TAİK’ten ABD’ye rekor ihracat açıklaması!

ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Türk Amerikan ticari ilişkilerini değerlendiren kapsamlı bir açıklama yaptı. Yalçındağ, güncel ikili ticaret verilerinden Halkbank davasına, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarından çözülmeyi bekleyen meselelere kadar birçok konuya değindi.

Mehmet Ali Yalçındağ’ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

ABD’YE İHRACATIMIZ %45 ARTIŞLA REKOR KIRDI

2021 yılının başı itibarıyla toparlanma sinyalleri veren Türk Amerikan ticaret rakamlarında yeni bir rekora doğru koşuyoruz. Covid-19 salgına bağlı önlemler ve tedarik zincirindeki köklü değişiklikler sebebiyle 2020 yılında durağan seyreden ABD ile ticaretimiz, 2021 yılında her iki tarafın da iş çevrelerini heyecanlandıracak seviyelere ulaştı. ABD’ye ihracatımız Ocak-Kasım 2021’de geçen yılın aynı dönemine göre %45,1 artış göstererek, 13,2 milyar dolara ulaştı.

İLK 11 AYDA TİCARİ FAZLA VERDİK

Şüphesiz ihracatın son iki aydır ithalat rakamlarını geride bırakması bu göstergeyi daha değerli kıldı. Ekim ayındaki güçlü performansın üzerine, Kasım ayında da ABD’ye olan ihracatımızın ithalatın üzerinde bir seviyede gerçekleşmesi hepimiz için bir gurur kaynağı oldu. 2021’in ilk 11 aylık döneminde ABD’den ithalatımız 11,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ABD’ye ihracatımız ise 13, 2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşerek ticari fazla verdi. Toplam ticaret hacmimiz ise 25 milyar dolara yaklaştı.

Diğer bir yandan, 2020 yılının ilk 10 aylık döneminde %5,6 olarak kayıtlara geçen ABD’nin toplam ihracatımızdaki payı, 2021 yılının aynı döneminde %6,4 seviyesine yükseldi. ABD’ye ihracatımızdaki bu kayda değer artış oldukça heyecan verici. Yeni fırsatların da değerlendirilmesiyle ticaret hacminin çok daha yüksek seviyelere ulaşacağına inanıyoruz.

20 TRİLYON DOLARLIK ABD PAZARI STRATEJİK HEDEFİMİZ

2020 yılında 2,3 trilyon dolar tutarında ithalat hacmi olan ve 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip ABD’nin, Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş tarafından “ticarette stratejik ortak” olarak tanımlanması ve ikili ticaretin maksimize edilebilmesi için iş dünyasının önündeki engellerin kaldırılması yönünde destek ve çabaları bizleri son derece memnun etmektedir.

Sayın Muş’un desteklerinin yanı sıra kurucu kuruluşlarımızdan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin katkılarıyla ABD’ye dış ticaret fazlası veriyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ortak akılla ve dinamik bir yaklaşımla şekillendirdiğimiz dış ticaret stratejimizle Türk ihracatçısı için mesafeleri kısaltmaya ve çabalarımızın meyvelerini toplamaya devam ediyoruz.

İHRACATIMIZA EK VERGİLER ÇÖZÜME KAVUŞUYOR

Bu çabalarımızın sonucunda güzel bir gelişmeye daha şahit olduk. 2020 yılından bu yana dava ve karar süreçleri devam eden, Türkiye’nin ABD’ye en çok ihraç ettiği mücevher, seramik ve halı gibi ürünlere %25 oranında ilave gümrük vergisi getirilmesini öngören Section 301 tasarısının çözümüne ilişkin geçtiğimiz günlerde somut bir adım atıldı. Ticaret Bakanlığımız ve Hazine - Maliye Bakanlığımızın ABD Ticaret Temsilciliği ile yürüttüğü görüşmeler sonucunda anlaşmazlıkların çözümüne yönelik ortak bir yaklaşım belirlemeleri Türk ve Amerikan iş çevreleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.

