09 Kas 2015 13:21
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:10
STV koordinatörü Murat Kesgin : "Kayyum bekliyoruz"
Samanyolu TV’nin program koordinatörü Murat Kesgin,tüm sezon dizileri ve programlarının geçici olarak durdurulmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kayyum atanma ihtimaliyle ekonomik amaçlı tüm dizi ve programlarını geçici süre için durduran Samanyolu TV’nin program koordinatörü Murat Kesgin, reytinglere kadar uzanan bir baskı olduğunu, reklam kaynakları tehdit edildiği için pek çok kurumun reklam vermeyi kestiğini ve bu durumun kanal açısından ciddi sıkıntı yarattığını söyledi.
Murat Kesgin, tüm sezon dizileri ve programlarının geçici olarak durdurulmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kesgin, “Kayyumun geliş gerekçelerine, şekillerine göre gerekli tavrımızı koyacağız” diyerek “Bizim doğrularımız hâlâ aynı doğrular..” dedi.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak’ın sorularını yanıtlayan Murat Kesgin’in açıklamaları şöyle:
Cem Küçük, kanalınızı kayyum atanması konusunda hedef gösterdikten hemen sonra dizi ve programlarınızı geçici de olsa durdurdunuz. Sebep kayyum tedirginliği mi?
Dizi ve programlarımızı durdurmadık, kayyum atanma ihtimali nedeniyle ekonomik önlem aldık. Ancak kayyum tedirginliği tek başına bir etken değil. Sadece kayyumun değil sürecin getirdiği son nokta nedeniyle dizi ve programların çekimine ara verdik. Aslında bu süreci iki yıldır yaşıyoruz. Özel ve bağımsız sektörlere önce ilan, reklam vermeyin diye baskı uyguladılar ama artık “reklam vermeyin!” diye açık açık tehdit ediyorlar.
Ne kadarlık bir süre için ara verdiniz?
Bir haftalığına ara verdik ama sürece göre belki iki haftalık bir süreye de ulaşabilir. Ancak bu süre içinde dizilerimizin elimizde hazır bulunan yeni bölümleri yayınlamaya devam edecek. Elimizde Kasım sonuna dek kullanabileceğimiz yeni bölümler var.
Kimler reklam kaynaklarınızı tehdit ediyor?
Samanyolu TV’ye reklam verenler Saray kaynaklı, Erdoğan kaynaklı tehdit ediliyorlar. Bizi de sarayın temsilcileri açık açık tehdit ediyor. Tüm baskıların Erdoğan’ın etkisi, baskısı ve taciziyle olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla geçtiğimiz yıla göre ciddi reklam kaybı yaşadık. Geldiğimiz bu noktada birtakım önlemler aldık. Normalde sezona her sene 5-6 yeni diziyle başlardık şimdi ise 3 yeni diziyle başladık.
Şu anda endişe ettiğimiz bir konu daha var; reytinglere kadar uzanan bir baskı söz konusu. Reytinglerde de oynamalar yapıldığını düşünüyorum. Yaz döneminden itibaren reytinglere baktığımızda alt sıralarda olan bazı kanalların üst sıralara çıktığını görüyoruz. Kanalımızda yayınlanan dizilerinse birden reytinglerde alt sıralara düştü. Düşüşler normaldir olabilir ama bu kadar ani ve sert düşüşler bize normal gelmiyor. Yani kısacası yok etme üzerine kurulu büyük bir abluka altındayız diyebilirim.
Fuat Avni de kanala kayyumun atanması için talimatın verildiğini yazdı...
Kayyumu kanunsuz ve hukuksuz buluyoruz. Burası özel bir şirket borsaya açık bir şirket değil. Ortaklar anlaşamayınca da kayyum davet edilir ya bizim böyle bir davetimiz yok. Biz kayyumu davet etmiyoruz! Kayyumun geliş gerekçelerine, şekillerine göre gerekli tavrımızı koyacağız. Bizim doğrularımız hâlâ aynı doğrular… Sarayın baskısına direnemeyen hükümet ve Başbakan da medyaya uygulanan hukuksuzluğa, el koymalara göz yumuyor. Seçimlerden sonra da havuz medyasının gazetelerine baktığınızda Davutoğlu’ndan çok Erdoğan’ın fotoğraflarını gördük...
