23 Haz 2018 10:17
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:43
Tacizle suçlanan Talat Bulut'un kızı: Artık babama kimse iş vermez, biz bittik anne
Yasak Elma dizisinin başrol oyuncusu Talat Bulut'un eski eşi, Hürriyet köşe yazarı Ertuğrul Özkök'e 'sitem dolu' bir mektup gönderdi.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, köşesinde set çalışanı Özge Ş.’ye
cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen oyuncu Talat Bulut'un eski
eşi Pınar Avşar'ın kendisine gönderdiği 'sitem dolu' maile yer
verdi. Avşar mailinde, 19 yaşındaki kızlarının durumdan olumsuz
etkilendiğini belirterek, kızının, "Benim artık babam
çalışamayacak, benim babama kimse iş vermeyecekmiş, biz bittik
anne" dediğini belirtti. Özkök ve eski eşi Bulut'u eleştirenlere
tepki gösteren Avşar, "Unutmayın benim kızım da, anası olarak ben
de kadınız. Bizim haklarımızı kim savunacak?" diye sordu.
Ertuğrul Özkök'ün, "Artık babama kimse iş vermez, biz bittik anne" başlığıyla yayımlanan yazısında yer verdiği Avşar'ın maili şöyle:
“Sayın Ertuğrul Özkök,
Talat Bulut’u hedefleyen, ürküten yargısız infaz moral değerleri sarsacak boyutlara gelince 19 yaşında bir kız evlat annesi olarak itirazımı ‘yüreklerin işiteceği kulaklara’ bildiriyorum.
Talat Bulut ile ilgili suçlayıcı ifadelerin ancak mahkeme kararı ile tespit edilmiş olaylar için kullanılabileceği ama daha yargı aşamasına dahi geçmemiş bir iddia ile kullanılamayacağı kanaatindeyim.
Aksi ise yargısız infazlar için kullanılacağı gibi, masumiyet karinesine de aykırı bir durum teşkil eder.
Ancak bu konu yargının işidir, beni, sizi ve bu konuda fikir beyan eden hukuk dışı tüm kişileri aşar.
Gelelim benim itirazıma: İnsanın hayatında kendisinden, canından ve her şeyden öte bazı değerler vardır. Bu değer benim için, sebeb-i hayatım, kızımdır.
Henüz hayatının başında, ileriye umutla bakan, yurtdışında, ülkesine, anne-babasına, değerlerine hasretle yaşayan 19 yaşında bir genç kız olan kızımın hissettiklerinin, gözyaşlarının, isyanlarının hiç düşünülmeden, kayıtsız duyarsız, kadın dayanışması adı altında ona verilen zararın boyutlarının göz ardı edilmesi çok acı.
Bin bir maddi-manevi zorlukla yurtdışında var olma mücadelesi veren kızımın, babası için atfedilen ki, henüz bir iddia aşamasında olan yüz kızartıcı bir suçlamayı mı, yoksa babası bundan sonra işsiz kalırsa okulunu yarıda bırakma tehlikesine karşı yaşadığı travmayı, dehşetli üzüntüyü mü göğüslemeyle çalışmalıyım? Bilemedim...
Babası seçkin bir aktör olup seçici davrandığı için şimdiye kadar dikili bir ağacı olamadığı halde, reytingi iyi giden bir dizi ve aldığı film telifi ile kızımın öğreniminin devamını üstlenebilecekken, birtakım kalemşörlerce recm edilerek, ekmeği ile oynandı. Kimliği üzerinden kişilik haklarına tecavüz edildi.
Kızımın biricik babası tacizle suçlandı. ‘Ben arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım? Ben artık ülkeme dönmek istemiyorum’ feryatlarıyla önce psikolojisi sonra biyolojisi bozuldu, kalbinde aritmi oldu.
‘Benim artık babam çalışamayacak, benim babama kimse iş vermeyecekmiş, biz bittik anne’ diyen canhıraş bir evlat.
Suçlamada bulunan taraf bile, ‘Konuşamam yargı süreci devam ediyor’ derken. Sorumlu gazeteciler nasıl olur da böyle bir yazı yazabilir?