ALÜMİNYUM-ÇELİK KONUSUNDA ISRARLI TUTUMUMUZ DEVAM EDİYOR

Güzel gelişmelerin yanında hala çözülmeyi bekleyen belli başlı meseleler de bulunuyor. Özellikle Section 232 uyarınca ülkemize uygulanan alüminyum ve çelik ek vergilerinin Türk sanayicilerini ne kadar zora soktuğunu muhataplarımıza iletmeye devam ediyoruz. Kasım ayının sonlarına doğru ABD’nin bir süredir AB ülkelerine de benzer şekilde uyguladığı ek vergilerin kaldırılacağının açıklanması, 2022’nin Ocak ayı itibarıyla Türk müteşebbislerinin bariz bir maliyet dezavantajı ile karşı karşıya kalacağına işaret ediyor. Bu konu başta olmak üzere ikili ticaretimizin önünde engel oluşturan konuların çözümü için Sayın Bakanımız Muş’un ABD Ticaret Bakanı G. Raimondo ve ABD Ticaret Temsilcisi K. Tai ile gerçekleştireceği toplantıların sonuçlarını büyük bir heyecanla bekliyoruz.

HALKBANK SÜRECİNİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

Halkbank şüphesiz Türk Amerikan ticari ilişkileri için önemli bir bankadır. Türk ekonomisi içinde de çok önemli bir yere sahiptir. Bu sürecin hukuki kurallar çerçevesinde hakkaniyetli ve iyi bir şekilde çözüme kavuşturulacağına dair inancımızı koruyor, süreci yakından takip ediyoruz.

TİCARET AYRI, SİYASET AYRI

Türkiye – ABD İş Konseyi (TAİK) olarak her defasında vurguladığımız üzere güncel siyasi ve askeri meselelerin iki dost ülke arasındaki ticarete gölge düşürmemesi gerektiğini savunuyoruz. Bu konudaki arzumuzu ve kararlılığımızı, Amerikan Şirketler Derneği (AmCham) ile iki ülke Başkanının 14 Haziran 2021 tarihli NATO Zirvesi’nde gerçekleştirdikleri görüşmenin hemen öncesinde ortak bir mektupta dile getirmiştik.

Geldiğimiz noktada bu çağrının her iki ülkenin yetkilileri tarafından da karşılık bulduğunu görmek bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor. Özellikle Biden yönetiminin siyasi meselelerle ticareti birbirinden ayırmaya yönelik tutumunu son derece değerli buluyoruz.

TEDARİK ZİNCİRİNDEKİ KIRILMADAN GELEN PASI GOLE ÇEVİRDİK

İki ülke arasında ticari ve ekonomik ilişkilerde yaşanan iyileşmenin sadece dış ticaret rakamları ile sınırlı kalmayacağına, aynı zamanda, stratejik alanda da artan bir iş birliğine imkân sağlayacağına inanıyoruz. TAİK olarak, bir yandan ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarını, diğer yandan Covid-19 salgınının küresel tedarik zinciri üzerindeki yıkıcı etkilerini çok dikkatli gözlemledik.

Açıkçası konjonktürün bizi bu noktaya getireceğini biliyorduk. Yaptığımız çalışmalarla Türkiye ile ABD arasında stratejik alanda da iş birliği potansiyelinin artabileceğini tespit ettik. Özellikle, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının ülkemize birbirinden cazip fırsatlar sunacağını defalarca dile getirdik. Öyle ki, ABD ile Çin arasındaki ticaret hacminin 600 milyar dolara yakın olduğu biliniyor. Sadece 2018-2019 döneminde ABD’nin Çin ithalatı %16’ya tekabül edecek şekilde 90 milyar dolar düşmüş. İkili ticaret hacmindeki bu düşüşün 2023’e kadar senede 200 milyar dolara kadar çıkabileceği konuşuluyor. ABD’nin bu süreçte tedarik zincirini Çin’den kaydırmasıyla birlikte Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Meksika ve Kanada’nın yanı sıra Türkiye de alternatif tedarikçi olarak öne çıkan ülkeler arasında yer aldı.

ARTIK HEDEFİMİZ DEĞER ZİNCİRİNDE DE YÜKSELMEK OLMALI

Türk iş dünyası olarak hedefimiz Çin’e ucuz iş gücü anlamında alternatif olmak değil. Teknoloji üreten Çin’i kendimize model almamız gerekiyor. Bölgesel ve küresel gelişmeleri yakından takip eden, sınıfının en iyisi teknoloji ile donatılmış, iyi eğitimli ve kalifiye insan kaynağını yöneten ve dünyanın dört bir tarafından gelen taleplere anında cevap verebilecek dinamizme sahip bir noktaya yürüyoruz. Artık hedefimiz tedarik zincirinde olduğu gibi değer zincirinde de en üst seviyelere ulaşmak!