Kanalınızın dizileri provake eden ve hedef gösteren diziler olarak nitelendiriliyor. Hatta Kürtleri aşağılayan diziler olduğu da söyleniyor. Buna ne dersiniz?
Bunları söyleyenler eminim ki bu dizileri hiç izlememiş, provokasyon ve sansasyon oluşturmak isteyen kişiler. Dizilerimize yönelik bu iddiaları toptan reddediyorum. Dizilerimizde Kürtleri aşağılayan tek bir karemiz yok. Biz bir televizyon kanalıyız ve dizilerimizi bazen bir olaydan esinlenerek bazense toplumsal bir olayı gün yüzüne çıkarak senaryolaştırıyoruz. Herkesin izleyebileceği yapımlar üretmeye çalışıyoruz, ama reyting için insanların duygularını sömüren işler yapmıyoruz. Televizyonda reytingleri arttırmak için temel şeyler vardır. Mesela insanların duygularını sömürdüğünüzde reyting alırsınız. İnsanların zaaflarıyla uğraştığınızda onların ilgisini çekersiniz. Reytingin en temel unsuru meraktır. Biz insanın duygularını sömüren işler yapmamak için reytingden fedakarlık ediyoruz.
En çok dizilerinizde dini duyguların sömürüldüğü söyleniyor.
Bizi öyle bir kanal olarak görenler önce Samanyolu TV’yi açıp izlemeli. Reytinglerde başarılı işler çıkaran dizilerimize bakmalı. “Küçük Gelin”, “Sungurlar” gibi önemli dizilerimiz reytinglerde büyük başarılar yapıyor. Hem de düşük maliyetlerle. Evet, dini inançla ilgili kendimize göre bakış açımızı ortaya koyuyoruz. Ama bunu insanları sömürmeden yapıyoruz. Biz dizilerimiz kadar yemek, gezi ve eğlence programlarımızla da ön plana çıkıyoruz. Ama kırmızı çizgileri aşmıyoruz.
"Hocaefendi’nin talebelerine danışıyoruz"
Kanalınızda yayınlanan dizilerin senaryolarını Fethullah Gülen’in onayladığı söyleniyor. Doğru mudur?
Fethullah Gülen’in başka işi yok, elinde kumandayla televizyonu mu idare ediyor? Yok öyle bir şey. Biz, mesleğimizi yapıyoruz. Mesleğimizi yaptığımızı neden düşünmüyorlar? Haberleri o yazıyor, manşetleri o atıyor, dizileri yazıyor... Böyle bir mantık var mı? İnsanlar oturup sakince düşünsünler.
Hiç mi etkisi yok?
Hocaefendi’nin eğittiği talebeleri var. Daha önce yayınlanan “Beşinci Boyut”, “Sırlar Dünyası” gibi dini konulu diziler için Fethullah Gülen’den eğitim almış hocalara dizini kaygıları zedelememesi için bazen danışıp sorduğumuz sorular oluyor. Hemen hemen bütün dizilerin danışmanları yok mu?
TÜRKSAT’ın kasım ayı ortasında Samanyolu TV’yi uydudan çıkaracağına dair resmi bir belge elinize ulaştı mı?
Resmi bir açıklama yapmıyoruz
Peki gayri resmi duyumlar aldınız mı? Samanyolu TV kapanıyor diyebilir miyiz?
Gayri resmi fısıltılar var, zaten Cem Küçük’te çıkarılacak diyor. Kanalımızın kapanmaması için önlemler alıyoruz. Bir takım zorluklar yaşayacağız, ama seyircimizle buluşmaya devam edeceğiz. Bize ulaşmak isteyen izleyicilerimiz bizi bulabilecek. İnsafsızlık ve insansızlık beni dehşete düşürüyor. Erdoğan ve onun gibi düşünenler nasıl bu kadar hukuksuz ve insaniyetten uzak hale gelebiliyor, hayret ediyorum.
