STV dizilerinin baş aktöründen flaş itiraflar! Bize 15 Temmuz'un provasını yaptırmışlar!
FETÖ’nün kapatılan televizyon kanalı Samanyolu dizilerinin baş aktörlerinden Ali Başar flaş itiraflarda bulundu.
FETÖ'nün son 10 yıl içinde çektiği en ünlü projelerinde rol alan
sinema sanatçısı Ali Başar dikkat çeken açıklamalar yaptı. FETÖ'nün
algı oluşturmak için profesyonel kurgularla çektiği ‘Mavi Rüya',
‘Kollama', ‘Yeşeren Düşler' ve ‘Hıyanet Sarmalı' dizilerinde rol
alan Başar, STV'de yaşadıklarını anlattı.
Profesyonel sanat yaşamınız ne zaman başladı? İlk çıkışınız
nasıl oldu?
1997 yılından beri profesyonel oyuncuyum. Türkiye beni 1999'da
‘Harem Suare' filmi ile tanıdı. 2003 yılında ‘Asmalı Konak'
dizisiyle ivme yakaladım. ‘Asmalı Konak' zirve noktası oldu.
KURUL YAZIYOR BİZ OYNUYORDUK
FETÖ'nün kanalı Samanyolu ile yollarınız nasıl
kesişti?
Nevşehir'de ‘Asmalı Konağı' çekerken ‘Mavi Rüya' dizisinin
yönetmeni Avni Kütükoğlu beni orada görüyor. Tanışmamız öyle oldu.
‘Mavi Rüya' ile STV o dönem yüzde 28 büyüdü. Bundan sonra üç iş
daha yaptım STV'de… ‘Kollama', ‘Yeşeren Düşler' ve son olarak
‘Hıyanet Sarmalı' dizilerinde rol aldım… Burada Ordu içinde
ihtiraslı bir generali oynattılar bana.
FETÖ'nün dizileri manipülatif kurguları yüzünden gündemden
düşmüyordu. Senaryolar size nasıl geliyordu?
‘Mavi Rüya' ve ‘Yeşeren Düşler'de anormal bir şey görmedim ama,
‘Kollama' ve ‘Hıyanet Sarmalı'nda gariplikler oluyordu. ‘Kollama'
dizisinde ‘İsimsiz Kahramanlar' diye bir teşkilat vardı. Burada bu
teşkilatın kurucusu Sabit karakterini oynattılar bana. Senaryolar
günlük yazılıyordu, oynarken farkında olmuyorduk. 60 kişi sete
çıkıyoruz parça parça A4 kâğıtlarında senaryolar geliyordu. Bir
yerden sonra tıkanıyorduk. Bir iki telefon görüşmesinin ardından
senaryonun yenisi geliyordu. Meğer bir denetim kurulu varmış. O
kurulun onayından sonra senaryo geliyordu.
DİZİDEKİ HER KARAKTERİN GERÇEK HAYATTA KARŞILIĞI
VARDI!
Bunlar meslekte sıradan olaylar değildi yani?
Normalde yapımcının senaryoyu denetlemesinden daha doğal bir şey
yok. Kurum olarak 10-12 kişi var. Ama hepsinin senaryo üzerinde söz
söyleme hakkı varsa bu sıkıntılı bir durum. Örneğin Ergenekon ve
Balyoz operasyonları daha gündeme gelmemişken dizinin senaryosunda
‘Erkenkondu' örgütü işleniyor, dahası sonradan gerçekleşen
operasyonların hepsi dizinin senaryosunda yazılı. Yani dizideki her
karakterin gerçek hayatta bir karşılığı vardı. Bir tek ben ‘İsimsiz
Kahramanlar' teşkilatının kurucusu olarak Sabit karakterinin kim
olduğunu bilmiyorum. Sordum, “Kim bu Sabit” diye? Sabit, derin
devlete çalışıyor ama MİT'ten mi, polis teşkilatından mı,
istihbarattan mı, belli değil. Senaryo geldi baktım askerin cami
bombalaması gibi birçok detay var. İlginç olanı Balyoz operasyonu
hiç gündeme gelmemişti. Ne gazetelerde böyle bir haber vardı ne de
yer altından çıkmış bir silah. Fakat bizim dizide bunlar yer almaya
başladı. Ben itiraz ettim, bu repliklerde oynamam dedim.
