SURİYE'DE KAÇIRILAN TÜRK GAZETECİLER İÇİN NE PAZARLIK YAPILDI?
Bugün yazarı Tarık Toros Suriye'de kaçırılan Türk gazetecilerle ilgili çarpıcı bir analiz yaptı.
Kaçırılan gazetecilerle ilgili soru işaretleri
Ne yalan söyleyeyim, şu iki olaya hep mesafeli yaklaştım: Biri, Mavi Marmara olayı... Öteki de Suriye’de kaçırılan iki Türk gazeteci.
Şundan emin olun, Mavi Marmara’nın henüz kitabı yazılmadı. İki cümle yazıp geçelim: Türkiye’nin bu konuda karnı şiştir. Şu son iddianame de dahil olan biteni böyle yorumlayın, çıkartamadık bir türlü bunu.
Kaçırılan gazetecilere gelince...
Adem Özköse ve Hamit Coşkun, haber veya belgesel amaçlı olarak Suriye’ye gittikten birkaç gün sonra kayboldular. İki ay sonra da Türkiye’ye iade edildiler. Gece yarısı Başbakan Yardımcısı düzeyinde karşılandılar.
İki ay boyunca ayrı hücrelerde kalmış, doğru dürüst yemek yememişlerdi. İki metreye bir metre o hücreden kurtulduktan sonra görüntüleri dikkat çekiciydi, hayli sağlıklı görünüyorlardı.
Gazetecileri, kaybolduktan 52 gün sonra İHH Başkanı Bülent Yıldırım buldu. Bir hafta sonra da birlikte Tahran üzerinden İstanbul’a geldiler.
Suriye kimselere kapıları açmazken neden İHH’ye açıyor, Türk gazetecileri neden İran’a teslim ediyor? İran diplomasisinin Suriye üzerindeki etkisi, önemli sorular.
Pazarlık oldu mu?
Acaba, Suriye yönetimi ile Ankara arasında bir pazarlık veya takas görüşmesi oldu mu? Zira Suriye’nin de Türkiye’den istediği isimler var.
İHH’yi aradım, iddiaları ve soruları yönelttim. Şimdilik bir açıklama düşünmüyorlar ama ileride yapabileceklerini belirttiler. Zira konunun nezaketi ve diplomatik bazı hassasiyetleri var, bunu ifade ettiler.
Sonra, kaçırılan gazeteci Adem Özköse ile konuştum. Suriye’ye yabancı değil. Şam’ı avucunun içi gibi biliyor, burada 4 sene yaşamış. 9 yıldır da bölgede görev yapıyor. Suriye’de kaybolmanın "10-15 sene kimsenin sizden haber alamaması" anlamına geldiğini yaşayarak görmüş.
"Gazeteciler çok sağlıklı görünüyordu, oysa hücre hayatı insanı yıpratır" iddialarını sordum:
"Bize işkence yapmadılar. Ama koşullar çok kötüydü. Elimden geldiğince diri olmaya çalıştım. 11 kilo verdim. Önceki fotoğraflarıma bakın, 89 kiloydum 78’e düştüm. Başka tuttukları insanlara işkence yapıyorlardı, biliyorduk. Sanırım, hakkımızda kamuoyu oluşması işkenceyi engelledi."
"Bizi kaybedeceklerdi"
Hamit Coşkun’la ayrı hücrelere konmuşlar ve 52 gün boyunca görüştürülmemişler. Türkiye’den hiçbir haber de alamamışlar:
"Suriyeliler bizi kaybedeceklerdi. ’Ahmet Davutoğlu sizi istiyor ama hiçbir zaman size ne olduğunu bilemeyecek. Siz kayboldunuz’ diyorlardı. 42’nci gün Suriye Dışişleri Sözcüsü, ’Bizim elimizde değiller’ diye açıklama yaptı zaten. Olan biteni 52 gün sonra bizi bulan İHH Başkanı Bülent Yıldırım’dan öğrendik. O günden sonra Hamit’le buluştuk, birlikte kalmaya başladık. Güneşe bile çıkarmadılar. Ayakkabılarımızı yastık yapıp yerde yattık."
Neden İran?
Kafalardaki en büyük soru işareti İran.
Suriye, bu gazetecileri neden Türkiye’ye değil de İran’a teslim etti?
Adem Özköse, bunu kendilerini teslim alan İranlılar’a sormuş:
"İran’a gideceğimizi çıkmadan bir gün önce öğrendik. İranlı yetkili, ’Suriye’nin Türkiye ile arası bozuk, bu olay Türkiye’nin hanesine yazılsın istemediler’ dedi. İran’a indiğimiz gibi İstanbul’a hareket ettik."
Olan bitenin ilk ağızdan kronolojik gelişimi böyle.
Ama hâlâ cevap arayan sorular var. Olayın içinde yaşayanların bile sorduğu sorular. Ve asla Mavi Marmara olayından bağımsız değil.
Tarık Toros / Bugün
Nurol’dan Arena’ya 200 Metrelik Komşu Geliyor
Sevgili Yapı Fikirtepe’yi Uçuracak!
Ankara Golfkent’te 1+1 148 Bin Tl’ye
Toki’den 43 Bin Liraya Konut
Nish Adalar Panorama’da 261 Bin Tl’ye!
Atakent Elite City’de Yüzde 0,79 Faizle!
2b Başvurusunu Yapmayanın Satın Alma Hakkı Düşecek
Konut Satışları Geçen Yıla Göre % 5.51 Arttı
Türkiye’den En Çok Mülkü Kimler Aldı?
Günde 40 Kuruşa’ Dask Kampanyası
Hatay Dönüşümle Gecekondulardan Kurtulacak!
Fabrikalar Otel Oluyor
2b Başvurusunu Yapmayanın Satın Alma Hakkı Düşecek
Sat Ve Geri Kirala’ Geliyor Şirket Bilançoları Rahatlayacak
Bursa’da ‘Kentsel Dönüşüm’ Ne Zaman Başlayacak .