Fethullah Gülen bu süreçle ilgili olarak ne gibi yorumlar yapıyor?
Bu konu ile ilgili internette yayınlanan videoları var. Herkes açıp izleyebilir. Doğal olarak herkesin hissettiği gibi Hoca Efendi, sürecin bir zulüm olduğunu ifade eden konuşmalar yaptı. Ona katılmamak elde değil.
Murat Kesgin, tüm sezon dizileri ve programlarının geçici olarak durdurulmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kesgin, “Kayyumun geliş gerekçelerine, şekillerine göre gerekli tavrımızı koyacağız” diyerek “Bizim doğrularımız hâlâ aynı doğrular..” dedi.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak’ın sorularını yanıtlayan Murat Kesgin’in açıklamaları şöyle:
Cem Küçük, kanalınızı kayyum atanması konusunda hedef gösterdikten hemen sonra dizi ve programlarınızı geçici de olsa durdurdunuz. Sebep kayyum tedirginliği mi?
Dizi ve programlarımızı durdurmadık, kayyum atanma ihtimali nedeniyle ekonomik önlem aldık. Ancak kayyum tedirginliği tek başına bir etken değil. Sadece kayyumun değil sürecin getirdiği son nokta nedeniyle dizi ve programların çekimine ara verdik. Aslında bu süreci iki yıldır yaşıyoruz. Özel ve bağımsız sektörlere önce ilan, reklam vermeyin diye baskı uyguladılar ama artık “reklam vermeyin!” diye açık açık tehdit ediyorlar.
Ne kadarlık bir süre için ara verdiniz?
Bir haftalığına ara verdik ama sürece göre belki iki haftalık bir süreye de ulaşabilir. Ancak bu süre içinde dizilerimizin elimizde hazır bulunan yeni bölümleri yayınlamaya devam edecek. Elimizde Kasım sonuna dek kullanabileceğimiz yeni bölümler var.
Kimler reklam kaynaklarınızı tehdit ediyor?
Samanyolu TV’ye reklam verenler Saray kaynaklı, Erdoğan kaynaklı tehdit ediliyorlar. Bizi de sarayın temsilcileri açık açık tehdit ediyor. Tüm baskıların Erdoğan’ın etkisi, baskısı ve taciziyle olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla geçtiğimiz yıla göre ciddi reklam kaybı yaşadık. Geldiğimiz bu noktada birtakım önlemler aldık. Normalde sezona her sene 5-6 yeni diziyle başlardık şimdi ise 3 yeni diziyle başladık.
Şu anda endişe ettiğimiz bir konu daha var; reytinglere kadar uzanan bir baskı söz konusu. Reytinglerde de oynamalar yapıldığını düşünüyorum. Yaz döneminden itibaren reytinglere baktığımızda alt sıralarda olan bazı kanalların üst sıralara çıktığını görüyoruz. Kanalımızda yayınlanan dizilerinse birden reytinglerde alt sıralara düştü. Düşüşler normaldir olabilir ama bu kadar ani ve sert düşüşler bize normal gelmiyor. Yani kısacası yok etme üzerine kurulu büyük bir abluka altındayız diyebilirim.
Fuat Avni de kanala kayyumun atanması için talimatın verildiğini yazdı...
Kayyumu kanunsuz ve hukuksuz buluyoruz. Burası özel bir şirket borsaya açık bir şirket değil. Ortaklar anlaşamayınca da kayyum davet edilir ya bizim böyle bir davetimiz yok. Biz kayyumu davet etmiyoruz! Kayyumun geliş gerekçelerine, şekillerine göre gerekli tavrımızı koyacağız. Bizim doğrularımız hâlâ aynı doğrular… Sarayın baskısına direnemeyen hükümet ve Başbakan da medyaya uygulanan hukuksuzluğa, el koymalara göz yumuyor. Seçimlerden sonra da havuz medyasının gazetelerine baktığınızda Davutoğlu’ndan çok Erdoğan’ın fotoğraflarını gördük...
Kanalınızın dizileri provake eden ve hedef gösteren diziler olarak nitelendiriliyor. Hatta Kürtleri aşağılayan diziler olduğu da söyleniyor. Buna ne dersiniz?
