28 Oca 2014 10:07
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:54
Suriye medyasında değişim
Suriye’de son 3 yılda yaşananlar ülkedeki basın dünyasında da büyük değişikliklere yol açtı.
Hentah adlı dergi, Şam'ın güneyinde hükümet birlikleri tarafından
kontrol edilen bölgelerdeki insani durum, Suriye'nin doğusundaki
okullarını durumu ve Suriyeli öğrencilerin Türk üniversitelerinde
mücadele ettikleri zorluklar başta olmak üzere pek çok konuda
haberler yayınlıyor. Aylık dergi daha çok genç. Yayın hayatına
Selamiye adlı küçük kentte, yani iç savaşın ortasında 2012 yazında
başlamış.
Hentah tek örnek değil. Daha önce Suriye'de hiç bu kadar çok gazete, dergi, internet portalı ya da televizyon kanalı yoktu. Çoğu, Esad rejimine karşı ayaklanmalar hakkında haber yazan vatandaş gazetecilerin girişimiyle kuruldu. Onlarca yıl süren sansür ve devlet kontrolünden sonra Suriye basın dünyasını bugün tanımak mümkün değil. Hentah dergisinin genel yayın yönetmeni Naci El Curf, şu bilgiyi veriyor: “Hentah her ay 5 bin adet basılıyor ve dergi büyük oranda Suriye‘de dağıtılıyor. Muhabirlerimiz, Suriye‘nin doğusunda, Rakka‘da, kuzey'de Halep'te ya da Hama'da yaşıyor. Bize oralardan haberler gönderiyorlar.“
Dergi, yeni medyanın oluşturulmasına yardımcı olan Fransa merkezli Suriye organizasyonu ASML'den destek alıyor. Enab Baladi adlı gazete ya da Syria News Desk adlı haber ajansı da aynı kuruluştan destek görüyor.
Dawda adlı gazetenin genel yayın yönetmeni Muhammed Mallak için medyadaki bu canlanma şaşırtıcı değil: “1982 yılında Hama'da Müslüman Kardeşler ayaklanması olduğunda ve hükümet kent sakinlerine katliam yaptığında kaç Suriyelinin öldüğünü kimse bilmiyordu. 10, 20 ya da 40 bin ölüden bahseden haberler vardı. Bu korkunçtu. Bugüne dek kaç insanın öldüğünü hala kimse bilmiyor. Bu sessiz ölüm travması Suriyelileri onlarca yıl sessizliğe itti. İnsanlar yeniden sokaklara çıktığında artık sessiz bir ölümün kurbanı olmayacaklarına yemin ettiler. Göstericilerin yanlarında kameraları vardı. Bu medya aktivistleri arasında çoğu diploması bile olmayan manavlar da yer alıyor. Zaman içinde medya çalışması daha da gelişti.“
Nitelikli gazetecilik isteği
Ayaklanmaların başlamasından üç yıl kadar sonra çoğu basın kuruluşu artık kendini sadece devrimin sözcüsü olarak görmüyor, nitelikli gazetecilik de yapmak istiyorlar. Hentah dergisinden El Curf, derginin başlangıçta Selamiye enformasyon bürosunun bir kolu olarak görev yaptığını ve bu büronun Suriye devrim fikirlerini savunduğunu söylüyor. Ancak iki yayından sonra bürodan ayrıldıklarını çünkü devrimden bağımsız olarak gazetecilik yapmak istediklerini belirtiyor. Devrim sonrasında da varlıklarını sürdürmek istiyorlar.
Profesyonellik eğitimlerle hızlandırılmaya çalışılıyor. Pek çok uluslararası organizasyon bu konuda Suriyeli gazetecilere destek veriyor. Bunlardan biri de Savaş ve Barış Haberleri Enstitüsü. Enstitü'nün Beyrut bürosundan Susanne Fischer, Suriyeli genç gazetecilerin gelişimini yakından izlemiş: “Başlangıçta nasıl araştırma yapılacağı, hikâye içinde nasıl ifadeler kullanılacağı konusunda bir fikirleri yoktu. Daha çok duyduklarını yazıyor ve dedikodular yayılıyordu. Genç gazetecilerin gerçekleri desteklemesini sağlaması için çok şey yapıldı. Ya da duyduklarını doğrulamaları için. Görünüm de değişti. Başlangıçta makasla kesilip birbirine yapıştırılmış öğrenci gazetesi gibi görünüyordu. Şimdi bir hayli profesyonel oldular.“
Suriye‘deki zorlu koşullar gazetecilerin çalışmaları sırasında mücadele etmesi gereken en büyük sorun. Suriyeli gazeteci Zeyna Erhaim, profesyonel çalışmanın bir maceraya benzediğini söylüyor. Erhaim, farklı çalışma taraflarının bir konu hakkındaki görüşlerini almanın ise sıklıkla imkânsız olduğunu kaydediyor.
