21 Nis 2014 15:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:06
Star'ın Gülen manşeti Ekrem Dumanlı'yı çok kızdırdı! Utanın biraz utanın!
Star gazetesi, haklarında 50'nin üzerinde dava açması nedeniyle Fethullah Gülen için "Dava adamı" manşetini atmıştı. Dumanlı bu manşete ateş püskürdü.
Fethullah Gülen, Star gazetesine 50'nin üzerinde dava açtı.Gülen'in dava açtığı isimler arasında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, yazarlar Elif Çakır, Halime Kökçe, Hakan Albayrak, Taha Özhan, Yusuf Ziya Cömert bulunuyor.
Davalar gazetenin sürmanşetinde 'Dava adamı' başlığıyla haber oldu. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı bu habere ateş püskürdü. Dumanlı, "Bu kadar da arsız olunmaz ki!" başlıklı köşe yazısında "Hocaefendi gerçekten bir dava adamıdır.Siz daha ananızın karnına Hocaefendi dava çilesi çekmişti, hala da çekmektedir" diyerek Star yazarlarını eleştiri yağmuruna tuttu. İşte Dumanlı'nın bugünkü yazısından ilgili bölüm...
Bu kadar da arsız olunmaz ki!
Aylardır Fethullah Gülen Hocaefendi’ye hakaret ediyor birileri. Utanmadan, arlanmadan, edepsizce yapıyorlar. Yalanın, iftiranın, hakaretin haddi hesabı yok. Bile bile yalan yazıyorlar. Böyle seviyesiz bir saldırıya maruz kalan bir kişi ne yapabilir? Elbette hukuka başvurur, tekzip, tavzih, tashih hakkını kullanır. Ne var ki “havuz”un yüzsüzleri kanunun size verdiği hakların kullanılmasına da karşı. Görünen o ki kanun nizam tanımıyor, hakarete devam ediyorlar. Hal böyle olunca Hocaefendi’nin avukatları dava açıyor. En tabii, hukukî ve demokratik hakkını kullanıyor. Bu edepsizlerin seviyesine inemeyeceğini ve bunlar da bu çapsızlığa devam edeceğine göre dava açmaktan başka çare var mı?
Ağzından çıkanı kulağı duymayanlar, haklarında dava açılınca birden erdemli bir insan pozuna girerek sızlanmaya başlıyor. Bilmem kaç tane dava açılmış da, o davalar nedeniyle mağdur olmuşlar da falan filan. E kardeşim madem dava açılmasını istemiyorsun, meramını dürüstlük içinde ifade etseydin, gazetecilik sınırları içinde kalsaydın, aslı faslı olmayan yalanları sakız gibi çiğnemeseydin. Gazetecilik mesleğinin en temel ilkelerini ayaklar altına alıp hakaret savurmayı, iftira kampanyası yapmayı biliyorsun da; mağdur insanların hukuk yoluyla hak arayacaklarını bilmiyor musun? Hem söveceksin hem dava açılmasın diye vızırdayacaksın; var mı böyle bir adaletsizlik?
Ettiği hakareti unutup dibe çakılanlar, sanki kendileri mağdurmuş gibi sızlanıyor şimdi. Üstelik Hocaefendi ile kendi fotoğraflarını yan yana basarak “dava adamı” diye başlık atıyorlar. Utanın biraz utanın! Hocaefendi gerçekten bir dava adamıdır. Siz daha ananızın karnına düşmemişken Hocaefendi dava çilesi çekmişti; hâlâ da çekmektedir. Sizin dava edilmeniz sizi dava adamı yapmaz. Çile tarihi şahittir ki dava adamları ile heva adamları arasındaki fark, yeryüzü ile gökyüzü arasındaki mesafe kadardır...
Hem unutmayın burada açılan davanın tarihe not düşmekten öte büyük bir önemi yok. Aslolan öbür tarafta açılacak davadır; zira orada yalanı, gıybeti, iftirayı, hakareti vs. mazur gösterecek ve saygısızlığı/sevgisizliği kapatacak bir mazeret bulamayacaksınız ve kendinize yazık etmiş olacaksınız…
İftira var özür yok
Tam 11 gün önce (10 Nisan) Akşam Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan’a şöyle bir çağrıda bulunmuştum: “Ey Akşam Gazetesi! Bu kadar yalan ve iftirayı uydurduğuna göre sende ne şeref kalmış ne ahlak. Mehmet Ocaktan, adamsan çık özür dile! Zerre kadar onurun varsa bugün Zaman’a yaptığınız iftirayı kabul et. Suçüstü yakalandınız çünkü…” Hiçbir ses seda gelmeyince tekrar çağrı yapmış, yazı da yazmıştım; lâkin her gün iftira dolu haberlerle yayın hayatına devam eden Akşam’dan tık yok. Üstelik Ergenekon sanıklarına yaslanarak iftiraları peş peşe sıralamaya devam ediyorlar. “İspatla; yoksa...” şeklinde sorduğumuz somut sorulara hâlâ cevap veremiyorlar. Bu nasıl yayıncılık, bu nasıl “şeref ve onur” yoksunluğu! Utanmadan hâlâ görevine devam ediyor ve her gün yeni bir yalanla gazetecilik yaptığınızı sanıyorsunuz. Yazıklar olsun!
