25 Haz 2010 13:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:24

TACİZ KAVGASINA SON NOKTAYI HINCAL ULUÇ KOYDU!

Sabah yazarı Hıncal Uluç, üç kadın gazetecinin yaşadığı taciz kavgasına karıştı ve noktayı koydu!

Başınıza gelen resmen tacizdir, kızlar!..

Günlerdir "Bu konuya bulaşma" deyip duruyorum kendime.. Ama iş öyle uzadı ki.. Aslında uzamasa da yazmam gerekirdi. Çünkü ucu ülkemizin en büyük sorunlarından birine dayanıyor. Önce olayı özetleyeyim. Türk Hava Yolları Tanzanya hattını açarken ilk uçuşa gazetecileri davet etmiş. Gelenektir. Hoştur.

Ece Vahapoğlu (Takvim), Sevilay Yükselir (Sabah) ve Oylum Talu (Haber Türk) bunlardan üçü. Gezinin bir ayağı Zanzibar Adası.. Orada dünyaca ünlü Kempinski zincirinin ’de luxe’ oteline yerleşmişler ve bakın başlarına neler gelmiş?..
Ece Vahaopoğlu’nun dönüşte Takvim’de çıkan yazısından (18 Haziran) alıyorum. "(Otelimiz) Gerçekten de kartpostallardaki gibi ince beyaz kumlu sahili, yeşillikler içindeki lüks odaları ile büyüleyiciydi. Ancak yine de Kempinski işletmeciliğinden beklenmedik bir gelişme yaşandı biz ordayken...Gruptaki gazetecilerden Oylum Talu, Sevilay Yükselir ve benim başıma gelen bir hadise bu...
Zanzibar’daki oda anahtarlarımız ve bavullarımızla bize eşlik eden Tanzanyalı bellboy’un (valiz taşıyıcının adını biliyoruz ama yazmıyorum) söyleyebildiklerine şaşacaksınız.
Dobra ve rahat konuşmalarıyla tanınan Sabah Gazetesi’nden Sevilay Yükselir’e eşlik eden bellboy’un, Sevilay’ın ’Odada gece sinek olur mu? Korkuyorum’ gibi bir cümlesine ’İsterseniz yalnız uyumayın, sizinle kalabilirim’ demesi... Sevilay’ın hemen ’Yanlış anladın’ diye düzeltmesi...

Habertürk TV’de program yapan Oylum Talu’ya önce ’Erkek arkadaşınız var mı’ diye sorması, Oylum’un ’Hayır’ demesi ve aynı bellboyun gece saat 01.30’da Oylum’un odasının kapısını çalarak ’I want to kiss you / Seni öpmek istiyorum’ demesi ve Oylum’un uyku sersemi halinde şok geçirerek kapıyı gencin yüzüne kapatması...
Aynı bellboyun beni odama geçirirken ’Do you have a husband / Evli misiniz’ diye sorması, benim önce ’Hayır’ deyip sonradan uyanmamla ’Kocam yok ama erkek arkadaşım var, yakında evleneceğiz, kocam olacak yani’ diye tavır koyup olası sözlü tacizden sıyrılmam...

Otele şikâyette bulunmadık; bilemedik; kararsız kaldık; genç adam işsiz kalırsa ne yapar diye vicdan yaptık... Ama ülkemize dönünce yazmadan da edemedik.."

Ece "Biz" diye konuşuyor ama, yazan sadece kendisi.. Sevilay ve Oylum, tam tersini yaptılar "Ne tacizi" diye ortaya çıktılar. Hatta Ece ile dalga geçen yazıları ve sözleri oldu..
Oysa bellboyun söyledikleri resmen tacize girer, dünyanın her yerinde.. Tanzanya dahil. Bu bellboy bunları diyelim Amerika’daki bir Kempinski’de yapsaydı, bu üç yazarımız bugün dağlar gibi tazminat sahibiydiler. O tacizci de, hem de çok uzun bir hapis cezası ile içerdeydi. Çünkü Amerika yasaları, kadınların sözle tacizine, nerdeyse tecavüz kadar ağır cezalar veriyor. Hedef, fizik olarak zayıf cinsin, onurunun, huzurunun, ruhsal ve fiziksel sağlığının korunması. Ağır cezaların önleyici etkisi büyük. Bu yüzden Amerikan erkekleri, artık mesai arkadaşlarına şaka yaparken bile iki kez düşünüyorlar.