Hentah tek örnek değil. Daha önce Suriye'de hiç bu kadar çok gazete, dergi, internet portalı ya da televizyon kanalı yoktu. Çoğu, Esad rejimine karşı ayaklanmalar hakkında haber yazan vatandaş gazetecilerin girişimiyle kuruldu. Onlarca yıl süren sansür ve devlet kontrolünden sonra Suriye basın dünyasını bugün tanımak mümkün değil. Hentah dergisinin genel yayın yönetmeni Naci El Curf, şu bilgiyi veriyor: “Hentah her ay 5 bin adet basılıyor ve dergi büyük oranda Suriye‘de dağıtılıyor. Muhabirlerimiz, Suriye‘nin doğusunda, Rakka‘da, kuzey'de Halep'te ya da Hama'da yaşıyor. Bize oralardan haberler gönderiyorlar.“
Dergi, yeni medyanın oluşturulmasına yardımcı olan Fransa merkezli Suriye organizasyonu ASML'den destek alıyor. Enab Baladi adlı gazete ya da Syria News Desk adlı haber ajansı da aynı kuruluştan destek görüyor.
Dawda adlı gazetenin genel yayın yönetmeni Muhammed Mallak için medyadaki bu canlanma şaşırtıcı değil: “1982 yılında Hama'da Müslüman Kardeşler ayaklanması olduğunda ve hükümet kent sakinlerine katliam yaptığında kaç Suriyelinin öldüğünü kimse bilmiyordu. 10, 20 ya da 40 bin ölüden bahseden haberler vardı. Bu korkunçtu. Bugüne dek kaç insanın öldüğünü hala kimse bilmiyor. Bu sessiz ölüm travması Suriyelileri onlarca yıl sessizliğe itti. İnsanlar yeniden sokaklara çıktığında artık sessiz bir ölümün kurbanı olmayacaklarına yemin ettiler. Göstericilerin yanlarında kameraları vardı. Bu medya aktivistleri arasında çoğu diploması bile olmayan manavlar da yer alıyor. Zaman içinde medya çalışması daha da gelişti.“
Nitelikli gazetecilik isteği
Ayaklanmaların başlamasından üç yıl kadar sonra çoğu basın kuruluşu artık kendini sadece devrimin sözcüsü olarak görmüyor, nitelikli gazetecilik de yapmak istiyorlar. Hentah dergisinden El Curf, derginin başlangıçta Selamiye enformasyon bürosunun bir kolu olarak görev yaptığını ve bu büronun Suriye devrim fikirlerini savunduğunu söylüyor. Ancak iki yayından sonra bürodan ayrıldıklarını çünkü devrimden bağımsız olarak gazetecilik yapmak istediklerini belirtiyor. Devrim sonrasında da varlıklarını sürdürmek istiyorlar.
Profesyonellik eğitimlerle hızlandırılmaya çalışılıyor. Pek çok uluslararası organizasyon bu konuda Suriyeli gazetecilere destek veriyor. Bunlardan biri de Savaş ve Barış Haberleri Enstitüsü. Enstitü'nün Beyrut bürosundan Susanne Fischer, Suriyeli genç gazetecilerin gelişimini yakından izlemiş: “Başlangıçta nasıl araştırma yapılacağı, hikâye içinde nasıl ifadeler kullanılacağı konusunda bir fikirleri yoktu. Daha çok duyduklarını yazıyor ve dedikodular yayılıyordu. Genç gazetecilerin gerçekleri desteklemesini sağlaması için çok şey yapıldı. Ya da duyduklarını doğrulamaları için. Görünüm de değişti. Başlangıçta makasla kesilip birbirine yapıştırılmış öğrenci gazetesi gibi görünüyordu. Şimdi bir hayli profesyonel oldular.“
Suriye‘deki zorlu koşullar gazetecilerin çalışmaları sırasında mücadele etmesi gereken en büyük sorun. Suriyeli gazeteci Zeyna Erhaim, profesyonel çalışmanın bir maceraya benzediğini söylüyor. Erhaim, farklı çalışma taraflarının bir konu hakkındaki görüşlerini almanın ise sıklıkla imkânsız olduğunu kaydediyor.