İkinci gün soluğu Ünlüler ve Gönüllüler’in adasında alıyoruz. İki ayrı ada var ve bunlar Hermutanio 1 ve Hermutanio 2 diye geçiyor. Sürat teknesiyle 35 dakikada ilk adada yani Ünlüler’in yanında alıyoruz soluğu.
Ünlüler üst üste oyun kazandığı için pişirdikleri pilavdan bana da tattırıyor. “Üstündeki bu siyahlık karabiber değil herhalde” diyorum. Merve Oflaz bana pişirdiği tencerenin dibini gösteriyor “Bu yüzden” diyerek. Gönüllülerde ise belirli aralıklarla verilen pirinç, yağ ve hamur bitmiş. Kendilerini Hindistan cevizine vermiş durumdalar. Ve başlıyoruz sohbete...
DOĞUKAN MANÇO: Eşime özlemimi ilet - Buraya ilk geldiğimde yaşam şartlarını kolaylaştırmayı hedefledim. Çardak yaptım, masa sandalye yaptım. Hatta tavla, paspas yaptım, süpürge yaptım. Hepsi kullanılan, motive eden şeyler. Salıncak ve barfiks sopası da var. Bu da benim sakin yapımı korumamı sağlıyor. - Tarla yapma girişiminde bulundum. Adı da Tarla Manço olacaktı. Hem çok bildiğim bir konu değildi hem de ada şartları ve toprak elverişli çıkmadı. Amacım tarım ortamı yaratıp besin elde etmekti, olmadı. ? Kıbrıs’a giderim bence. En büyük rakibim de Hilmi Cem.
* İnsan her şeye alışıyor. Normalde çok titizimdir. Hijyene çok önem veririm. Tuvalet ve temizlik buraya gelince ilk bir hafta zorluyor, ama ondan sonra uyum sağlıyorsun. * Hindistan cevizi suyu doğal müshil gibi bir şey. Zaten az yiyoruz. Vücudumuzdan çıkan posa çok az, Hindistan cevizi onu da bırakmıyor. Kuruyoruz burada (gülüyor). * Aileme ve eşime özlemimi belirtirsen beni mutlu edersin. Özlem konusunda bile kendimi bastırıyorum. Duygusallaştığım zaman düşeceğimi hissediyorum.