18 Tem 2012 09:19
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:55
''SÜNNİ AK PARTİ İKTİDARI ALEVİLERİ ASİMİLE ETMEYİ TASARLIYOR AMA ...''
Milliyet yazarı Hasan Cemal, Taraf'ta yayınlan bir röportajı kendi köşesine taşıdı..
Sünni Ak Parti iktidarı, Alevileri asimile etmeyi
tasarlıyor ama...
“Alevilerin asimile edilmesi... 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde katliamla, baskıyla, korkuyla olmayan şey günümüz şartlarında hiç olmaz. Alevilerin devletle problemleri çözülmeden, şimdi bir de karşılarına AK Parti iktidarı çıktı.”
Cafer Solgun, Türkiye’de Alevilik konusunu çok iyi bilen bir araştırmacı ve Dersim Dersim, Aleviler’in Kemalizm’le İmtihanı, Gayriresmi Cumhuriyet isimli kitapların yazarı. Neşe Düzel’in 16 Temmuz 2012 tarihli Taraf’ta kendisiyle yaptığı uzun söyleşiden bir bölümü özetleyerek köşeme alıyorum.
* * *
SORU: Meclis’e cemevi yapılması talebinin Diyanet’in fetvasıyla reddedilmesi, Aleviler tarafından nasıl karşılandı?
YANIT: Bir skandal bu! Kuruluşundan beri Alevileri tanımayan, yok sayan, hatta Aleviliği “sapkın bir mezhep” olarak isimlendiren bir kurumun şimdi kalkıp Alevileri ve Aleviliği tanımlamaya kalkışması bir skandaldır! Sünni İslam konusunda Diyanet’ten görüş alınabilir ama Alevilik konusunda alınamaz.
SORU: Niye?
YANIT: Çünkü Aleviliği bilmez, tanımaz. Ayrıca bir resmî ideoloji kurumu olarak Aleviliği inkâr eder. Söylemleriyle de, Alevilerle ilgili toplumda var olan önyargıları daha da canlandırır, besler. Çünkü Diyanet, bu ülkede insanların din ve imanlarını resmî ideoloji adına kontrol ve manipüle etmek amacıyla kurulmuştur. Diyanet, 1924’te kurulduğunda, Mustafa Kemal tarafından Kuran’ın Sünni ve Hanefi yorumuna göre yeniden tefsir edilmesiyle görevlendirilmiş olan bir kurum bu.
TÜRK TİPİ MÜSLÜMANLIK
Aslında amaç, Diyanet’le dini kontrol altına alıp, Türk tipi Müslümanlık icat etmekti.
Yani devletin çizdiği sınırlar içinde insanların inanmasını, ibadet etmesini istediler ama bunu beceremediler.
SORU: Sünni AKP iktidarı, Alevileri asimile etmeye mi çalışıyor?
YANIT: Asimile etmeyi tasarlıyorlar ve istiyorlar ama başarmaları mümkün değil. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde katliamla, baskıyla, korkuyla olmayan şey günümüz şartlarında hiç olmaz. Alevilerin devletle problemleri çözülmeden, şimdi bir de karşılarına AK Parti iktidarı çıktı.
SORU: Ne değişti bugün?
YANIT: Devletin baskısına Sünni bir iktidarın baskısı da eklendi. Kendilerini çevreleyen Sünni çoğunluğa karşı yaşadıkları tedirginlik ve korku derinleşmeye başladı.
Aleviler, “Orduyu da, yargıyı da teslim aldılar, güveneceğimiz bir şey kalmadı” psikolojisine girdiler.
Herkesin bu realiteyi görmesini ve düşünmesini rica ediyorum.
Bu arada Diyanet’i tartışmak demek, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini tartışmak demektir.
Başbakanlığa bağlı 117 bin kişilik personel ordusuna hükmeden, sayısız ibadet mekânına ve dev bir bütçeye hükmeden bir kurumun var olduğu bir sistem laik değildir. Orada din ve vicdan özgürlüğü yoktur. Bu cumhuriyeti demokratikleş-tirmemiz lazım.
SORU: Alevilerin, Cumhuriyet tarihinde özgürce yaşayıp, özgürce ibadet ettikleri ve kendilerini güvende hissettikleri bir dönem var mı hiç?
YANIT: Hiç yok. Cumhuriyet tam tersine Aleviliği yasakladı. 1925’te kabul edilen tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanunla Türkiye’de Alevilik yasaklandı.
Alevilerin baskı altında da olsa kaçak göçek kendi ibadetlerini icra ettikleri tekke ve dergâhlar kapatıldı.
Üstelik Aleviliğin kendisini sürdürmesi için olmazsa olmazı olan dedelik, pirlik, mürşitlik, çelebilik, babalık gibi unvanlar da yasaklandı. Dedeliğin yasak olması eşittir Aleviliğin yasak olmasıdır.
SORU: AKP iktidarı, Alevi açılımı yapmaya da niyetlenmişti bir ara. O açılım neden sürmedi sizce?