Türkiye’de durum nerdeyse tersi.. Özellikle Doğu’da ve kırsalda tacizi geçin, tecavüze uğrayan suçlu resmen..
Gazete haberlerini hatırlayın. Kaç tane okudunuz bugüne dek.. Romanları, filmleri hatırlayın.. ’Mutluluk’ dahil..
Tecavüze uğrayan kız, aile namusunu kirletmiş oluyor. Temizlemenin yolu ölüm. Kızın ölümü.. Aile Meclisi intihar etmesine karar veriyor. Kız intihar etmezse, öldürülüyor. Çoğu zaman gene intihar süsü verilerek..
Doğudaki genç kız intiharı istatistikleri çok acı sonuçlar ortaya koyuyor. İşin sonunu bildiğinden çoğu genç kız tecavüze uğradığını saklıyor, gizliyor. Anlatsa, ailesi duyulmaması için elinden geleni yapıyor..
Bu yüzden yığınla tecavüzcü elini kolunu sallayarak dolaşıyor ve tecavüzün önü alınamıyor.
Tecavüze uğrayan kadınlar, dünyanın her yerinde geri kalmışlığın simgesi..
Bu korkunç uygulama ile savaşmak gerek.. Kadınlık adına savaşmak gerek. Uygarlık adına savaşmak gerek.
Kim savaşacak?.
Tüm uygar insanlar.. Ama öncelikle, kentli ve güçlü kadınlar..
Yani, Kadın Gazeteciler..

Şimdi Sevilay ile Oylum’un tavrına bakar mısınız?.
Doğu Anadolu kırsalındaki kadınların korkusu genlerine işlemiş sanki.. Olayı örtbas etmeye "Ne tacizi" demeye, bu çok ama çok ciddi konuyu, şakaya, gırgıra getirmeye çalışıyorlar adeta..
"Bravo Ece" diye alkış tutmaları ve ezilen, silinen, taciz ve tecavüzlerle tüketilen kadınlar adına ortaya çıkmaları, örnek olmaları gerekirken..
Efendim üç internet sitesi, dalga geçmiş bunlarla.. Gözleri bantlı resimlerini yayınlamış. Fena halde utanmışlar.. Bilmiyorum, çevre baskısına da uğramışlardır belki, kentli ve güçlü olmalarına rağmen..
Hemen "İnkâr" yolunu seçmişler..

"Taciz maciz yok.."
Var kızlar var.. O bellboyun yaptıkları resmen sözlü tacizdir. Sadece birinize karşı yapılmış olsa, "Yanlış anlama, dil sürçmesi" denebilir belki.. Ama üç genç ve güzel kadının üçüne de alenen ve resmen "Sarkılması" şakaya vurarak geçiştirilemez. Siz tacize uğradınız. Ama üçünüzde de gerekli ve yeterli yürek olmadığı için Tanzanya’da otel yönetimine baş vurup şikâyetçi olamadınız..
"Gencin işsiz kalması, falan filan.." Palavra bunlar. Böyle bir tipin uluslararası bir otelde çalışmasına nasıl razı olursunuz?. Kovulsun kerata.. Hatta hapislerde sürünsün. Ama yapmadınız..
Tacize uğramış damgası yemekten korktunuz.. Ağızlarından salyaları akan bazı erkek domuzların "Demişse ne olmuş.. Dişi köpek kuyruğunu sallamazsa.." yargısından korktunuz.
Doğulu kızlar gibi "Ailenin namusundan, mahalle baskısından" çekindiniz ve susup geldiniz..

Ece, hatasını burda anladı hiç değilse ve cesaretle yazdı.. Savaşı başlattı.
Ne oldu?..
Kızı Jan Dark (Jeanne D’Arc) gibi yaktınız.. Daha dün filmi oynayan Soraya gibi taşladınız..
Şimdi bu ülkede erkek egemen kurallar ve uygulamalarla nasıl savaşacak, kadın haklarını, kadın onurunu, kadın gururunu nasıl koruyacak, Doğu’da hem de yıllardır kaç kişinin tecavüzüne uğradığı halde korkusundan şikayetçi olamayan ezilmiş kadınlara nasıl önderlik edecek, nasıl "Korkma. Şikâyetçi ol" diyeceksiniz?.
Tüm kadınlar adına.. Tüm uygar, cesur, yürekli insanlar adına..

"Teşekkürler Ece!.."



Hıncal ULUÇ / SABAH