11 Ara 2013 10:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:48

Taraf sürmanşetten çaktı; Her SABAH yalan söylüyor!

Taraf, Sabah gazetesinde yer alan ''Fişleme belgeleri''nin sahte olduğu iddiasına cevap verdi..

Taraf gazetesi bugünkü Mehmet Baransu imzalı haberinde Sabah gazetesinde yer alan ''Fişleme belgeleri''nin sahte olduğu iddiasına cevap verdi ve ''Her Sabah yalan söylüyor'' diyerek gazeteye göndermede bulunup iddialarına tek tek değinildi.
İşte Taraf'ın o haberi;
Her SABAH yalan söylüyor
Hüseyin Çelik’in de kabul ettiği MİT’in fişlemelerini gösteren belgenin sahte olduğunu iddia eden Sabah, skandal bir habere imza attı. Baransu’yu takip eden MİT’çilere soruşturma talebini, orijinal MİT belgesi diye verdi
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 2004 tarihli kararları ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 2013’e kadar yaptığı fişlemelerle ilgili haberlerimiz nedeniyle hukuken ve siyaseten zor durumda kalan birileri bugünlerde durumdan vazife çıkarmışa benziyor.
“Durumdan vazife çıkarmak” dedim, çünkü Sabah gazetesinin biraz da utanarak, sıkılarak dün manşetinin altında gizlemeye çalıştığı “yalan haber” tam da böyle bir durumu özetliyor.
Taraf, MİT’in 2012-2013 yıllarına ait fişleme belgelerini yayımladığında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, kameralar karşısında bu belgeleri doğrulamış ancak fişlemelerin hiçbir kurumla paylaşılmadığını idida etmişti. Çelik, Hakan Fidan dahil görüştüğü üst düzey MİT yetkililerinin de bu belgeleri kabul ettiğini ancak “eski geleneğin kurum içinde maalesef devam ettiğini” aynı basın toplantısında söyledi.
YAYIMLANMIŞ VE ESKİ
Ortada bu kadar itiraf varken, Sabah, 28 Şubat alışkanlığını hatırlayıp dün “durumdan vazife çıkardı.” MİT’in Basın ve Halkla İlişkiler görevini gönüllü olarak yürüten gazeteye ve elemanına yazdırılan haberin başlığı “Taraf ’ın yayımladığı MİT belgeleri sahte” idi. Habere bir de “yeni” diye bir belge eklemişlerdi. Üstelik, “orijinal” belge diye bir de üst başlık atmışlardı. Bu “orijinal” dedikleri belgenin yanına da Taraf ’ın önceki gün yayımladığı fişleme belgelerini koyup, şöyle yazmışlar: “MİT’in orijinal belgeleriyle, Taraf ’ın belgeleri arasında büyük farklılıklar görülüyor. Belgelerde tahrifat yapılmış.”
Gazete, “orijinal” adı altında habere eklediği belgeyle, Taraf ’ın yayımladığı belgeler arasındaki farkı okura gösterip, dokümanlarda tahrifat yapıldığı izlenimi vermeye çalışmış. Peki bu iddia ne kadar doğru? Daha doğrusu “yeni, orijinal” diye sunulan belge ne kadar orijinal? Ya da bu belgeyle Taraf ’ın yayımladığı fişleme belgeleri aynı mı? Gazetenin okularına “yeni” diye sunduğu belge aylar önce Taraf ’ta iki kez, Radikal gazetesinde ve birçok internet sitesinde yayınlanan eski bir belge. Kamuoyu, “alicengiz oyunuyla” yeni diye sunulan bu belgeyi MİT’in peşime adam takmasıyla ilgili haberlerden hatırlıyor. Kısacası “yeni” denen belge, beni takip eden MİT’çilerin yargılanması için izin vermesi talebiyle Başbakan Erdoğan’a iletilen, soruşturma dosyasındaki belgeden başkası değil. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, iki yıl önce yakalattığım iki MİT’çiyi yargılamak için Başbakanlık’tan izin istemişti. Başbakanlık da MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan konuyla ilgili bilgi talep etmişti. Hakan Fidan imzalı MİT belgesinde ise Başbakan’dan beni takip eden MİT’çilerin yargılanması için izin vermemesi talep edilmişti. Başbakan da 7 Mayıs 2013 tarihinde o kişilerin yargılanmasına izin vermediğini bildirmişti. İşte Sabah’ın dün yayımladığı belge bu. Belgeye dikkatli bakıldığında Başbakan Erdoğan’ın imzası, tarih, “Soruşturma izni verilmemiştir” ibaresi, MİT Müsteşarı “Dr. Hakan Fidan” ibareleri açıkça görünüyor. Yani aylar önce Taraf ’ın, Radikal ’in kamuoyuna yansıttığı, birçok internet sitesinde bulunan belgeyi Sabah, “yeni” diye okurlarına sunmuş.
