“Hiç unutmuyorum, 1976 senesinin yazıydı. Turizm işimle ilgili Almanya’dan döndüğüm gün annem söyledi “seni ajanstan aradılar” diye. İstanbul Reklam Ajansı’ydı, Cağaloğlu’nda. Şimdi kapandı tabi. Hatta döndüğümün ertesi günü çekildi o fotoğraf. Şişli’de yaşıyordum. Babam subay emeklisi, annem ise terziydi.
O dönem turizmciydim, aynı zamanda mankenlik yapıyordum. Şimdiki kadar çok manken yoktu. Biz 10-12 kişi kadardık. Simla Kantarcıoğlu, Başak Gürsoy, Fatoş Altınkum’lar falan. Ertesi gün hemen gittim ajansa. Yurtoğlu ilaç firması, hastanelere bir ‘sus pankartı’ yaptırmak istiyormuş. Firma beni seçmiş. O zamanlar ‘cast ajansı’ diye bir şey de yoktu. Reklam ajansları birbirine haber verirdi. Bağlı olduğumuz bir ajans da yoktu. Hepimiz birbirimizi tanırdık. Ekspozisyonlara 1-2 kişi çıkardık, rozet konfeksiyon için hep beraber çektirdiğimiz fotoğraflarımız da vardır.
‘Bayan sus’ için ajansta bir sürü poz çektiler, sonra arasından da bildiğimiz pozu seçtiler. Set normaldi 2-3 kişiydik. “Bir tek hastanelere koyacağız, sus işareti yapın” dediler. Reklam ajansının müdürü, bir de kameramanlar vardı. Elbiseyi de Haseki Hastanesi’nin başhemşiresinden ödünç almışlardı.
‘Bayan sus’un ayrı bir yeri daha vardı, çünkü Atatürk’ten sonra duvardan inmeyen fotoğraf benimkiydi. Herkes geldi gitti, ben duvarda ‘bayan sus’ olarak kaldım." ifadelerini kullanmıştı.
Sosyal medyada yeniden gündeme gelen Dilek Tunca'nın son hali birçok kişi tarafından merak edilmeye başladı.