DUMANLI'NIN KÖŞE YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Davalar gazetenin sürmanşetinde 'Dava adamı' başlığıyla haber oldu. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı bu habere ateş püskürdü. Dumanlı, "Bu kadar da arsız olunmaz ki!" başlıklı köşe yazısında "Hocaefendi gerçekten bir dava adamıdır.Siz daha ananızın karnına Hocaefendi dava çilesi çekmişti, hala da çekmektedir" diyerek Star yazarlarını eleştiri yağmuruna tuttu. İşte Dumanlı'nın bugünkü yazısından ilgili bölüm...
Bu kadar da arsız olunmaz ki!
Aylardır Fethullah Gülen Hocaefendi’ye hakaret ediyor birileri. Utanmadan, arlanmadan, edepsizce yapıyorlar. Yalanın, iftiranın, hakaretin haddi hesabı yok. Bile bile yalan yazıyorlar. Böyle seviyesiz bir saldırıya maruz kalan bir kişi ne yapabilir? Elbette hukuka başvurur, tekzip, tavzih, tashih hakkını kullanır. Ne var ki “havuz”un yüzsüzleri kanunun size verdiği hakların kullanılmasına da karşı. Görünen o ki kanun nizam tanımıyor, hakarete devam ediyorlar. Hal böyle olunca Hocaefendi’nin avukatları dava açıyor. En tabii, hukukî ve demokratik hakkını kullanıyor. Bu edepsizlerin seviyesine inemeyeceğini ve bunlar da bu çapsızlığa devam edeceğine göre dava açmaktan başka çare var mı?
Ağzından çıkanı kulağı duymayanlar, haklarında dava açılınca birden erdemli bir insan pozuna girerek sızlanmaya başlıyor. Bilmem kaç tane dava açılmış da, o davalar nedeniyle mağdur olmuşlar da falan filan. E kardeşim madem dava açılmasını istemiyorsun, meramını dürüstlük içinde ifade etseydin, gazetecilik sınırları içinde kalsaydın, aslı faslı olmayan yalanları sakız gibi çiğnemeseydin. Gazetecilik mesleğinin en temel ilkelerini ayaklar altına alıp hakaret savurmayı, iftira kampanyası yapmayı biliyorsun da; mağdur insanların hukuk yoluyla hak arayacaklarını bilmiyor musun? Hem söveceksin hem dava açılmasın diye vızırdayacaksın; var mı böyle bir adaletsizlik?
Ettiği hakareti unutup dibe çakılanlar, sanki kendileri mağdurmuş gibi sızlanıyor şimdi. Üstelik Hocaefendi ile kendi fotoğraflarını yan yana basarak “dava adamı” diye başlık atıyorlar. Utanın biraz utanın! Hocaefendi gerçekten bir dava adamıdır. Siz daha ananızın karnına düşmemişken Hocaefendi dava çilesi çekmişti; hâlâ da çekmektedir. Sizin dava edilmeniz sizi dava adamı yapmaz. Çile tarihi şahittir ki dava adamları ile heva adamları arasındaki fark, yeryüzü ile gökyüzü arasındaki mesafe kadardır...
Hem unutmayın burada açılan davanın tarihe not düşmekten öte büyük bir önemi yok. Aslolan öbür tarafta açılacak davadır; zira orada yalanı, gıybeti, iftirayı, hakareti vs. mazur gösterecek ve saygısızlığı/sevgisizliği kapatacak bir mazeret bulamayacaksınız ve kendinize yazık etmiş olacaksınız…
İftira var özür yok
Tam 11 gün önce (10 Nisan) Akşam Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan’a şöyle bir çağrıda bulunmuştum: “Ey Akşam Gazetesi! Bu kadar yalan ve iftirayı uydurduğuna göre sende ne şeref kalmış ne ahlak. Mehmet Ocaktan, adamsan çık özür dile! Zerre kadar onurun varsa bugün Zaman’a yaptığınız iftirayı kabul et. Suçüstü yakalandınız çünkü…” Hiçbir ses seda gelmeyince tekrar çağrı yapmış, yazı da yazmıştım; lâkin her gün iftira dolu haberlerle yayın hayatına devam eden Akşam’dan tık yok. Üstelik Ergenekon sanıklarına yaslanarak iftiraları peş peşe sıralamaya devam ediyorlar. “İspatla; yoksa...” şeklinde sorduğumuz somut sorulara hâlâ cevap veremiyorlar. Bu nasıl yayıncılık, bu nasıl “şeref ve onur” yoksunluğu! Utanmadan hâlâ görevine devam ediyor ve her gün yeni bir yalanla gazetecilik yaptığınızı sanıyorsunuz. Yazıklar olsun!
DUMANLI'NIN KÖŞE YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