Suudi Arabistan'dan 'kayıp gazeteci' açıklaması: Türkiye'ye izin vermeye hazırız
Suudi Arabistan kaybolan gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkında açıklama yaptı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan
İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kendisinden bir daha
haber alınamayan Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal
Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin açıklama yaptı. Selman, açıklamada
"Türkiye'nin İstanbul başkonsolosluğumuzu aramasına izin vermeye
hazırız" dedi.
Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na
girdiği ve sonrasında kendisinden haber alınamadığı
söyleniyordu.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu, Kaşıkçı'nın
"konsolosluk binasından ayrıldıktan sonra kaybolması ilgili olarak
Türk yetkililerle iletişim ve koordinasyon içinde
olunduğunu"belirtti.
Özellikle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a
karşı muhalif yazılar yazan Kaşıkçı yaklaşık bir yıl önce ülkesini
terk ederek ABD'ye yerleşmişti.
Dün Reuters Haber Ajansı'na bilgi veren bir Suudi yetkili ise
ülkenin önde gelen gazetecilerinden Kaşıkçı'nın konsoloslukta ya da
Suudi gözetiminde olmadığını belirtmişti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise "Bizdeki bilgilere göre
bu Suud vatandaşı olan kişi hâlâ Suudi Arabistan'ın İstanbul
Başkonsolosloğu'nda" demişti. Kalın gazetecilere yaptığı açıklamada
ayrıca "Takip etmeye devam edeceğiz. Tüm yönleriyle bunu
değerlendireceğiz. İlgili birimlerimiz istişare halinde" diye
konuşmuştu.
Nişanlısı: Söyledikleri doğruysa kendisi
nerede?
Öte yandan, Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ise Suudi
yetkililerin açıklamalarını reddetti.
Hatice Cengiz, "Bu söyledikleri doğruysa, kendisi nerede?" diye
sordu. Ayrıca, Kaşıkçı binadan ayrılmış olsa Türk polisinin bunu
bileceğini söyledi.
Cengiz, "Kaşıkçı'yla birlikte Cuma günü Suudi Arabistan'ın İstanbul
Başkonsolosluğu'na gittiklerini, konsoloslukta evraklar
hazırlanmadığı gerekçesiyle haftaya gelmelerinin söylendiğini"
anlattı.
Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı, Çarşamba günkü açıklamasında da şu
ifadeleri kullanmıştı:
"Aynı akşam Londra'ya gitti. Daha sonra İstanbul'a döndü. Bilgi
almak için aradığı konsolosluktan 'Gelin, evraklar hazırlıyoruz'
denilince yeniden konsolosluğa gitti.
"Bana telefonları verdi, bir şey olursa ne yapmam gerektiğine
yönelik sorum üzerine 'Ben gireceğim, evraklarımı alıp çıkacağım.
Bir şey olursa da hemen (AKP Genel Başkan Danışmanı) Yasin Aktay ve
Türk Arap Medya Derneği'ne haber verirsin' dedi. İçeri girdi,
birkaç saat haber gelmeyince Yasin Aktay'a, ardından Türk Arap
Medya Derneği'ne haber verdim. Şu ana kadar kendisinden haber yok.
Henüz bir gelişme yok. Konsolosluktan birileri kapı önünde 'O zaten
çıkmış, burada beklemenize gerek yok' dedi"
Türk Arap Medya Derneği: Ortadoğu'nun en etkin
gazetecilerinden biri
Amerikan Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan vatandaşı yazarı
Cemal Kaşıkçı'dan işlem yaptırmak için Suudi Arabistan'ın İstanbul
Başkonsolosluğu'na girdikten sonra bir daha haber alınamadığını
yazmıştı.
Türk Arap Medya Derneği, "Ortadoğu'nun en etkin gazetecilerinden
biri olan Kaşıkçı'nın bir dönem İngiltere'nin Suudi Arabistan
Büyükelçiliği'nde basın danışmanlığı yaptığını, Suudi reformcuların
platformu olarak kabul edilen Al Watan gazetesine önemli katkılarda
bulunduğunu ve düzenli olarak Washington Post'a makaleler
yazdığını" belirtti.
Suudi Arabistan'da yaşanan son gelişmelerin ardından Washington'da
yaşamaya başlayan Kaşıkçı'nın konsolosluk binasından henüz
çıkmadığı vurgulanırken, "Özgür bir Suudi vatandaşı olarak ayak
bastığı İstanbul'da bir süreden beridir bulunan Kaşıkçı'dan henüz
bir haber alınamaması, Suudi Arabistan'da son dönemde gelişen insan
hakları ihlalleri çerçevesinde Türk ve dünya medyasında derin bir
endişe yaratmıştır" denildi.
Kaşıkçı geçen yıl yayımlanan bir makalesinde Suudi Arabistan'ı
sesini yükseltebilmek için terk ettiğini belirtmiş, "Aksini yapmak,
hapiste çürüyenlere ihanet etmek olur. Birçok kişi konuşamazken ben
burada konuşabiliyorum" yazmıştı.
Gazeteci ayrıca Amerikan Wall Street Journal gazetesine verdiği bir
röportajda da "Ülkemde nefes almak giderek zorlaşıyordu,
güvenliğimden endişe ediyordum" demişti.