Neden itiraz ettiniz?
Balyoz ve cami bombalama repliklerinde askeri küçük düşürücü şeyler
vardı. Yönetmene bu sahneyi çekmeyeceğimi söyledim. Yunus
Aylıdere'ye söylediler. Aylıdere Hidayet Karaca'yı, o da
Pensilvanya'yı aradı sanırım. Sonra telefon geldi “Ali Başar o
kısmı biraz yumuşak oynasın” dediler.
Peki, çekinceniz neydi?
Oyuncu olmadan önce 15 yaşında Ankara polis kolejlerine girmek için
imtihana girdim. Sanatçı olmasaydım polis olacaktım. Aile olarak
vatana, millete, bayrağa ve askere bağlıyız.
OYUNCULARI PENSİLYANYA'YA GÖTÜRDÜLER
Bu çıkışlarınıza nasıl tepki veriyorlardı?
“Bilmediğiniz bazı durumlar var” diyorlardı. Balyoz ile olan
kısmını ben söyledim ama cami bombalama kısmını rol arkadaşım
canlandırdı. Zaten alt kadrolarım Amerika'ya Fetullah Gülen'in
yanına da gittiler. Kısa bir süre sonra Balyoz operasyonu
patladı…
Ne hissettiniz?…
O kadar rezil bir durumda hissettim ki, yani bana oyuncu değil
kuklaymışım gibi hissettirdiler. Bizim işimiz oyunculuk ama bunlar
bizi bir şeye alet ettiler. Çok büyük bir kurumdu, aklıma öyle bir
şey gelmiyordu. İşadamları, büyük adamlar neden bir diziyle
uğraşsınlar diyordum. Ancak 15 Temmuz'dan sonra allak bullak oldum.
İlk rahatsızlığım Mavi Marmara'da başladı. “Otoriteyi dinlemek
lazım” dediklerinde çok rahatsız oldum. 17-25'te bu yapıdan
işkillenmiştim.
Setin arka tarafında ne konuşuluyordu?
O dönem STV içinde herkes sessizdi. Sanki onlara “Susun”
demişlerdi.
BİZE 15 TEMMUZ'UN PROVASINI OYNATTILAR
Dizilerlerle yapacakları operasyonlar için algı
oluşturuyorlardı yani?
Aynen. ‘Hıyanet Sarmalı'nda bana generali oynattılar. İyi
oynadığımı zannediyordum bir baktım ki 15 Temmuz'un provasını
yaptırmışlar bize. Adam hırslı, istekleri doğrultusunda kendi
amacına hizmet etmeyen her şeyi bertaraf eden bir karakterdi. Biz
bu karakteri 15 Temmuz'daki generallerde gördük. Dizilerin o
bölümlerini izleseniz bana hak verirsiniz. Bana dizide askeriyenin
içini yaktırdılar. Kurşun sıktırdılar. Askerlerin birbiriyle
çatışması var dizinin içinde. 15 Temmuz'dan sonra ‘Eyvah! Bunlar
bizi neye alet etmişler' diye hayıflandım. Hayranlarımdan ve
halkımdan bunlara alet olduğumuz için çok özür dilerim. Biz
bunların bu niyetini o dönem bilemiyorduk. 17-25 Aralık sürecinde
Ankara'daydım. O süreçten sonra çalışmadım.
15 Temmuz'dan sonra bir muhasebe yapmışsınızdır… Geldiğiniz
noktaya baktığınız da neler düşündünüz?
