Star'ın tepe isminden sert yanıt: Sayın Özkök ispat edin, ben gideyim, siz gelin...
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün dün köşesinde yazdıklarına Star gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak'tan çok sert tepki geldi.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün dün köşesinde yazdıklarına Star
gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak'tan çok sert tepki
geldi.
Özkök, şöyle demişti dün köşesinde:
"SEN, Sabah gazetesinin patronu... Sen, Star’ın ve ufak tefek bütün
öteki gazetelerin sahibi... Hadi gazetelerinizi yapan çocuklar
cahil... De ki durumdan vazife çıkaran emir kulları onlar...De ki
hayat gailesi ile yağcılık yarışına girmiş garibanlar... O yüzden
önlerine konulan ne varsa, sazan gibi atlayıp koyuyorlar birinci
sayfalarına...
Ama siz işadamısınız... İhaleye giriyorsunuz, akreditif nedir
biliyorsunuz, maliyet, kâr nedir farkındasınız... Hiç mi garibinize
gitmiyor bu haberler...
Gazeteleriniz, size kendi gazetenizi bile okutamayacak kadar kötü
çıkıyorsa, ben anlatayım, buradan okuyun."
Nuh Albayrak, "Eski meslektaşımız Ertuğrul Özkök, 5 Mart tarihli
“28 Şubat medyasında hesap vakti” başlıklı haberimize fena kızmış."
diye başladığı yazısında belgesini ortaya koyarak tepkisini
gösterdi. Üstelik, "Sayın Özkök ispat edin, ben gideyim, siz
gelin..." yazdı. İşte Albayrak'ın yazısından dikkat çeken
bölümler:
Çok ilginçtir, ne zaman Aydın Doğan’a; özellikle 28 Şubat süreci
ile ilgili bir eleştiri yöneltilse önce Ertuğrul Bey zıplıyor.
Bu da benim çok dikkatimi çekiyor.
Ertuğrul Bey, Aydın Doğan’ın avukatı olmadığına göre ya her
seferinde talimat alıyor, veya refleks olarak savunma ihtiyacı
duyuyor.
Ve kim nerede ne yazsa bu ve ‘yol arkadaşı’ her seferinde Yönetim
Kurulu Başkanımızı hedef alıyor, hakaret yağdırıyor.
Bir kere, bu seviyesiz üslup onlara çok mu cazip görünüyor
bilmiyorum ama karşıdan çok itici göründüğünü söyleyecek bir tek
gerçek dostları yok mu acaba?
Asıl önemlisi de...
Beyler... Siz, rakiplerinizle ilgili her haberi patronunuzun
talimatı ile yazıyor olabilirsiniz ama bizde bu işler öyle
yürümüyor.
Ertuğrul Bey, bendeniz dünkü yazınızda aşağıladığınız; “hayat
gailesiyle yağcılık yarışına girmiş, durumdan vazife çıkaran cahil
çocuklar”dan biriyim! Size çok yabancı geleceği için
inanmayabilirsiniz ama bugüne kadar patronun talimatı ile hiçbir
yazı yazmadım.
Mesela bu yazınızla ilgili de Ethem Bey’le tek kelimelik görüşmemiz
veya yazışmamız olmadı. Değerli ekip arkadaşlarıma olan saygımın
bir gereği olarak, haberimize attığınız iftirayı yüzünüze çarpmak
için yazma kararı aldım ve patronumuz da bu satırları sizinle eşit
şartlarda; bugün gazetede gördü.
O hesabını Ethem Bey’e sorduğunuz haberi de yine ilk defa gazetede
görmüştü.
Ama bu kadar emin olduğunuza göre sizin farklı bir bilginiz var
sanırım!
Hadi onu açıklayın ben de hemen istifa edeyim. (Ethem Bey’in
hakkınızdaki kararını bilemem ama belki, aylardır yalvardığınız
transfer için de fırsat doğmuş olur:)
Ama ispatlayamazsanız, ne yapacağınıza siz karar verirsiniz
artık...
Peki, şimdi ne yapacaksınız?
Gelelim “yalan” dediğiniz habere...
O sivri dilinizle, çok bilmiş ifadelerle, “beş yıllık hikayeyi
tekrarlayıp durduğumuzu hatta ZAMAN’a kayyum atandığı gün bu haberi
ısıtıp yeniden tedavüle sokarak ‘ayağınızı denk alın, sizin de
başınıza aynı şeyler gelir’ diye şantaj yaptığımızı” neye istinaden
iddia ediyorsunuz bilmiyorum.
Bu sizin tarzınız olabilir ve bu işleri iyi bildiğiniz için,
sarmayı çifter çifter alıp sonra da karşısındaki arkadaşına “niye
çifter çifter yiyorsun” diyen âmânın hesabı bizi de kendiniz gibi
zannetmiş olabilirsiniz.
Ama bizde bu işler de öyle olmuyor.
O manşet, yeniden ısıtılan bayat bir haber filan değil Ertuğrul
Bey.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’a
yazdığı ve şirketlerinizin o dönemde kamudan aldığı ihalelerle
ilgili bilgi isteyen yazısının üzerindeki tarih 25/02/2016...
Yani tazecik, haberin yayın tarihinden sadece 9 gün önce...
***
Sayın Özkök...
Siz, cam fanus içinde tecrit bir hayat yaşadığınız için fark
etmiyor olabilirsiniz ama Türkiye çok değişti...
O merkezi kaymış medyanız da, kerameti kendinden menkul aşağılayıcı
üslubunuz da bir zamanlar işe yaramış olabilir ama inanın artık beş
para etmiyor.
Hiç boşuna zıplamayın...
Asıl sizi zıplatan manşetlere de sıra gelecek.
Ve bir zamanlar kendisini ‘demokrasi havarisi’ diye yutturan
demokrasi düşmanları hesap verecek.