STV sunucusu Gülen ailesi adına konuştu! Paralel aile değiliz!
Fetullah Gülen'in kardeşleri bugün 'Gülen Aile Buluşması' toplantısında yaklaşık 1500 kişiyle bir araya geldi.
Palandöken Kayak Merkezi'ndeki Polat Renaissance Otelde düzenlenen
'Gülen Aile Buluşması' toplantısına Fetullah Gülen'in kız kardeşi
Fazilet Korucuk, erkek kardeşleri Salih, Seyfullah, Mesih,
Kutbebettin Gülen ve Türkiye'nin dört bir tarafından gelen kadın,
erkek ve çocuklardan oluşan yaklaşık 1500 kişi katıldı. Aile adına
basın açıklamasını STV'nin anahaber sunucusu ve Seyfullah Gülen'in
oğlu Kemal Gülen yaptı.
Türkiye'de bir süredir Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketine
aleyhinde karalama kampanyası sürdürüldüğünü belirten Kemal Gülen,
bu kampanyanın kamuoyunda ciddi bir kamplaşmaya yol açtığını
söyledi. Kemal Gülen, şöyle dedi:
"Hocaefendi'nin yakın ve uzak akrabaları olan bizler, 'Gülen Aile
Buluşması' çatısında tüm bu söylemlerden duyduğumuz derin üzüntüyü
dile getirmek ve hissiyatımızı kamuoyu ile paylaşmak amacı ile bir
basın açıklaması yapacağız. Ülkemizde bir süredir muhterem
büyüğümüz Fethullah Gülen Hocaefendi ve onun teşvikleriyle
Türkiye'nin dünyaya açılan mütebessim yüzü hizmet aleyhinde, bir
karalama kampanyası sürdürülüyor. Bunun yol açtığı ciddi bir
kamplaşma yaşanıyor. Yakın tarihimiz bir âlim, kanaat önderi ya da
bir hareket hakkında bu denli organize bir iftira ve karalama
kampanyasına şahit olmadı. Biz bu tür kampanyaları şiddetle kınıyor
ve faillerini daha baştan ma'şeri vicdana ve Hakkın adaletine
havale ediyoruz."
"SUSARAK DİLSİZ ŞEYTAN OLMAK İSTEMİYORUZ"
Erzurum'daki toplantıya Ahlat'tan, İstanbul'dan, İzmir'den,
Samsun'dan ve bugün yurt dışından gelmiş uzak- yakın akraba ve
hısımlar olduğunu ifade eden Kemal Gülen, bütün bu nefret
söylemlerinden, duyarlı her vatandaş gibi doğrudan ve derinden
etkilendiklerini ve incindiklerini söyledi. Kemal Gülen, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Hocaefendi Erzurum'un en meşhur âlimlerinin rahle-i tedrisinden
geçmiş ve nihayet Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerini tanıyınca da
bütün ruhuyla nurları anlamaya ve anlatmaya koyulmuştur. Ömrünü
kitaplar arasında geçiren, yetmişten fazla eseriyle ki bunların bir
kısmı yirmiden fazla dile tercüme edilmiştir, fikir ve aksiyon
hayatıyla üniversitelerde doktora tezlerine konu olan hocamızın
bazı eserleri, fakültelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Hatta
dünyada hocamızın adına üniversitelerde kürsüler kuruldu, yabancı
ilim adamları bile değerli büyüğümüzden nasıl istifade ettiklerini
iftiharla anlatıyorlar. Biz de ailesi olarak okumanın gerekliliğini
ondan öğrendik, onun teşvikleriyle üniversitelere gittik ve
gitmekteyiz. Biz, bize dünya ve ukba hayatımızın kurtuluş yollarını
gösteren Hocaefendi'ye yapılan zulüm ve haksızlık karşısında,
susarak dilsiz şeytan olmak istemiyoruz."
"NÜFUZUNDAN NEMALANMADIK"
Fetullah Gülen'in dünyaca tanınıp bilinmesine rağmen bugüne kadar
ne kardeşleri, ne akrabalarının bu nüfuzundan nemalanmadığına
işaret eden Kemal Gülen, "Onlar da mütevazı bir hayatı tercih
ettiler. Kardeşlerinin ve yakınlarının sade yaşamları buna en güçlü
delildir. Evet, o yıllardır 'Allah’ım, kardeşlerimin iki yakasını
bir araya getirme' diye dua ediyor" dedi.
