"ŞU İNTERNET OLMASA NE GÜZEL YÖNETİRDİM MEDYAYI!"
Bir kaç kişi dışında geleneksel medyadaki herkesin arzusu, kendi meslek yaşamları boyunca 'mevcut düzenin bozulmadan gitmesi' yönünde.
"Hareket alanları giderek daralan medya patronları yakında 'Şu İnternet olmasa ne güzel yönetirdim medyayı' gibi laflar ederse şaşırmamak lazım" diyen Bloomberg Business Week Türkiye yazarı İsmail Polat gazete ve televizyonlarda internetin zararları ile ilgili haberlerin çoğalmasını ilginç bir sebebe bağlıyor.
İŞTE FACEBOOK CİNAYETİ HABERLERİNİN SEBEBİ
Reklamverenlerin internet ve mobil mecralara ayırdığı bütçeler arttıkça reyting, tiraj ve gelirlerindeki düşüş trendi giderek belirginleşen gazete ve televizyonlar, 'çareyi' internetin olumsuz yönlerini öne çıkaran haberler yapmakta buluyorlar galiba.
¨Facebook Cinayeti¨ ya da ¨Sanal Tuzak¨ gibi interneti olayın aracı değil de odağı olarak konumlayan manşetler sayesinde internet için 'genç kuşağın uzak tutulması gereken bir bataklık' şeklinde bir kamuoyu algısı oluşuyorsa, bunda geleneksel medyanın büyük payı var.
Sanki cinayetler Facebook üzerinde işleniyor ya da tuzaklar gerçek dünyada değil de sadece sanal dünyada kuruluyor. Amaç, sadece kötüleme olduğundan ortada ne bir çözüm önerisi var ne de internetin olumlu yönlerini gösterme çabası.
Halbuki ne kadar kötülenirse kötülensin, insanların internetten vazgeçebilecekleri zamanları geçtik artık.
GAZETE VE TV'LER BİNDİKLERİ DALI KESİYOR AMA...
Peki gazete ve TVler yakın gelecekte ağırlıkla varlıklarını sürdürecekleri bu mecrayı bu kadar olumsuzlamakla bindikleri dalı kesmiyorlar mı? Ne gam, nasıl olsa vizyonları tepedeki yöneticilerinin kariyer ömrüyle sınırlı! Diğerleri mi? Banu Güven, Can Dündar, vb. durumdaki birçok medya 'yıldızı' interneti işsiz kaldıklarında geçici bir süre için varlıklarını sürdürecekleri bir yer olarak görüyorlar.
Çok eleştirmeme karşın başta Cüneyt Özdemir olmak üzere bu mecranın ruhunu algılayan bir kaç kişi dışında geleneksel medyadaki herkesin arzusu, kendi meslek yaşamları boyunca 'mevcut düzenin bozulmadan gitmesi' yönünde.
Twitter'da yüzbini aşkın takipçisi ile adeta başlıbaşına bir gazete tirajı yakalayan Ece Temelkuran bile sosyal medyayı 'ergen muhabbetlerinin yapıldığı yer' olarak tanımladıktan sonra varın gerisini siz düşünün.