Anne-babanız ne iş yapıyorlardı?
- Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Varlıklı değildik. Ama beni ellerinden geldiğince iyi yetiştirdiler. 14 yaşıma kadar aileme yardım amaçlı çalıştım.
Neler yaptınız?
- Sanayide çıraklık yaparak harçlıklarımı çıkarıyordum. Ama 14 yaşımda kurduğum bir hayal, benim hayat hikayemi alıp başka yerlere taşıdı.
Neydi o hayal?
- Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine dövüş kulübüne gittim. O kadar sevdim ki bir gün dünyanın en iyi sporcuları arasına girmeyi diledim. Ama bulunduğum yerde bunu gerçekleştirmem çok zordu. Açılmam gerekiyordu. İlk durağım Antalya’ydı. İnternet üzerinden takip ettiğim bir spor kulübü vardı. Orada antrenman yapmam için izin verdiler. Antrenörüm, “Para veremem ama ekmeğimi paylaşırım. Sen salonu temizlersin, ben de sana antrenörlük yaparım” dedi. 18 yaşıma kadar orada yaşadım. Ama profesyonel lige adım atabilmem için bu yetersizdi. Tayland bu işin merkezi. Uçak bileti için bir sponsor buldum ve 700 dolarla Tayland’a gittim. İngilizcem yoktu. Türk arkadaşlarım vardı. Biri de ‘2016 Survivor’ şampiyonu Avatar Atakan’dı. Zamanla dili öğrenmeye başladım.
Nerede kaldınız?
- Çok çok kötü bir oda kiraladım. Para kazanmak için dövüşmem gerekiyordu. İlk maçımda oranın şampiyonunu yendim. Daha sonra Tayland’da çok önemli olan Kraliçe Kupası’na katıldım. Nakavtla maçı aldım. Tayland’ın en önemli dövüş kulübü bana yatacak yer ve yeme içme imkânı tanıdı. Kral Kupası’nı kazandım. Dünyanın en iyi dövüşçüsü Nieky Holzken’le dövüşmem istendi. Ama maçta burnuma darbe aldım. Dört kez burnumdan, iki kez göğsümden ameliyat geçirdim. İki yıl hastanedeydim.