31 Tem 2006 11:12 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

TAHA KIVANÇ, ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YAZISINI "ESRARENGİZ" BULDU

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök´ün davet edilmediği toplantının "Off The Record"unu yazması toplantıya katılan Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç müstear isimli Fehmi Koru tarafından "esrarengiz" bulundu.

Esrarın anahtarı

İlk iki uyarıda uyanmadım da, üçüncü telefon gelince Ertuğrul Özkök'ün 'Off the record konuşmalar' başlıklı yazısına yeniden göz attım. Uyaranlar haklıydı. Hürriyet yöneticisi ilginç bir sırrı açık ediyordu. Gaston Leroux'un 'Sarı Odanın Esrarı' romanını okuyormuşum hissine kapıldım.
Gazeteci kökenli Leroux janrın yazarlarını hayran bırakan bir polisiye yazmıştı geçen yüzyılın başlarında (1907). Genç bayan Stangerson şatonun sarı odasında istirahata çekilir. Bir süre sonra bir silâh sesi duyulur. Babasıyla bir hizmetli odaya koşar ve kızı yaralı olarak bulurlar. Odanın kapısı kilitlidir, pencere ise demir çubuklarla kapalı. Saldırgan başka çıkış yolu bulunmayan odada kızı nasıl yaralayabilmiştir? 'Sarı Odanın Esrarı' bu muamma üzerine oturur.
Ertuğrul Özkök'ün şu satırları bazı dostlarımın üzerinde benzer bir 'esrarlı' his bırakmış. İsterseniz okuyalım: "Bunlar benim ikinci kanallardan öğrendiğim şeylerdi. / Sohbete katılan arkadaşlara açıp direkt olarak sormayı da doğru bulmadım. / Çünkü kendilerine 'off the record' olarak anlatılan konuşmaları bana aktarmaları, onlar açısından da benim açımdan da doğru olmazdı."
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın beş gazeteciyle Beşiktaş'taki çalışma ofisinde gece yarısı yaptığı sohbetten söz ediyor Ertuğrul Özkök... Yazısına aktardığı bilgileri 'sohbete katılan arkadaşlar' dediği gazetecilerden öğrenmemiş; öğrendiklerini kendisine aktaranlar için 'ikinci kaynak' diyor... Bir masa etrafında toplanmış bir grubun konuşmalarını o grupta bulunan gazetecilerden öğrenmediyse kimden öğrenmiş olabilir? Bizzat Başbakan Erdoğan'dan? Onları oraya çağıran Akif Beki'den? İyi de her ikisi de 'ikinci kaynak' sayılmaz ki...
Gerçekten 'esrarlı' bir durum bu... Bir dostum, "Acaba konuşmalarınıza etrafta kulak kabartan birileri mi vardı?" dedi. Bir diğeri, "Yoksa dinleniyor mu?" sorusunu sordu.
Kendisine hayranlığımı defalarca dile getirdiğim Ertuğrul Özkök bu yazısıyla da gözümü açarak yeni bir teşekkürü hak etti. Hayır, Gaston Leroux benzeri satırları sebebiyle değil; yazısının gözümü açan bölümü, Başbakan Erdoğan'ın Larry King programında sarf ettiği, onu müthiş mutlu eden sözler... "Başbakan" diyor Ertuğrul Özkök, "Biraz sonra CNN'e çıkacağını, konunun kendisine sorulacağını belirterek şöyle ilginç bir söz söylemiş: 'Merak etmeyin, dikkatli konuşacağım.' (..) 'Merak etmeyin' diye başlaması, bazı gazetecilerden öyle bir telkin geldiği izlenimi veriyor." Dikkatli konuşacağı konu, Lübnan...
Gözüm Larry King'in tavrıyla ilgili açıldı.
Önce şu metni okumanızı istiyorum: "CNN televizyonunda 'Larry King Live' programına katılma dâveti alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem kayıt nedeniyle uykusuz kaldı, hem de programın uzunluğu söylenenden kısa ve yayımı daha geç oldu. /CNN yetkilileri, Erdoğan'ı önce ABD'nin doğu kıyısı saatiyle 21.00'de (Türkiye saatiyle 04.00) yayına giren bir saatlik 'Larry King Live' programının tümüne dâvet etti. (..) Ancak Erdoğan'ı başka bir sürpriz daha bekliyordu. Söyleşi, Larry King'in programı yerine 'Anderson Cooper 360' programında, toplam 3 soru-3 cevaplık 5-6 dakikalık bir bölüm halinde Türkiye saatiyle 05.30'da yayımlandı."
Yasemin Çongar'ın bu haberi, "CNN Tayyip Erdoğan'a ayıp etti" başlığını taşıyor. CNN'de o akşam Larry King'i izleyenler, saatler boyunca, "Türk Başbakanı Tayyip Erdoğan program konuğumuz" diye ilân edildiğini biliyorlar. Sonra ne olduysa, Başbakanı konuk etmek