anlattı.

Baktım, 2011 yılını neredeyse yarılamışız.

Güncel gelişmelerle ilgili bir program olduğunu söylemiştim, değil mi?

Bu arada sunucumuz, sunuculuğu bırakıp “dinleyici” konumuna geçti.

Kanal projesiyle ilgili olarak bir haftadır en yandaş medyada bile dile getirilen eleştirilerden hiçbiri aklına gelmemiş olmalı ki, Bakan Bey’e “Ama...” ile başlayan hiçbir şey sormadı.

Kültür Başkenti meselesiyle ilgili olarak bir yıl boyunca konuşulan, tartışılan eleştirilerin hepsini unutmuş olacak ki, hiçbirini dillendirmedi.

Bakan konuştu, hep beraber dinledik.

Sonra bize kalan birkaç dakikada üç laf edip başarılı bir TRT programını noktaladık.

Eve dönerken mutsuz ve mahzun gurbet yıllarım geldi aklıma. TRT’yi izleyemediğim için mecburen BBC izlediğim yıllar.

BBC, çok kişinin sandığı kadar bağımsız ve tarafsız değildir. Abartmayalım.

Ama Falklands Savaşı sırasında izlediğim haber bültenlerini hatırlıyorum. Hâlâ hatırlıyor olmam ne kadar şaşırdığımın göstergesi.

Spiker günün olaylarını anlattıktan sonra, “Arjantin Hükümet Sözcüsü dedi ki...” diyerek devam ediyor, sonra “İngiltere Dışişleri Bakanlığı dedi ki...” diyerek sürdürüyordu programı.

“Biz” değil, “İngiltere hükümeti”. “Kahrolası korkak Arjantinliler” değil, “Arjantin donanması”. “Şanlı ordumuz” yok, “İngiliz mehmetçiği” yok, “Allah, Allah” çığlıkları yok.

Savaş sırasında İngilizler Arjantinlilerin Belgrano kruvazörünü batırdı, 323 denizci öldü, 700 kişi buzlu sulardan kurtarıldı.

Arjantin, Belgrano’nun o sırada savaş alanına doğru seyretmediğini, eve dönmekte olduğunu iddia etti. Geminin batırılması bütün dünyada eleştiri konusu oldu.

Ve BBC bütün bu eleştirileri ayrıntısıyla yansıttı; İngiliz hükümetinin de, Arjantin hükümetinin de görüş ve iddialarını ekranlarına taşıdı.

TRT, Bülent Arınç’a bağlıymış.

Bülent Bey, TRT’nin BBC gibi olmasını beklemiyorum, o kadar hayalperest değilim. Bizim “burjuva medyası” dediğimiz şeyden beklentilerim zaten sınırlı. Ama TRT’yi hükümetin çiftliği olarak kullandığınız zaman bir şey kazanmıyorsunuz ki.

Sizin propagandanızı yaptığını biliyor ve izlemiyoruz.

Roni Margulies/Taraf