Tabii yaptım, sahip olmak istedikleri şeye acayip bir
manipülasyonla yaklaşıyorlar. Siz kesinlikle arkasında bir kötü
niyet aramıyorsunuz. O kadar saygı ve sevgi gösteriyorlar ki, buna
boyalı bir imaj diyoruz, öyle yaklaşıyorlar ki, gerçekten sana
değer vermediği halde değer verdiğini sanıyorsun. Sonra anlıyorsun.
15 Temmuz'dan sonra Kanal D'de ‘Arka Sokaklar' dizisinde FETÖ'cü
bir albayı oynadım. STV'de uzun bir süre ekranda görünmüş olmak
onlardan olmasanız bile oraya aitmiş gibi bir imajınız
oluşuyor.
Benim bu sektörde amcam dayım yok. Sülalesinde sanatla uğraşan tek
kişi benim. Benim arkamda ne bir polis amcam var, ne bir asker
ağabeyim. Allah korumuş, ben öyle düşünüyorum. Bu röportajı
yapmaya karar verdiğimde ‘seni kim koruyacak' dedi birisi, “Allah
koruyacak” dedim. Başka kim koruyacak…
HİDAYET KARACA, ‘BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİSİN'
DERDİ
Hidayet Karaca'yla diyalogunuz var mıydı?
Hidayet Karaca ile birkaç kere görüşmelerimiz oldu. Karaca, “Sen
gelecekte, bizim için çok önemlisin” diyordu. Ben de zannediyorum
ki çok büyük filimler çekeceğiz de Hollywood'a gideceğiz,
Oscar alacağız falan filan… Derdim buydu ama onların hesabı
başkaymış.
GÜLEN BENİ YANINA ÇAĞIRDI
Pensilvanya'ya hiç gittiniz mi?
Bosna gezisine gittik. Okullarla alakalı ziyaretler yapıyorlardı.
Önce bir hoşunuza gidiyor ‘bakın dünyanın birçok yerinde okullar'
diyorsunuz. Fikir olarak çok hoş acaba bir tuğla da ben koyayım mı
diye düşünüyorsunuz. Orada insanları bu hesapların içine
sokuyorlar. İyi niyetle temiz duygularla inşa ettiğiniz duyguları
paramparça ediyorlar. Rıdvan Kızıltepe yanıma geldi, “Hoca efendi
sizi görmek için yanına çağırıyor” dedi. Ben de “Dizilerde beni
görüyor dini bilgim onunla yan yana oturmaya yetmez. Bosna'ya zaten
zor geldim ağabey yeter ben başka yere gitmek istemiyorum” dedim.
‘Mavi Rüya'nın çekimleri sırasında da çağırdılar beni… Yine
gitmeyeceğimi söyledim. Niye gelmediğimi sordular “Zamanım yok,
gerek yok” dedim. Bir kere uçak bileti aldılar gitmedim bensiz
uçtular…
İSTEMEDİĞİM HALDE HAFTALIĞIMDAN KURBAN PARASI KESTİLER
Ne zamana kadar STV ile çalıştınız?
‘Hıyanet Sarmalı'ndan sonra bitirdim. Bir şeylerin ters gittiğini,
yanlış olduğunu düşünüyorsunuz ama adını koyamıyorsunuz. Öyle bir
durum vardı. Kendi kendime “Paranoyak mısın” diyordum. İnsanların
dinlendiğini 2007'de herkese söyledim. “Aman herkesin özel hayatı
var konuşmalarınıza dikkat edin” dedim.
Neden bu kanıya vardınız?
Öyle bir durum vardı… Kanalın belli noktalarında bazı isimler var.
Bunlar dolaylı veya dolaysız sizi manipüle etmeye
çalışıyorlar. Mesela ‘Mavi Rüya'da oynarken senede iki kez
büyük baş kurban kestirdiler bana. İstemediğim halde parasını
haftalığımdan kestiler. “Arabistan'da kesiyoruz” dediler ama ne
kurban ne de etini gördüm. Bana “Afrikalı iki öğrenci okutuyoruz”
dediler. Bunun için senelik 5'er bin TL para aldılar. Hesapta bana
hiç görmediğim iki öğrenci okutturdular. Parayı da yine haberim
olmadan haftalığımdan kestiler. Ne bir öğrenci getirdiler, ne bir
belge…
Hiç sormadınız mı?
