22 Mar 2016 14:44 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:25

Survivor halka saldırmanın yeni aracı mı oldu?

Star yazarı Özay Şendir, Ankara ve İstanbul patlamalarının yaşandığı günün gecesinde Survivor'ın reytinglerde birinci olması tartışmasını masaya yatırdı.

13 Mart Pazar günü akşamı Türkiye'yi 'sarsan' Ankara patlaması, 19 Mart Cumartesi günü İstiklal Caddesi'nde canlı bomba katliamı ardından TV 8'de yayınlanan 'Survivor'ın reytinglerde en çok izlenen program olması tartışma yarattı.

Kimi yazar "Ülke yanarken Survivor izlemenin dayanılmaz hafifliği"nden bahsederken kimisi ise Survivor, teröre teslim olmuş bir milletin "afyon"u mu oldu? sorusunu yöneltti.

Star Gazetesi köşe yazarı Özay Şendir ise Survivor'ın hedefe oturtulmasını karşı çıktı ve bunun halka saldırmanın yeni bir aracı olduğu iddiasında bulundu.

İşte Şendir'in bugünkü yazısı:

Yeni moda, yaşanan terör saldırılarının ardından Survivor seyreden insanlara saldırmak oldu.

Sadece bir duyarsızlığın, umursamamanın eseri midir bu reyting tablosu yoksa altında başka şeyler mi aramak gerekir?

Üstelik Survivor bir sembol haline geldi ama dizilerin aldıkları reytingler daha mı az önemli?

İçinde dram olan bir dizi seyreden o kadar duyarsız değil, başka komedi dizileri seyredenler duyarsız, Survior seyredenler ise memleket yansa umursamayanlar mı?

Beşiktaş-Antalya maçını seyretmeye gidip terörü lanetleyen slogan atan ama gol olunca da havaya sıçrayanları ne yapacağız?

Survivor seyredilmesine kızanların asıl derdi, böyle bir ortamda insanların televizyon başına geçmeleri mi yoksa televizyon seyretsinler ama sadece haber kanallarını seyretsinler düşüncesi mi?

***

Amerikalı psikolog Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi son derece açıklayıcı aslında bu durum için.

Uzun uzadıya yazmak yerine önemli bir bölümü alacağım. Maslow teorisinde diyor ki, kişi, belirli bir kategorideki gereksinimleri tam olarak karşılanmadan bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz.

Örnekle açıklayayım: Karnına doyurabilen ama kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insan, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okuma gereksinimi duymaz. Daha da açtığımızda, teoriye göre insanın yemek, içmek, uyumak gibi önce fizyolojik gereksinimleri gelir sonra da güvenlik gereksinimleri...

Güvenlik gereksinimi karşılanmadan ait olma, saygınlık, kendini gerçekleştirme adımlarına geçmiyor insan psikolojisi. Yani insanlar güvenlik gerekçesiyle sokağa daha az çıkıp, evlerinde kaldıklarında eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar.

Bu işin bir yanı diğer yanda da evde oturanlardan beklentimiz ne?

Televizyonda yarışma ya da dizi seyreden ve umursamaz diye adlandırılan insanlar mı daha zararlı yoksa bilmem kaç yere bomba kondu, kesin istihbarat yayalım diye sosyal medyada felaket tellalı gibi dolaşanlar mı?

***

Başka sorumlarım da var, mesela yayın yapanların kabahati yok ama seyredenlerin mi var?

Mesela yayın ağırlaştırmak veya matem yayınına geçmek, kaç kanalın hazır bir yol haritası var acaba?

Başka tarih ve acı olayları da hatırlatayım: Mesela 17 Ağustos 1999 depreminden sonra sahil şeritleri boşaldı, insanlar evlerine mi döndüler?

Toplumsal yas, toplumsal duyarlılık gibi önemli başlıkları televizyon reytingleriyle ölçmeye çalışmak bir deneme olabilir. Ankara saldırısının ardından Survivor reytinglerinin ne kadar yüksek olduğunu yazanlardan birisi de benim ama o kadar.

Bir program üzerinden insanları aşağılamak ya da “Futbol toplumun afyonudur” gibi 80 öncesinin devrimci jargonuyla olup biteni açıklamaya çalışmak bana çok abartılı geliyor...