YANIT: Alevi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin genel başkanlığına gelmesi ve bunun sonucunda da Alevilerin CHP’ye angaje olması, AKP’nin Alevi açılımını sürdürmekten vazgeçmesine yol açtı gibi gözüküyor.
ERDOĞAN, ALEVİLERİ NİYE RENCİDE ETTİ?
Başbakan Erdoğan, “Biz ne yaparsak yapalım Aleviler bize oy vermeyecek. Onlar CHP’ye oy vermeye devam etsinler. Biz Alevi açılımından vazgeçtik. Bana, Alevilere önyargıyla bakan, Alevileri aşağılayan kitlelerin oyunu almak yeter” gibi bir tavır içine girdi.
Ve Erdoğan 2010’daki referandumda, 2011’deki seçimde Alevileri rencide edecek söylemlerde bulundu.
Mesela Çorum, Alevi katliamının yaşandığı yerlerden biri. Başbakan, Çorum’da Ebusuud Efendi’nin adını andı. Bu zat, Kanuni zamanında Alevilerin katline fetva veren şeyhülislamdır. Bunu Başbakan bilir.
Başbakan, oylarının yeterli olduğunu düşününce Alevi politikası değişti ve AK Parti sadece Alevi açılımından değil, demokratikleşmeden de vazgeçti.
Bu açılımlar döneminde AK Parti reformcu bir partiydi, AB’ye üyelik konusunda inandırıcı olma gayretindeydi.
Giderek bundan uzaklaştı.
Şu anda, Ergenekon soruşturmasıyla darbe ihtimalinden ve askerî vesayetten kurtulduğunu, gerçek manada iktidar olduğunu, hatta bunun da ötesinde devlet haline gelmeye başladığını düşünüyor.
“Rakibim yok. Bu CHP, benim rakibim olduğu müddetçe Türkiye’nin geleceğinde AK Partili iktidarlar olacak” diye düşünüyor.
ALEVİLERİN İSTEKLERİ...
SORU: Aleviler tam olarak hangi hakları istiyor?
YANIT: Cemevlerine yasal statü tanınmalı. Diyanet lağvedilmiyorsa, özerkleştirilmeli. Devlet kurumu olmaktan çıkarılmalı ki, bunu her Alevi ister. Maraş, Çorum, Sivas Katliamı dosyaları yeniden açılmalı. Böylece Alevi-Sünni iç çatışması yaratmak isteyen hem derin güçler açığa çıkar, hem de o derin güçlere figüran olarak hizmet etmiş Sünni kardeşlerimiz ortaya çıkar.
Nasıl Aleviler darbe çağrıları yapan mitinglere katılmalarıyla yüzleşmek zorundaysa, dindarlar, İslamcılar da Maraş, Çorum, Sivas katliamlarıyla yüzleşmek zorunda...
Hasan CEMAL / MİLLİYET
“Alevilerin asimile edilmesi... 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde katliamla, baskıyla, korkuyla olmayan şey günümüz şartlarında hiç olmaz. Alevilerin devletle problemleri çözülmeden, şimdi bir de karşılarına AK Parti iktidarı çıktı.”
Cafer Solgun, Türkiye’de Alevilik konusunu çok iyi bilen bir araştırmacı ve Dersim Dersim, Aleviler’in Kemalizm’le İmtihanı, Gayriresmi Cumhuriyet isimli kitapların yazarı. Neşe Düzel’in 16 Temmuz 2012 tarihli Taraf’ta kendisiyle yaptığı uzun söyleşiden bir bölümü özetleyerek köşeme alıyorum.
* * *
SORU: Meclis’e cemevi yapılması talebinin Diyanet’in fetvasıyla reddedilmesi, Aleviler tarafından nasıl karşılandı?
YANIT: Bir skandal bu! Kuruluşundan beri Alevileri tanımayan, yok sayan, hatta Aleviliği “sapkın bir mezhep” olarak isimlendiren bir kurumun şimdi kalkıp Alevileri ve Aleviliği tanımlamaya kalkışması bir skandaldır! Sünni İslam konusunda Diyanet’ten görüş alınabilir ama Alevilik konusunda alınamaz.
SORU: Niye?
YANIT: Çünkü Aleviliği bilmez, tanımaz. Ayrıca bir resmî ideoloji kurumu olarak Aleviliği inkâr eder. Söylemleriyle de, Alevilerle ilgili toplumda var olan önyargıları daha da canlandırır, besler. Çünkü Diyanet, bu ülkede insanların din ve imanlarını resmî ideoloji adına kontrol ve manipüle etmek amacıyla kurulmuştur. Diyanet, 1924’te kurulduğunda, Mustafa Kemal tarafından Kuran’ın Sünni ve Hanefi yorumuna göre yeniden tefsir edilmesiyle görevlendirilmiş olan bir kurum bu.
TÜRK TİPİ MÜSLÜMANLIK
Aslında amaç, Diyanet’le dini kontrol altına alıp, Türk tipi Müslümanlık icat etmekti.
Yani devletin çizdiği sınırlar içinde insanların inanmasını, ibadet etmesini istediler ama bunu beceremediler.
