17 Kas 2007 11:32 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:51

TARAF GAZETESİ,8 YILDIR BİTMEYEN KAVGAYI YAZDI REHA MUHTAR ÇILDIRDI!.."İSPATLAYIN UTANAYIM İSPATLAYAMAZSINIZ UTANMAZSINIZ"!..

Yayın hayatına yeni başlayan TARAF, 2. sayısında 8 yıl önce yaşanan bir olayı sayfalarına taşıyınca Reha Muhtar çıldırdı: Ahmet Kaya'ya sayan söven,çatal fırlatan ben değildim!..

Yayın hayatına yeni başlangıç yapan Taraf gazetesi, dün çıkan ikinci sayısında 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül gecesinde yaşanan olayı gündeme getirdi ve o gecede Kürtçe klip yapacağını açıklayan Ahmet Kaya'ya, salonda bulunanların çatal ve bıçak fırlattıklarını ayrıca sözlü hakaretlerde bulunduklarını yazdı. Ancak haberde ismi geçen Reha Muhtar bu habere sert tepki gösterdi ve Taraf'ın ortak Genel Yayın Yönetmenlerinden biri olan Ahmet Altan'ın satırlarıyla kendini savundu.

Reha Muhtar, Taraf gazetesinin çıkmasından duyduğu mutluluktan söz ettikten sonra sözü hakkındaki iddialara getiriyor ve şöyle diyor:

"... Taraf Gazetesi daha ikinci günü "pis bir iftiraya, rezil bir yalana" sütunlarını açtı, haber olarak onu yayınladı.
Üstelik gerçek bütün belgeleriyle sayfalarca bu köşede zamanında yayınlandığı halde...

Bir Ahmet Kaya haberinde, gazete o pis yalanı ve iftirayı sütunlarına taşıyor:
Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreni gecesinde, "Bir sürü sanatçının yanı sıra Reha Muhtar´ın da bulunduğu grup önce sözlü sonra da çatal bıçak fırlatarak Ahmet Kaya ve eşine saldırdı..."

Şimdi önce, bütün "muhabir, fotomuhabiri, kameraman, yazı işleri müdürü, televizyon ya da gazete genel yayın yönetmeni" arkadaşlarımdan bir ricam var...

Ödül töreni gecesi orada 50´ye yakın kamera, 100´e yakın da muhabir ve foto muhabiri gazeteci görev yapıyordu...
150´ye yakın kamera, teyp, fotoğraf makinesi arasında "Benim Ahmet Kaya´ya ya da eşine, sayan, söven, bağıran, çağıran, değil çatal bıçak fırlatmak masada elimi kolumu bile kaldırdığımı gösteren görsel ya da işitsel tek bir tane belge gösteren biri çıksın, 27 yıldır yaptığım gazetecilik mesleğinin sonunda herkesin ortasında utanıp özür dileyeceğim."
Arşivlerde olayın bütün görüntüleri var, oradaki muhabir, kameraman arkadaşlarımın özel arşivlerinde var, 100´den fazla gazetecinin bulunduğu bir ortamda bir tek görüntü bulunsun "utanacağım" diyorum "özür dileyeceğim" diyorum, ama eğer bulamazsanız "utanmazsınız" ve hangi siteler bunu yayınlıyorsa onlara da "utanmaz birer iftiracısınız" diyorum...

Şimdi Taraf Gazetesi´nin kurucu Genel Yayın yönetmeni Ahmet Altan´la Alev Er kardeşim için tarihi önemde bir yazı:
Jules Renard´ın bir sözünü biraz değiştirerek söylersek, Ben sonsuzluğu algılamakta biraz zorluk çekerdim ama bu adamların ahlaksızlığını görünce sonsuzluğun ne olduğunu kavradım.

Bazı gazetelerin bir türlü bitmek bilmeyen iftira kampanyasını neden başlattığını ve sürdürdüğünü bilmiyorum...
Kendi ahlaklarından, dürüstlüklerinden, onurlarından, haysiyetlerinden böylesine büyük bir istekle vazgeçmelerinin nedenini anlamak benim için imkansız...

Benim Aldatmak isimli romanımı Arthur Haily´-den yürüttüğümü yazan kişi, iki kitap arasında birbirine benzeyen bir sayfa değil, birbirine benzeyen iki paragraf arasında bir benzerlik bulabilirse ben Aldatmak kitabının bütün nüshalarını yakacağım.
Bulamazlarsa onlar ne yapacak?..
"Ahlaksızca iftira attık" deyip özür dileyecekler mi?..
"Gazeteciliğin hiç bir kuralına uymadık" diyerek mesleklerini bırakacaklar mı?..
"Haysiyetsizce iftira attıklarını" aynı sütünlarında açıklayacaklar mı?..

Bu yazılar, atılan pis iftiralara cevap veren ünlü bir yazarın yazısından alındı...
Kim mi o ünlü yazar?..
Şu anda Taraf Gazetesi´nin kurucu Genel Yayın Yönetmeni olan Ahmet Altan...