Fethullan Gülen'in ve Hizmet Hareketi'nin aileden dolayı mahcup
olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Kemal Gülen,
"Herkes kendi yağında kavrulacak, dişini sıkacak, ekmeğini taştan
çıkaracak, ama inşallah milletimizin hüsn-ü zannını boşa
çıkartmayacağız. Hocamızı utandırmayacağız. Bir lokma, bir hırka
yaşamak nedir bilmeyenler, devletin malını deniz görenler, muhterem
büyüğümüze çamur atmaya kalkıyorlar. Ama bilmeliler ki bu çamurlar
onun dupduru hayatında asla iz bırakmayacaktır" diye konuştu.
Fethullah Gülen'e son bir kaç aydır atılan iftira, yürütülen
karalama ve yalan kampanyalarının aile olarak kendilerini üzdüğünü
kaydeden Kemal Gülen, şunları söyledi:
"Kullardan vefa beklemeyi bile Allah'a karşı vefasızlık sayan
Hocaefendi, meydanlardan, ekranlardan, vefayı İstanbul'da bir semt
sayanlar tarafından 'sahte peygamber', 'haşhaşi', 'içi boş âlim
müsveddesi' , 'çete lideri', 'virüs' ve 'kan emici sülük' gibi
yalan, iftira ve hakaretlere maruz kalıyor. Hele bir de bu
hakaretleri demokrasi, şeffaflık ve insan haklarını ağzına sakız
eden siyasetçiler yapmıyor mu, işte bizim hayal kırıklığımız burada
başlıyor. Bunların, sanki yolsuzluk iddiaları yokmuş, sanki rüşvet
ve hırsızlık iddiaları ayyuka çıkmamış, sanki devlet kadroları bir
yalan üzerine hallaç pamuğu gibi atılmamış, sanki adalet sistemi
yerlerde sürünmek zorunda bırakılmamış gibi bunca büyük problemi
görmezden gelerek, gözlerini karartıp, hocamızı suçlamaları
karşısında dehşete düşüyoruz."
"YÜZBİNLERCE EVLADI VAR"
Fethullah Gülen için en çok konuşulan evlilik konusuna da değinen
Kemal Gülen, "Evet, o evlenmedi kendi ifadesi ile bütün ömrünü
hizmete adamak istiyordu. Bunu yaparken kimsenin hakkına girmek
istemiyordu. Ne var bunda? Bazı peygamberler, veli, müçtehit
müceddid, ilim adamı veya sanatkârlar da evlenmemiş" dedi. Rabia
işaretleri yaparak oy devşirenler olduğunu kaydeden Kemal Gülen,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabia'tül Adeviye'nin de evlenmediğini bilmiyorlar herhalde. Dine,
diyanete, millete hizmet etmek için veya çocukların, gençlerin
halinden anlamak için illa da evlenmek şart mı? Biz evladımıza
ondan isim istiyor, yavrularımızı nasıl yetiştireceğimizi ondan
öğreniyor ve onun sohbetlerinden istifade ile çocuklarımızı terbiye
etmeye çalışıyoruz. Hepimiz onun evladıyız; sadece biz değil
Asya'da, Afrika'da, Amerika'da binler, yüzbinler evladı var; bunlar
olimpiyatlarda stadyumları dolduruyorlar, bütün bu güzelliklere
vesile olduğu için başta hocamıza ve milletimize dua ediyorlar. Biz
de ailesi olarak bu dua kervanına katılıyor, Rabbimizin onu ve
onunla birlikte yürüyen dost ve arkadaşlarını koruyacağına
inancımızı bir kez de burada tekrarlıyoruz."
İÇİŞLERİ BAKANI ALA'YI ELEŞTİRDİLER
İçişleri Bakanı seçildikten sonra Erzurum'a gelen Efkan Ala'nın
aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasını da eleştiren Kemal
Gülen, şöyle dedi:
"Seçilme zorluğunu bile yaşamadan bakan koltuğuna oturan Erzurumlu
bir politikacı, hem de bu şehirde, muhterem büyüğümüzü kastederek
'Sen kimsin sen, biz senin ağababalarını yendik' diyerek, elli
yıllık hizmet hayatında camiden, kürsüden, konferanslardan veya
daha başka vesilelerle Hocaefendi'yi takip eden, sahiplenen, bir
işareti ile Allah rızası için yollara düşen fedakâr insanlara ve
tabii ki bize hakaret etmesini içimize sindiremiyoruz.
