10 Tem 2011 15:33 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:33

TABULAŞTIRILMAYA KARŞI PARODİ! SÜPERMEN'DE MADARA OLUR!

Çizgi Roman Kendini Hicvediyor', hiciv yoksunu bir ülkede yaşadığımızı hatırlatmak adına manidar bir sergi.

İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde açılan ’Parodiler: Çizgi Roman Kendini Hicvediyor’, hiciv yoksunu bir ülkede yaşadığımızı hatırlatmak adına manidar bir sergi.

Çizgi roman ülkemizin müze ve galeri sınırlarından içeri girmeye henüz alışkın olmasa da Fransız Kültür’ün çabalarıyla ufaktan bir sergilik değer kazanmaya başladı. Geçtiğimiz yaz gerçekleşen ‘Cent pour Cent’ sergisiyle başlayan bu ümit verici eğilim bu yaz devamını yine Angoulême Uluslararası Çizgi Roman ve Görüntü Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirilen ‘Parodiler: Çizgi Roman Kendini Hicvediyor’ sergisinde buldu. Thierry Groensteen’in küratörlüğündeki sergi bir resmin yozlaştırılmasından kendini alaya almaya kadar parodinin var olduğu birbirinden farklı alanlara hızlı bir bakış atıyor. Mizahın bu güçlü malzemesinin, Harvey Kurtzman’ın efsanevi MAD dergisinde olduğu gibi politik bir silaha dönüşmesine de şahit oluyoruz; masallardan mitolojiye, edebiyattan sinemaya tanıdık olana farklı bir bakış açısı sağlamasına da. Mickey Mouse’dan Batman’e, Sherlock Holmes’dan Mona Lisa’ya parodinin popüler kültür ikonlarının tabulaştırılmasının önünde ne kadar sağlıklı bir araç olabileceğini de akla düşürüyor sergi. Bizim için en ilgi çekici yanıysa Türk çizgi romanına ayrılan bölüm. Ersin Karabulut, Umut Sarıkaya gibi çizerlerin işleri ve bir Garfield parodisi olarak Kötü Kedi Şerafettin’in yanında bugünlerde para cezalarıyla ‘iflas ettirilen’ Harakiri’nin ilk sayısından iki iş görmek, hiciv yoksunu bir ülkede yaşadığımızı hatırlatmak adına hepsinden manidar.

Niyet akıbetin önünde

Çizgi romanın 9. Sanat olarak ne popüler kültür ne de akademik çevrelerde hakkının verilmediği bir coğrafyada tabii ki kıymetli bir çaba bu sergi, ama iyi niyet ziyaretçiyle iletişim kurma yolundaki hataları meşrulaştırmıyor maalesef. Bırakın İngilizceyi, Fransızca ağırlıklı çizgi romanların Türkçe’ye çevrilmemesi okuyucuyla yakınlaşma sağlamak adına doğru bir karar değil. Ama esas sorun yazı ve resmin gücünden teknolojiye bağımlı olmadan bu kadar özgürce yararlanabilen tek mecranın görsel olarak cazip şekilde sunulamaması. Gönül isterdi ki sergi düzenlemesine de serginin içeriği kadar özenilsin, işlerin arasında hem içerik hem estetik anlamda belli bir akış olsun. Yine de bazen niyet akıbetin önüne geçebiliyor. Hele ki mizahın yasaklarla delinmeye çalışıldığı şu zamanlarda kültür politikalarının kendisi başlı başına parodiye dönüşmüşken.

SERGİ
Parodiler: Çizgi Roman Kendini Hicvediyor, 10 Eylül’e kadar Fransız Kültür Merkezi’nde