TARAF YAZARI GENELKURMAY BAŞKANI'NA MEYDAN OKUDU!
Taraf gazetesi yazarı Halil Berktay, Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in 19 Mayıs'ta yaptığı konuşmaya meydan okudu
"Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in ’alternatif tarih’ yazılmasını ’ibret ve esefle’ karşılaması bir bakıma iyi oldu. Askerî vesayetin hâlâ sürdüğünü gösterdi..."
Taraf gazetesi yazarı Halil Berktay yazısının devamında şöyle diyor...
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner 19 Mayıs’ta Kara Harp Okulu’nda düzenlenen bir panelin ardından yaptığı açıklamada ’’Atatürk’ün İstanbul’da kaldığı 6 aylık sürede neler yaptığının toplum tarafından tam olarak bilinmemesi ve belki de bu kanlı dönemde kalanların toplum tarafından hatırlanmak istenmemesi nedeniyle bu dönem daima istismar edilmeye açık olmuştur.
Gerçeklerin değiştirilmesi ve saptırılmasıyla tarihsel olguların farklılaştırılmak istendiği ve böylece Atatürk ve arkadaşlarının mücadelesine farklı bir anlam yükleyerek alternatif tarih yazılmaya çalışıldığını ibretle ve esefle görüyoruz" demişti.
Bu sözler üzerine Berktay, bugün Taraf’ta yayımlanan yazısında Genelkurmay Başkanı Işık Koşener’e resmen meydan okudu ve Koşener’i tartışmaya çağırdı...
"Askeri vesayet hala sürüyor" diyen Berktay, şunları yazdı...
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in "alternatif tarih" yazılmasını "ibret ve esefle" karşıladığı bir bakıma iyi oldu. İlk ağızda, bittibitiyor denen askerî vesayetin hâlâ sürdüğünü; sivil toplum alanına müdahale ve çekidüzen verme özlemlerinin sona ermediğini bir kere daha gösterdi.
DENEY YAPALIM
...Bir deney öneriyorum, bu noktada. Işık Koşaner madem tarihle bu kadar ilgili, o zaman kendisinden, (a) hangi "gerçeklerin değiştirilmesi ve saptırılması" yoluyla ne gibi "tarihsel olgu"ların "farklılaştırılmak istendiği"ni somutlamasını rica ediyorum. Yani meselâ bir liste versin bize, 7 veya 15 veya 26 veya 138 maddelik, her neyse; desin ki şunlar doğrudur, şunlar ise "alternatif tarih"in yanlışlarıdır. Tezlerini net bir şekilde koysun ortaya.
(b) Bir kere bunu yaptığında, o kendi hazırlayacağı liste üzerinden, şahsen kendisiyle, öyle Harp Okulu konferanslarında değil, doğrudan kamuoyu önünde, herhangi bir televizyon kanalında, öyle mi böyle mi olduğunu bire bir ve saatlerce tartışmaya hazırım.
Bilimde hiçbir iddia, makam ve üniformadan kuvvet alamaz. Ancak bilgi ve birikimden kuvvet alabilir. Özgür, demokratik bir toplumda, böyle konuşulursa, karşılığı da kişi olarak, birey olarak tartışmaya dâvet olmalıdır.