SORU: Sünni AKP iktidarı, Alevileri asimile etmeye mi çalışıyor?
YANIT: Asimile etmeyi tasarlıyorlar ve istiyorlar ama başarmaları mümkün değil. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde katliamla, baskıyla, korkuyla olmayan şey günümüz şartlarında hiç olmaz. Alevilerin devletle problemleri çözülmeden, şimdi bir de karşılarına AK Parti iktidarı çıktı.
SORU: Ne değişti bugün?
YANIT: Devletin baskısına Sünni bir iktidarın baskısı da eklendi. Kendilerini çevreleyen Sünni çoğunluğa karşı yaşadıkları tedirginlik ve korku derinleşmeye başladı.
Aleviler, “Orduyu da, yargıyı da teslim aldılar, güveneceğimiz bir şey kalmadı” psikolojisine girdiler.
Herkesin bu realiteyi görmesini ve düşünmesini rica ediyorum.
Bu arada Diyanet’i tartışmak demek, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini tartışmak demektir.
Başbakanlığa bağlı 117 bin kişilik personel ordusuna hükmeden, sayısız ibadet mekânına ve dev bir bütçeye hükmeden bir kurumun var olduğu bir sistem laik değildir. Orada din ve vicdan özgürlüğü yoktur. Bu cumhuriyeti demokratikleş-tirmemiz lazım.
SORU: Alevilerin, Cumhuriyet tarihinde özgürce yaşayıp, özgürce ibadet ettikleri ve kendilerini güvende hissettikleri bir dönem var mı hiç?
YANIT: Hiç yok. Cumhuriyet tam tersine Aleviliği yasakladı. 1925’te kabul edilen tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanunla Türkiye’de Alevilik yasaklandı.
Alevilerin baskı altında da olsa kaçak göçek kendi ibadetlerini icra ettikleri tekke ve dergâhlar kapatıldı.
Üstelik Aleviliğin kendisini sürdürmesi için olmazsa olmazı olan dedelik, pirlik, mürşitlik, çelebilik, babalık gibi unvanlar da yasaklandı. Dedeliğin yasak olması eşittir Aleviliğin yasak olmasıdır.
SORU: AKP iktidarı, Alevi açılımı yapmaya da niyetlenmişti bir ara. O açılım neden sürmedi sizce?
YANIT: Alevi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin genel başkanlığına gelmesi ve bunun sonucunda da Alevilerin CHP’ye angaje olması, AKP’nin Alevi açılımını sürdürmekten vazgeçmesine yol açtı gibi gözüküyor.
ERDOĞAN, ALEVİLERİ NİYE RENCİDE ETTİ?
Başbakan Erdoğan, “Biz ne yaparsak yapalım Aleviler bize oy vermeyecek. Onlar CHP’ye oy vermeye devam etsinler. Biz Alevi açılımından vazgeçtik. Bana, Alevilere önyargıyla bakan, Alevileri aşağılayan kitlelerin oyunu almak yeter” gibi bir tavır içine girdi.
Ve Erdoğan 2010’daki referandumda, 2011’deki seçimde Alevileri rencide edecek söylemlerde bulundu.
Mesela Çorum, Alevi katliamının yaşandığı yerlerden biri. Başbakan, Çorum’da Ebusuud Efendi’nin adını andı. Bu zat, Kanuni zamanında Alevilerin katline fetva veren şeyhülislamdır. Bunu Başbakan bilir.
Başbakan, oylarının yeterli olduğunu düşününce Alevi politikası değişti ve AK Parti sadece Alevi açılımından değil, demokratikleşmeden de vazgeçti.
Bu açılımlar döneminde AK Parti reformcu bir partiydi, AB’ye üyelik konusunda inandırıcı olma gayretindeydi.
Giderek bundan uzaklaştı.
Şu anda, Ergenekon soruşturmasıyla darbe ihtimalinden ve askerî vesayetten kurtulduğunu, gerçek manada iktidar olduğunu, hatta bunun da ötesinde devlet haline gelmeye başladığını düşünüyor.
“Rakibim yok. Bu CHP, benim rakibim olduğu müddetçe Türkiye’nin geleceğinde AK Partili iktidarlar olacak” diye düşünüyor.
ALEVİLERİN İSTEKLERİ...
SORU: Aleviler tam olarak hangi hakları istiyor?
YANIT: Cemevlerine yasal statü tanınmalı. Diyanet lağvedilmiyorsa, özerkleştirilmeli. Devlet kurumu olmaktan çıkarılmalı ki, bunu her Alevi ister. Maraş, Çorum, Sivas Katliamı dosyaları yeniden açılmalı. Böylece Alevi-Sünni iç çatışması yaratmak isteyen hem derin güçler açığa çıkar, hem de o derin güçlere figüran olarak hizmet etmiş Sünni kardeşlerimiz ortaya çıkar.
Nasıl Aleviler darbe çağrıları yapan mitinglere katılmalarıyla yüzleşmek zorundaysa, dindarlar, İslamcılar da Maraş, Çorum, Sivas katliamlarıyla yüzleşmek zorunda...
Hasan CEMAL / MİLLİYET