Sormaz mıyım? Bunun için kanalın içinde birbirimize girdik.
KADİFE KESEYLE HİMMET İSTEDİLER
Peki, savcılar bilginize başvurdu mu?
Yok, çağıran olmadı gerek görmediler herhalde… Eğer çağırırlarsa da
gider seve seve ifade veririm. O yapılanmanın içinde olmadım ama
gördüklerimi yaşadıklarımı anlatırım. FETÖ'nün benim oyunculuğumu
kullandığını 2012'den sonra anladım, 15 Temmuz'da ise çiviyle
kafama çakıldı. “Senaryodaki bilgiler polis istihbarattan geliyor”
diyorlardı. Ben de “Adamlar ne kadar güçlü” diyordum. Tabii o dönem
hükümetle çatışmalar henüz kamuoyuna yansımamıştı. Ne zaman ki bu
gün yüzüne çıktı o an kendinizi çırılçıplak açıkta kalmış
hissediyorsunuz.
KENDİNDEN OLMAYANLARI YÜKSEK PARALARLA
KULLANIYORLARDI
Ekiplere farklı düşüncelerden insanlar serpiştiriyorlardı. Mesela
çok ünlü bir sürü oyuncu var hepsi onların kanalından geçti. Onlara
çok iyi paralar veriyorlardı. İşi götüren kişi olarak bu sefer
kendi kendine soruyorsun ‘Başrol oynuyorum. Adama niye bölüm başı
15 bin, 20 bin lira ödüyorlar' diyordum. Bize geldi mi, iki liranın
üç liranın hesabını yapıyorlardı. Kendilerinden olmayanları
kullanmak için çok yüksek paralar ödüyorlardı. Mesela ne işi var
Ankara Devlet Tiyatrosu'nda çalışan duayen insanların ‘Şubat
Soğuğu' dizisinde…
FETÖ BENİ EVLENDİRMEK İSTEDİ
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Eşim ‘Unutma Beni' dizisinde yardımcı yönetmendi. ‘Hıyanet Sarmalı'
dizisinde tanıştık ama ilişkimizi gizledik. Çünkü STV'dekiler beni
kendi içlerinden birileriyle evlendirmeye çalışıyorlardı.
Katalog verdiler mi?
Yok, eş beğenme olmadı ama bazı isimler önerdiler. Belli başlı
işadamlarının kızları, yani ileri gelenlerin kızları vardı…
Neden kabul etmediniz?
Bana göre değil bu işler. Aşık olduğum kişiyle evlendim. Şimdi bir
kızımız var. Onların yüzünden ilişkimizi yaşayamadık. STV'den
ayrıldıktan sonra nikâhımızı yaptık. Ankara'da dershane kurduk.
Beraber çalışmaya başladık. Eşim hamile kaldı. Altı ay sonra trafik
kazası geçirdim.
Nasıl oldu kaza?
Ankara Batıkent'te yaya kaldırımında minibüs geldi 70 kilometre
hızla bana çarptı. Beyin kanamasıyla 38 saat komada yattım. Hiç
tanımıyorum ama meğer o da oyuncu olmak isteyen biriymiş. Benimle
tanışmak istiyormuş öyle tanıştı.
Nasıl yani…
Kaza anında “Ali Bey deyince” beni tanıdığını anladım. Bir hafta
sonra kendime geldiğimde öğrendim ki bu adam kazadan bir hafta önce
ajansa gelip benden ders almak istediğini söylemiş… Çok garipti.
21-22 yaşında bir gençti.
‘SENİ YENİ REHA YEPREM YAPALIM' DEDİLER
STV'den ayrılma kararı sonrasında bir uyarı aldınız
mı?
