TARAF YAZARI ACI SÖYLEDİ;İSLAMCILAR ESKİDEN GELECEĞİ PAZARLIYORDU ŞİMDİ İSE GEÇMİŞİ!
Balçiçek İlter'in sunduğu Söz Sende programına konuk olan Taraf yazarı Hidayet Şefkatli Tuksal, AK Parti kongresini ve Başbakan'ın açıklamalarını değerlendirdi
Taraf Gazetesi Yazarı Hidayet Şefkatli Tuksal, Söz Sende
programında Balçiçek İlter’in sorularını yanıtladı.
Hidayet Şefkatli Tuksal, AK Parti kongresini ve Başbakan’ın
açıklamalarını değerlendirdi. Konuşmada yeni şeyler göremediğini
belirten Taraf Yazarı, asıl değişikliklerin dağıtılan kitapçıkta
olduğunu söyledi. Başbakan’ın eleştirileri bir yıpratma politikası
olarak gördüğünü de ifade eden Tuksal, "Başbakan Yalçın Akdoğan ve
çevresindeki diğer insanları dinliyor olabilir ama medyadaki
yazarlara bir hışımla yürümesinin gerekçesi ne? Bunu açıklasınlar."
dedi. Tuksal, Başbakan’ın geçmişe yönelik konuşmalarına da
değinerek, "İslamcılar 80’lerde geleceği pazarlıyordu, şimdi
geçmişi pazarlıyorlar." diye konuştu.
HEDEF KİTLESİ SADECE KENDİSİNE OY
VERENLER
Başbakan şimdiye kadar ezilen, kendini
ötekileştirilmiş hisseden herkesin sesi olmaya çalışmıştı. AB ve
insan hakları söylemine o dönemlerde daha çok önem veriyordu.
Kendisini ötekileştirilmiş hisseden her kesime bir şey söylüyordu.
O insanların ümitlenmesi için bir vesileydi. Fakat ustalık
döneminde daha homojen bir kitleyi, kendisine oy veren kitleyi
hedef kitle olarak görüyor. Bu kitlenin dışında kalan insanlaradn
çok fazla beklentisi yok.
ACI SÖZ HOŞUNA GİTMİYOR AMA DOST ACI
SÖYLER
Başbakan’ın aile içi ortamlarda eleştirilere
açık olduğu, kendisine iletilen görüşleri değerlendirdiği
söyleniyor. Fakat bunun dışında, kamuoyu önüne çıktığında yapılan
eleştirileri bir yıpratma taktiği olarak algıladığı görülüyor. "Biz
manşetlerle savaşara savaşa bugünlere geldik."dedi ve terör
üzerinden hükümetin yıpratılmaya çalışıldığını söyledi. Taraf
gazetesinin manşetleri gibi hükümetin icraatlarına muhalif ya da
bunları sorgulayan ne varsa, bunları bir gerçeğin arayışı olarak
görmek yerine, yıpratma politikası olarak algılıyor. Bu da çok
sağlıksız bir şey. Etrafındaki o çok saygılı, hürmetkar çevrenin
artık Başbakan’ı eleştirilere karşı tahammülsüz hale getirdiğini
düşünüyorum. Bazı şeylere de yakından tanık oldum. "Dost acı
söyler" diye bir atasözümüz vardır. Acı söz kimsenin hoşuna
gitmiyor, ama dostlar da acıyı söyleme cesareti olan insanlardır.
Tayyip Bey bunu hatırlamalı.
ELEŞTİRİLERİ YIPRATMA OLARAK ALGILIYOR
Balçiçek
İlter’in, Yalçın Akdoğan’ın bir röportajında Başbakan’ın
eleştirilere açık olduğunu belirtiğini hatırlatması üzerine Hidayet
Tuksal şunları söyledi: O zaman bu konuda herkes yanılıyor mu? Bu
şu demektir: bu konuda konuşan herkes kötü niyetli ve olmayan bir
şeyi yaratmaya çalışıyor. Eğer bunu söylemek istiyorlarsa bir daha
düşünsünler. Başbakan’ı gerçekten seven, iyi yaptığı şeyleri takdir
eden çok insan var. Ben de bunlardan biriyim. Yaptığı iyi şeyleri
takdir ediyorum. Çok zor süreçlerden geçildi. Kimse 10 sene
öncesine geri dönmek istemiyor, ama burada da kalmak istemiyoruz.
Buradan da gideceğimiz yerler var. Burada duraklamak hoş bir şey
değil. Eleştiriyi yıpratma politikası olarak algılamak sağlıksız.
Yalçın Akdoğan’ın böyle bir şey demeye hakkı olduğunu düşünmüyorum.
Başbakan onları dinliyor olabilir ama, o zaman medyadaki yazarların
üzerine hışımla yürümesinin gerekçesi ne? bunu açıklasınlar.
İSLAMCILAR GEÇMİŞİ PAZARLIYOR
Mücahit
Bilici’nin ilginç bir yorumu vardı: islamcılar 80lerde gelecek
pazarlıyordu, fakat bu iflas ettiği için şu anda muhafazakarlar
geçmişi pazarlıyorlar. Çünkü geçmiş zaten yeniden kurguladığınız
bir şey. Başbakanımız geçmişle ilgili öyle bir tablo çizdi ki;
geçmişte hiçbir zulüm olmamış, hiçbir haksızlık olmamış, toz pembe
bir geçmiş... Böyle bir şey dünyanın neresinde var? Bu kongre
konuşmasında ben bunu gördüm, geçmiş üzerinden bir bağ kuruyor
insanlarla. Ama gelecek vizyonunuz nedir? 2023, 2071 tamam, ama
başka ne var?