Bu saygıdan ve seviyeden yoksun hakareti kınıyor kem söz sahibine
aittir diyerek bu hakaretleri sahibine iade ediyoruz. Muhterem
büyüklerim, kardeşlerim değerli basın mensupları. Çok üzüldük, çok
kırıldık. Ama kimseyi incitecek, kimseyi kıracak da değiliz.
Ülkemiz zor günler geçiriyor, seçim atmosferi içinde olduğumuz bu
günlerde bize düşen sokağın ve meydanların tahrikine gelmemek, her
zamankinden daha sağduyulu olmak. Çünkü biz barışın, sulhun
temsilcileriyiz. Biz, hocamızın ümit veren sözlerine bakarak
diyoruz ki 'Türkiye'nin geleceği parlak, bu günler de inşallah
geride kalacak."
SORULARI YANITLADI
Toplantında gazetecilerin 'Cemaat abi ve ablalarının kapı kapı
dolaşarak Ak Partiye oy vermeyin diye propaganda yapıldığı
söyleniyor. AK Partide buna cevaben sizde parti kurun karşımıza
öyle çıkın diyor, buna ne diyeceksiniz' sorusuna Kemal Gülen, şu
yanıtı verdi:
"Cemaatin abi ve ablalarıyla ilgili söyleyecek bir şeyim yok. Onu
cemaati eğer temsil eden Gazeteciler Yazarlar Vakfı varsa onların
bu konuda bir şey söylemesi daha doğrudur ama bizim aile yakınları
olarak bir araya gelişimiz ne böyle bir propaganda yapmak, ne şuna
oy verin buna oy vermeyin demek için değil, biz sadece burada
değerli hocamıza yapılan hakaretleri, iftiraları büftanları iade
etmek ve bunları doğru olmadığını haykırmak için bir araya geldik
dolayısıyla cemaatin ne avukatıyız ne de temsilcisiyiz biz sadece
ailemizin değerli büyükleriyle bir araya geldik."
Bir başka gazetecinin, 'Sizin ailesi olarak siyasete müdahale veya
siyasetin içerisine girme gibi bir eğiliminiz olacak mı?' sorusuna
Kemal Gülen, "Siyasetten uzak bir aileyiz. 'Muhtar adayı bile
değiliz' diyor Seyfullah Gülen, Hocaefendi'nin kardeşi benim de
babam şeref duyarım böyle bir babanın evladı olmaktan. Dün de
ailemiz siyasete girmedi, bugün de girmedi Hocaefendi'nin genel
temayülleri, oradan aldığımız ilhamla yarın da bugün yapılan
siyasete girmeme yönünde adeta yeminimiz vardır" karşılığını
verdi.
Kemal Gülen, Başbakan Erdoğan'ın seçim sonrası Gülen Cemaati'ne
operasyon sinyali verdiği hatırlatarak, "Tedirginlik yaşıyor
musunuz? Cezaevine girme endişeniz var mı?" sorusunu da şöyle
yanıtladı:
"Bu aile 1980 ihtilalinden sonra, hemen yanıbaşımdaki Salih amcam
ve diğer taraftaki Mesih amcam bir irtica, bir dinci ya da müslüman
olduğu gerekçesiyle zaten içeriye alındılar. Hocaefendi 1971
yılında içeriye alındı. Bunlar içeriye alınmak konusunda bir
tereddüt endişe yaşamazlar. Çünkü yürüdükleri yolun hak olduğunu,
yaptıkları işin doğru olduğuna inanıyorlar ama hiçbir şey yapmadan
Türkiye Cumhuriyeti'nin en verimli en irfan sahibi ilim sahibi bu
insanları elde bir delil olmadan, 'Biz sizi içeriye atmak
istiyoruz' derlerse de bu zorbalığa karşı bizim de yapacak hiçbir
şeyimiz yoktur. Şeriatın kestiği parmak acımaz."