MANİPÜLASYON YAPMAYA ÇALIŞMIŞ
MİT’in yayın organı hâline gelen Sabah, işte bu dokümanı fişleme belgelerinin yanına koyarak, “orijinal” belgenin bu olduğunu, Taraf’ın ise bunu tahrip edip değiştirdiğini kanıtlamaya çalışarak manipülasyon yapmış.
Taraf ’ın yayımladığı belgelerle, Sabah’ın yayımladığı belge birbirinden tamamen farklı iki ayrı konuya dair. 28 Şubat’ta kendi yazarları Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar’ı, Andıç belgesine ekleyenlerin sözcülüğünü yapan gazete, iki farklı belgeyle yine bir “operasyona” imza atmaya çalışmış. Sabah, yalanları ortaya çıkmasın diye “yeni, orijinal” dediği belgenin bir bölümünü yayımlamış. Biz de onlara bir iyilik yapıp, daha önce Taraf ’ta yayımladığımız o takibe izin verilmeyen belgenin son sayfasının tamamını yayımlıyoruz.
Belgelerle ilgili manipülasyon yapan gazete, bunun ortaya çıkma ihtimaline karşı da başka yalanlara başvurmuş. Örneğin MİT’in mahkemelere değişik konularda gönderdiği resmî yazılarla, fişleme belgelerindeki imza, bölüm tekniklerinin aynı olmadığını, bunun da fişleme belgelerinin sahteliğini kanıtladığını iddia etmiş.
ARZ NOTUNA BAKSINLAR
Kendilerine Başbakanlık’a sunulan arz notuna daha dikkatli bakmalarını tavsiye ederim. Altında Müsteşar Yardımcısı da dahil beş kişininin imzasının bulunduğu arz notunda, “fişleme belgelerinin güvenlik gerekçesiyle şifahi olarak verileceği, yapılan iş kanunsuz olduğu için, evrak güvenliğinin sağlanması, medyanın ya da başka kişilerin elllerine geçmesi durumunda değişik komplikasyonlara neden olacağı” açık açık belirtilmiş. MİT, fişleme belgelerinin resmî arz notlarının altına saklandığını, zaman zaman telefonla istenen fişleme notlarının Başbakanlık’a iletildiğini, zaman zaman da notların elden verildiğini zaten itiraf ediyor.
Bir başka iddiaları da şu: “MİT’te uzun süre görev yapmış yetkililere göre, MİT belgelerindeki yazı karakteri ve yazı dili Taraf ’ın yayımladığı belgelerden farklı.”
RESMÎ DİL OLMAZ
Sabah’ın MİT’te uzun süre görev yapmış bir yetkilisini tanıyorum. Kulağına küpe olması için ona şu hatırlatmayı yapayım. “Yeni, orijinal” diye sunduğunuz belgenin yazı karakterine baksaydınız, fişleme belgelerinde de aynı karakteri görürdünüz. Yazı diline gelince, hiçbir fişleme notunda resmî yazı dili kullanılmaz. MİT’te uzun süre görev yapan arkadaşın yazdığı resmî yazılar ve fişleme belgeleri “bavulum”da. Yıllar önce yaptığı bu fişlemelerde de yazı dilleri birbirine benzemiyor.
Sabahçı’ların kulağına küpe olması için de şunu söyleyeyim. Dursun Çiçek de savcılığa verdiği ifadesinde, İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın sahte olduğunu vurgulamak için şu savunmayı yapmıştı: “Belgede kara, gri, beyaz propaganda ibaresi var. TSK’da bu tür terimler kullanılmaz. Bu da belgenin sahte olduğunu gösterir.”
Sonra ne mi oldu? 1967 yılı dahil 2009 yılına kadar TSK’da okutulan kitaplar, resmî planlar ortaya çıktı ve bu ibarelerin kullanıldığı anlaşıldı. Çiçek daha sonra ne mi yaptı? Bu ibarelerin varlığını kabul etti ve savunmasını başka iddialar üzerine bina etmeye çalıştı. Yani anlayacağınız, “Belge sahte, karakter, dil farklı” yalanlarına alışığız. Manipülasyon yapıyorsunuz, bari, avukatım ve bende bulunan, beni takip edenlerin yargılanmasına izin verilmediğine ilişkin belgeyi, “işte yeni, orijinal fişleme belgesi” diye kullanmayın. Yalanlarınızla komik duruma düşüyorsunuz. Unutmadan, bundan sonra MİT’ten fişleme belgeleri sahte diye haber amaçlı yazı gelirse, önce Hüseyin Çelik’i arayın. O size gerekli bilgiyi verir.