Biraz sabır edebilseydiniz, gündemi kaçırma, popüler zihniyetinden uzak, etik davranmış, kadın hakları savunuculuğunuza da halel getirmemiş olurdunuz.
Unutmayın benim kızım da, anası olarak ben de kadınız. Bizim haklarımızı kim savunacak?
Kadın hakları başkalarının haklarını çiğneyerek savunulamaz. İnsan haklarına aykırı kadın hakları olamaz.
Saygılarımla”
Ertuğrul Özkök'ün, "Artık babama kimse iş vermez, biz bittik anne" başlığıyla yayımlanan yazısında yer verdiği Avşar'ın maili şöyle:
“Sayın Ertuğrul Özkök,
Talat Bulut’u hedefleyen, ürküten yargısız infaz moral değerleri sarsacak boyutlara gelince 19 yaşında bir kız evlat annesi olarak itirazımı ‘yüreklerin işiteceği kulaklara’ bildiriyorum.
Talat Bulut ile ilgili suçlayıcı ifadelerin ancak mahkeme kararı ile tespit edilmiş olaylar için kullanılabileceği ama daha yargı aşamasına dahi geçmemiş bir iddia ile kullanılamayacağı kanaatindeyim.
Aksi ise yargısız infazlar için kullanılacağı gibi, masumiyet karinesine de aykırı bir durum teşkil eder.
Ancak bu konu yargının işidir, beni, sizi ve bu konuda fikir beyan eden hukuk dışı tüm kişileri aşar.
Gelelim benim itirazıma: İnsanın hayatında kendisinden, canından ve her şeyden öte bazı değerler vardır. Bu değer benim için, sebeb-i hayatım, kızımdır.
Henüz hayatının başında, ileriye umutla bakan, yurtdışında, ülkesine, anne-babasına, değerlerine hasretle yaşayan 19 yaşında bir genç kız olan kızımın hissettiklerinin, gözyaşlarının, isyanlarının hiç düşünülmeden, kayıtsız duyarsız, kadın dayanışması adı altında ona verilen zararın boyutlarının göz ardı edilmesi çok acı.
Bin bir maddi-manevi zorlukla yurtdışında var olma mücadelesi veren kızımın, babası için atfedilen ki, henüz bir iddia aşamasında olan yüz kızartıcı bir suçlamayı mı, yoksa babası bundan sonra işsiz kalırsa okulunu yarıda bırakma tehlikesine karşı yaşadığı travmayı, dehşetli üzüntüyü mü göğüslemeyle çalışmalıyım? Bilemedim...
Babası seçkin bir aktör olup seçici davrandığı için şimdiye kadar dikili bir ağacı olamadığı halde, reytingi iyi giden bir dizi ve aldığı film telifi ile kızımın öğreniminin devamını üstlenebilecekken, birtakım kalemşörlerce recm edilerek, ekmeği ile oynandı. Kimliği üzerinden kişilik haklarına tecavüz edildi.
Kızımın biricik babası tacizle suçlandı. ‘Ben arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım? Ben artık ülkeme dönmek istemiyorum’ feryatlarıyla önce psikolojisi sonra biyolojisi bozuldu, kalbinde aritmi oldu.
‘Benim artık babam çalışamayacak, benim babama kimse iş vermeyecekmiş, biz bittik anne’ diyen canhıraş bir evlat.
Suçlamada bulunan taraf bile, ‘Konuşamam yargı süreci devam ediyor’ derken. Sorumlu gazeteciler nasıl olur da böyle bir yazı yazabilir?
Biraz sabır edebilseydiniz, gündemi kaçırma, popüler zihniyetinden uzak, etik davranmış, kadın hakları savunuculuğunuza da halel getirmemiş olurdunuz.
Unutmayın benim kızım da, anası olarak ben de kadınız. Bizim haklarımızı kim savunacak?
Kadın hakları başkalarının haklarını çiğneyerek savunulamaz. İnsan haklarına aykırı kadın hakları olamaz.
Saygılarımla”