Bunları söyleyenler eminim ki bu dizileri hiç izlememiş, provokasyon ve sansasyon oluşturmak isteyen kişiler. Dizilerimize yönelik bu iddiaları toptan reddediyorum. Dizilerimizde Kürtleri aşağılayan tek bir karemiz yok. Biz bir televizyon kanalıyız ve dizilerimizi bazen bir olaydan esinlenerek bazense toplumsal bir olayı gün yüzüne çıkarak senaryolaştırıyoruz. Herkesin izleyebileceği yapımlar üretmeye çalışıyoruz, ama reyting için insanların duygularını sömüren işler yapmıyoruz. Televizyonda reytingleri arttırmak için temel şeyler vardır. Mesela insanların duygularını sömürdüğünüzde reyting alırsınız. İnsanların zaaflarıyla uğraştığınızda onların ilgisini çekersiniz. Reytingin en temel unsuru meraktır. Biz insanın duygularını sömüren işler yapmamak için reytingden fedakarlık ediyoruz.
En çok dizilerinizde dini duyguların sömürüldüğü söyleniyor.
Bizi öyle bir kanal olarak görenler önce Samanyolu TV’yi açıp izlemeli. Reytinglerde başarılı işler çıkaran dizilerimize bakmalı. “Küçük Gelin”, “Sungurlar” gibi önemli dizilerimiz reytinglerde büyük başarılar yapıyor. Hem de düşük maliyetlerle. Evet, dini inançla ilgili kendimize göre bakış açımızı ortaya koyuyoruz. Ama bunu insanları sömürmeden yapıyoruz. Biz dizilerimiz kadar yemek, gezi ve eğlence programlarımızla da ön plana çıkıyoruz. Ama kırmızı çizgileri aşmıyoruz.
"Hocaefendi’nin talebelerine danışıyoruz"
Kanalınızda yayınlanan dizilerin senaryolarını Fethullah Gülen’in onayladığı söyleniyor. Doğru mudur?
Fethullah Gülen’in başka işi yok, elinde kumandayla televizyonu mu idare ediyor? Yok öyle bir şey. Biz, mesleğimizi yapıyoruz. Mesleğimizi yaptığımızı neden düşünmüyorlar? Haberleri o yazıyor, manşetleri o atıyor, dizileri yazıyor... Böyle bir mantık var mı? İnsanlar oturup sakince düşünsünler.
Hiç mi etkisi yok?
Hocaefendi’nin eğittiği talebeleri var. Daha önce yayınlanan “Beşinci Boyut”, “Sırlar Dünyası” gibi dini konulu diziler için Fethullah Gülen’den eğitim almış hocalara dizini kaygıları zedelememesi için bazen danışıp sorduğumuz sorular oluyor. Hemen hemen bütün dizilerin danışmanları yok mu?
TÜRKSAT’ın kasım ayı ortasında Samanyolu TV’yi uydudan çıkaracağına dair resmi bir belge elinize ulaştı mı?
Resmi bir açıklama yapmıyoruz
Peki gayri resmi duyumlar aldınız mı? Samanyolu TV kapanıyor diyebilir miyiz?
Gayri resmi fısıltılar var, zaten Cem Küçük’te çıkarılacak diyor. Kanalımızın kapanmaması için önlemler alıyoruz. Bir takım zorluklar yaşayacağız, ama seyircimizle buluşmaya devam edeceğiz. Bize ulaşmak isteyen izleyicilerimiz bizi bulabilecek. İnsafsızlık ve insansızlık beni dehşete düşürüyor. Erdoğan ve onun gibi düşünenler nasıl bu kadar hukuksuz ve insaniyetten uzak hale gelebiliyor, hayret ediyorum.
Fethullah Gülen bu süreçle ilgili olarak ne gibi yorumlar yapıyor?
Bu konu ile ilgili internette yayınlanan videoları var. Herkes açıp izleyebilir. Doğal olarak herkesin hissettiği gibi Hoca Efendi, sürecin bir zulüm olduğunu ifade eden konuşmalar yaptı. Ona katılmamak elde değil.