Söyledikleri şey “Biz seni çok seviyoruz” idi. “Ben de kimsenin
çocuğu değilim” dedim. Fetullah Gülen beni Amerika'ya çağırdığı
zaman bunlar bana Reha Yeprem'in yaşlanmış olduğunu
söyleyip “Kanalımızın yeni yüzü olur musun” teklifini
getirdiler. “Ben sizinle var olmadım kanalınızın yüzü olmak
istemiyorum” dedim.
Ne tür görevler vereceklerdi…
Mesela Reha Yeprem'e ‘Dördüncü Kat'ı vermişlerdi. Bana ne
vereceklerdi bilmiyorum. Kadir Gecesi'ni sunmak için Fetullah
Gülen'in bir şiirini ezberletmek istediler. Son anda vazgeçtim. Beş
bin kişilik salondaki programa gitmedim, hep direkten döndüm yani.
Direkten dönmemiş olsaydım bugün bunları burada anlatıyor olamazdım
her halde. O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum Allah korumuş
beni.
FETÖ'CÜLER BENİ ÖVÜNCE BU İŞTE BİR TERSLİK VAR DEDİM
15 Temmuz'dan sonra Kanal D'deki dizide neler yaşandı?
‘Arka Sokaklar'da FETÖ'cü albay Yüksel Yörük'ü oynadım. Uzun
sürecekti ama karizmatik ve iyi oynadığımı düşünen insanlar FETÖ'cü
albayla ilgili fazla methiyeler düzmeye başlayınca bu işin beş
bölümde bitmesini istedik. Aslında senaryoda kurunun yanında yaş da
yanar düşüncesi işleniyordu. Benim için bıçak sırtıydı. Ama hangi
karakter olursa olsun en iyi şekilde canlandırmaya çalışırım.
FETÖ'cü olan insanlardan gereksiz övgüler aldım. ‘Ağabey, yürü de
yürüyelim…' mesajları geliyordu. Gerçekten oyunculuğumu öven
insansa başım üstüne, ama burada FETÖ'yü öven birine ‘yürü git'
derim.
Şimdi ne iş yapıyorsunuz…
Kamera oyunculuğu tekniği, diksiyon, hitabet ve özgüven gibi
konularda öğrenci yetiştiriyorum. Belçika'ya gidip geliyorum.
Arkadaşım Cef Işın, Aktör Stüdyo Atölye'nin kurucusudur. Beraber
çalışıyoruz. Belçika'ya ve Türkiye'ye öğrenci yetiştiriyoruz.
STV İLE VAROLMADIM
STV dizilerinde oynamanızın toplumda yansıması nasıl
oldu?
Samanyolu'nun yüzüymüşüm gibi bir imaj oluştu. 15 Temmuz'a kadar
bir sıkıntı yoktu. Ama sonrasında ‘Bu da FETÖ'cü değil mi bunu
neden almadılar' diyenler oldu. İyi de ben STV ile var olmadım ki,
daha önce de bu sektördeydim. Bunu bilmiyorlar. Bundan sonra daha
iyi günler yaşarım inşallah. Beni bu konularla umarım
yaftalamazlar. Ben sadece oyuncuyum. Ama pişman olduğum bazı şeyler
var bunları da vatani borcum olarak söylemek zorunda
hissediyorum.
SETE GELEN TUHAF ADAM KİMDİ
Peki, sete garip şüphelendiğiniz kişiler gelip gidiyor
muydu?
Yok, ama sadece bir sefer Bursa'da ‘Yeşeren Düşler'i çekerken
Amerika'dan Fetullah Gülen'e çok yakın bir adamın geldiğini, akşam
yurtta toplanacaklarını söylediler, gitmedim. Orada her şeyde,
göstermelik, yapmacıklık, yalancılık, riyakârlık hissediyorsun.
Seni camiye çağırıyor ama derdi seninle beraber vitrine çıkmak. Bak
biz Ali Başar'la birlikte camideyiz, mevlitteyiz. İleri gelen
topçular, emniyet müdürleri, bankacılar falan filan… Hepsi para
içinde yüzüyorlardı.
Kaynak: Kemal Gümüş / Star