Tamer Karadağlı, makamdaki ilk icraatını açıkladı! ‘Teklif geldiğinde çok şaşırdım…’
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan Tamer Karadağlı, makamdaki ilk icraatını açıkladı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanan oyuncu Tamer Karadağlı, makama geldikten sonra ilk icraatının, Düzce Devlet Tiyatrosu’nda 650 konservatuvar mezunu genç arasından 10 kişiyi seçmek olduğunu söyledi.
Milliyet'ten Ali Eyüboğlu'na konuşan Karadağlı, "Bir vefa borcu hissettiğim için teklifi kabul ettim. Eğer bir etki alanım varsa bunu Devlet Tiyatroları ile kullanmak çok akılcı tavır geldi bana." ifadelerini kullandı.
Tamer Karadağlı'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü teklifi geldiğinde neler hissettiniz?
Aslında çok şaşırdım, çünkü benim hiç hayal ettiğim bir şey değildi bu.
Merak edip beni niye seçtiniz diye sordunuz mu?
Sormadım, çünkü ben bu tedrisattan geliyorum. Şu anda Devlet Tiyatrosu’nda olanların yarısından çoğunu tanıyorum. Aynı okullarda okuduklarım var. Genel Müdür Yardımcım, aynı okuldan benim bir sınıf küçüğüm.
Teklifi kabul etmenizde ne etkili oldu?
Bugüne yaptıklarımın ve başarılarımın almış olduğum eğitimin ve disiplinin bir parçası olduğuna inanıyorum. Şayet ben İstanbul’da başarılı ve ünlü olduysam, para kazandıysam bunu almış olduğum tiyatro eğitimi ve disiplinine borçluyum. Bu yüzden bir vefa borcu hissettiğim için teklifi kabul ettim. Eğer bir etki alanım varsa bunu Devlet Tiyatroları ile kullanmak çok akılcı tavır geldi bana.
Ne umdunuz, ne buldunuz?
Bir şey ummadım. Yapılması gereken bir görev var. Doğru ekibi kurduktan sonra sağlam adımlarla ilerlemek gerekiyor. Özel sektörden geliyor olmam beni daha cesur, daha kararlı kılıyor, ama işleyişi, mevzuatı öğrenmek bayağı zamanımı aldı. Bürokrasi karmaşık bir şey! Bir anda adapte olunacak bir şey değil. Ancak şansım da şu, bütün bürokrasi bana çok yardımcı oldu. Bağlı olduklarımız dahil bütün kurumlar, şehir dışına gittiğim zaman belediye başkanları, valiler kucaklarını sonuna kadar açtı. Bu büyük avantaj Devlet Tiyatroları için. Devlet Tiyatroları Türkiye’deki en büyük sanatsal kurum. Özgül ağırlığı fazla, beni tanıyor olmalarının getirdiği bir avantaj da var, o yüzden birçok kapıyı çok rahat açabildik şimdiye kadar. Bakanlığımızın her birimi çok yardımcı oldu. Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, son derece net bir şekilde arkamızda durdu. Aynı şekilde Bakan Yardımcımız Batuhan Mumcu, inanılmaz destek oldu. Ne zaman neye ihtiyacımız varsa hep bir telefon uzakta oldular. Bu çok büyük bir avantaj.
“İLK İCRAATIM SINAVA GİTMEK OLDU”
Makama oturduktan sonra ilk icraatınız ne oldu?
Sınava gitmek. İlk gün makamda 36 dakika durduktan sonra Ankara’daki İrfan Şahinbaş Sahnesi’ndeki Düzce Devlet Tiyatrosu’nun sınavlara gittim ve iki hafta buraya dönmedim. 650 konservatuvar mezunu genç arasından ihtiyacımız olan 10 sanatçı adayını seçtik.
Seyirci sayısının artışında sosyal medya mecralarını önemseyip oyunların afişleri ve teaserlarında yaptığınız yeniliklerin payı var mı?
Etkili olduğuna inanıyorum. Artık iletişim çağındayız o yüzden her mecradan faydalanmak zorundayız. İyi bir şeyi siz vitrine koymazsanız istediğiniz kitleye ulaşamazsınız. O nedenle teaserlar çekmeye ve en vurucu yerlerini sosyal medyada yayınlamaya başladık. Afişlerde de yenilik var. İnsan odaklı gidiyoruz şimdi. Önceden daha farklı bir afiş anlayışı vardı. Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır, benimki de böyle… Daha insan odaklı, daha renkli, daha çarpıcı ve merak uyandırıcı afişler hazırladık. Açıkçası bu iki yeniliğin de faydasını gördük, seyircimiz arttı.
“8-10 TANE TAKIM ELBİSEM OLDU”
Yıllarca spor giyinen biri için haftanın beş günü takım elbise giyip kravat takmak Tamer Karadağlı’nın ruh halini değiştirdi mi?
İster istemez değiştirdi. Çünkü liseden beri her gün takım giydiğim bir dönem olmamıştı. Bu iş bunu gerektirdiği için mecburum.
O kadar takım elbiseniz var mıydı yoksa yenilerini mi aldınız?
Takım elbiselerim vardı, ama yeni aldıklarımla 8- 10 tane oldu!
25 yıl sonra yeniden Ankara’ya yerleşmek iyi geldi mi?
Bunu çok fazla düşünecek vaktim olmadı. Kızım burada olduğu için 2-3 haftada bir zaten geliyordum. Şimdi Ankara’ya taşındım, ama burada da sürekli kalmıyorum. İstanbul’a gittiğimde tuhaf geliyor. İş görüşmelerini bitirdikten sonra hadi eve gideyim diye Göktürk’e doğru yola çıkacağıma otele dönüyorum. İşte o çok tuhaf geliyor bana. 25 yıl kendi evimde yaşadığım İstanbul’da otelde kalıyorum şimdi. Cumhuriyetin 75. yılında İstanbul’a taşındım. Cumhuriyet’in 100. yılında Ankara’ya geri geldim.