Star'ın tepe isminden itiraf: Fatih Altaylı benim en büyük eksiğimi yazdı!
Star Gazetesi Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, "Fatih (Altaylı) bey, 'Bazen kabalaşmak mı lazım' başlığıyla, benim en büyük eksiğime de dikkat çekmiş oldu" dedi.
Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, Kemal
Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "teşekkür listesi" polemiğinde bugün o
listenin nasıl sapır sapır döküldüğünü yazdı...
Ekrem Dumanlı'nın "geçmiş olsun" dilendiğini ve kendisinin de kabul
ettiğini hatırlatan Nuh Albayrak, "Elbette, 'Kabul etmeseydin'
diyebilirsiniz, saygı duyarım" dedi ve o günlerde çekilmiş bir
fotoğrafı paylaşıp şunları yazdı:
Ancak, o ilandan günler sonra Başbakan Erdoğan'ın uçağında çekilen
fotoğrafta da görüldüğü gibi herkesin yüzüne gülüp; hıyanetlerini
kalplerinde besledikleri bir dönemde nasıl "Hayır" diyebilirdim
ki?"
Fatih Altaylı'nın konuyla ilgili "Bazen kabalaşmak mı lazım"
başlıklı yazısını hatırlatan Nuh Albayrak, "Bazen kabalaşmak
lazım'mış..." dedikten sonra kendisinden sonra aynı konuda yazanlar
için de şu benzetmeyi yaptı:
"Hani tacize uğrayanlardan biri cesur davranınca peşinden yeni
mağdurlar sükun eder ya, bu durum da biraz öyle oldu:)"
İşte o yazının tamamı:
Casusluk suçunu Enis Berberoğlu'nun üzeride sabitleyip kendisine
uzanmasını engellemek için yollara düşen Kılıçdaroğlu,
“Pensilvanya’ya kadar yolun var” diyen Bahçeliye, “Ben
Pensilvanya'ya gitmedim. Geçmiş olsun bile demedim, teşekkür
listesine de girmedim" mealinde bir cevap vermişti.
Ben de, o listenin nasıl hazırlandığını bizzat kendi üzerimden
anlatarak, FETÖ’ye can simidi olan birinin, sadece o listede yer
almamakla kendisini savunmaya kalkmasının çok ucuz bir manipülasyon
olduğunu yazmıştım.
***
Evet, telefon açıp "Geçmiş olsun" dilenmek oldukça garip bir
emrivaki idi.
Elbette, “Kabul etmeseydin” diyebilirsiniz, saygı duyarım.
Ancak, o ilandan günler sonra Başbakan Erdoğan'ın uçağında çekilen
fotoğrafta da görüldüğü gibi herkesin yüzüne gülüp; hıyanetlerini
kalplerinde besledikleri bir dönemde nasıl "Hayır" diyebilirdim
ki?
Nitekim hayatım, her insanı "insan" olarak görüp, haketmeyenlere de
insan gibi davranmaktan dolayı ödediğim faturalarla doludur ama ben
yine de "insan" olmaktan şikayetçi değilim, fatura ödemeye
razıyım.
O zaman da Ekrem Dumanlı’yı arayıp, "Bu yaptığın ayıp değil mi”
diye sormadım.
Bu çirkin istismarı sîneye çektim ve kimseye durumu izah etme
ihtiyacı bile duymadım.
Ne zaman ki, Ekrem Dumanlı, ilerde lazım olunca kullanmak üzere
istif ettiği bu istismar ürünlerini, ifşaat gibi pazarlamaya
kalkıştı, ben de bu uculukların iç yüzünü anlatarak, mütebessim
yüzlerin arkasında saklanan şeytanî kumpasları ortaya serdim.
"Bazen kabalaşmak lazım"mış...
Bu teşekkür meselesini kısaca anlattığım cumartesi günkü yazım
önemli gelişmelere sebep oldu.
Olup bitenler bende ilginç bir örneği çağrıştırdı.
Hani tacize uğrayanlardan biri cesur davranınca peşinden yeni
mağdurlar sükun eder ya, bu durum da biraz öyle oldu:)
Meğer o listede yer alan ve almayan nice kumpas mağduru
varmış...
***
Benim yazı üzerine değerli dostum Fatih Altaylı, çirkin teşebbüsü
püskürtmüş olmanın da rahatlığıyla, Ekrem Dumanlı’nın, kendisine de
emrivakiyi yapmak istediğini ama reddettiğini yazdı.
Fatih bey, "Bazen kabalaşmak mı lazım" başlığıyla, benim en büyük
eksiğime de dikkat çekmiş oldu.
Bakan Bozdağ'ı da zorlamışlar...
Yazımın yayınlandığı gün Adalet Bakanlığı’ndan aradılar. Ankara
Temsilcisi Mustafa Ünal’ın defalarca, “Ekrem Dumanlı şu an
Pensilvanya’da, Bakan bey geçmiş olsun demek isterse Ekrem beyin
telefonundan görüştürebilirsiniz” dediğini, Bakan Bozdağ’ın, bu
ısrara sinirlenip, “Zorla geçmiş olsun mu denir” tepkisi üzerine
listeye dahil edemediklerini ilettiler.
İzin alarak sosyal medyada paylaştığım bu ayrıntıyı, Yeni Şafak
yazarı değerli kardeşim Hüseyin Likoğlu da önceki gün yazdı.
Hüseyin bey, “Gülen’in geçmiş olsun listesi nasıl oluştu” başlıklı
yazısında, görev yeri olan Ankara’dan ilginç bir ayrıntı daha
paylaştı; aynen aktarıyorum:
Ankara Temsilcileri listeye nasıl girdi?
“Dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur şimdiki
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı, Ankara temsilcilerini
yemekte bir araya getirir. Yemekte Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi
Mustafa Ünal’ın telefonu çalar Arayan Ekrem Dumanlı. Dumanlı,
elebaşı Gülen’in yanında. Ünal, Dumanlı’ya Ankara Temsilcileri ile
yemekte olduğunu ve onların da “Hoca Efendiye! geçmiş olsun
dileklerini ilettiklerini” söyler. Bir kaç gün sonra masada olan
bütün temsilcilerin ismi teşekkür listesinde...
O zaman Radikal’in temsilcisi olan Deniz Zeyrek ve Hürriyet’in
temsilcisi Metehan Demir, rahatsızlıklarını Mustafa Ünal’a iletir
ancak iş işten geçmiştir.”
O ilan bir "örgütsel doküman"dır
Ben, o listede adı geçen diğer Ankara Temsilcilerinin de “mevkidaş
mağduru” olduğuna inanıyorum ama tabii ki doğrusunu kendileri
bilir.
***
Görüldüğü gibi o liste, o günkü insanî davranışlara insanî bir
teşekkür ilanı değil, ilerde kullanılmak üzere hazırlanmış örgütsel
bir dokümandır.
Nitekim bugün FETÖ destekçileri aklanmak için o listeye atıf
yapmaktadır.
O ilanın iç yüzünü yazdığım için başlatılan linç kampanyası da,
benzer ayrıntıların ortaya çıkmasını engellemeye yöneliktir.
Onun için o listeye emrivakiyle sokulan bütün siyasetçi, işadamı ve
gazeteciler maruz kaldıkları kumpası açıklamalıdır.
Unutmayın, gizli kalan her suç, suçluya; yeni suçlar için verilen
güç demektir.