Star'daki ilk yazısında Cem Küçük'ten şok iddialar! Paralel medyaya nasıl el konulacak?
Yeni Şafak'tan ayrılan Cem Küçük'ün yeni adresindeki ilk yazısı yayınlandı.
2,5 yıl görev aldığı Yeni Şafak'tan ayrılarak Star gazetesine
transfer olan Cem Küçük'ün yeni adresindeki ilk yazısı bugün
yayınlandı.
Küçük, pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi olmak üzere haftanın
4 günü Star okuruyla buluşacak.
Küçük Star'daki ilk yazısında Gülen medyasına el konulmasnının
yasal zemini olduğunu ileri sürdü.
İşte, Küçük'ün Star'daki ilk yazısı:
Paralel medyaya nasıl el konulacak?
Geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece Fethullahçı Terör
Örgütü (FETÖ) intihar dalışı yaptı. Yetkisi olmayan bir mahkeme,
yetkisi olmayan bir diğer mahkemeye yetki vererek karar çıkartmaya
çalıştı. Yeminli hükümet düşmanları bile köşelerinde ya da
ekranlarda bu durumu savunamadı. Savunmak için çok çırpındılar ama
yetkinin Sulh Ceza Hakimlerinde olduğunu gördüler.
Paralel hakimler kendi kariyerlerini ve hayatlarını yakma pahasına
bu harekete giriştiler. HSYK hemen harekete geçti. Hakim Metin
Özçelik tutuklandı, Mustafa Başer de bugün yarın tutuklanacak.
Kırmızı Kitap’a giren ve milli güvenliği tehdit eden paralel çete
artık akli melekelerini de kaybetti.
Devlet içinde ne kadar adamı varsa, bilin ki hepsi hayatlarını
riske atıp her şeyi yapabilirler. Canlı bomba olup kendilerini
Taksim’de havaya uçurabilirler. Pensilvanya, kitlesini Mehdi
olduğunu inandırmış ve cennet garantisiyle ölüme sürükleyeceği çok
aşikar.
Öte yandan paralel çete hala en büyük propagandasını medya
üzerinden yapıyor. 29. ve 32. Asliye Ceza Hakimlerinin kamikaze
dalışında paralel medya hazırlığını önceden yapmıştı. “Tahliye
bekliyoruz” yalanlarıyla büyün dünyaya yayınlar yaptılar. “Mahkeme
kararları uygulanmıyor”, “ülkede adalet yok” söylemlerini
işliyorlar.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Türkiye’nin 1 numaralı düşmanı olan
paralel yapıya “Fethullahçı Terör Örgütü” adını verdi. Terör
örgütünün medyası olmayacağı için bu konuda artık gereken
yapılmalı. Herhangi bir yasal boşluk bulunmuyor. 2 Şubat 2013
tarihinde biraz da ABD’nin bastırmasıyla bir kanun geçti. 6415
sayılı “Terörizmin Finansmanı Hakkında Kanun” akılda kalan birçok
soruyu cevaplandırıyor.
Dört bölümden oluşan bu yasanın ikinci bölümü terörizmin finansman
suçunun tanımını yapıyor. Üçüncü bölüm ise malvarlığının
dondurulmasının nasıl olacağını anlatıyor. Samanyolu haber, Bugün
TV, Zaman, Bugün gazetesi hemen her gün seçilmiş meşru hükümet ve
kişilere ekran ve gazetelerinden küfür ediyor. Yetmiyor bu
mecralardan Fethullahçı Terör Örgütü’nün propagandası yapılıyor.
Yalan haberlerin en alası buradan yapılıyor.
Bu terör örgütünün bir ayağı yurtdışında. 7 Şubat hadisesinden bu
yana başta İsrail olmak üzere ilişkileri var. Dünyanın birçok
yerinde şirketleri olan bu yapı Türkiye Cumhuriyeti devletinin en
büyük düşmanı. Batılılar bu duruma “clear and present danger (açık
ve net tehlike)” diyorlar. O zaman bürokrasinin hemen harekete
geçip FETÖ’nün medyasına el koyması ve finansmanını kesmesi lazım.
Dondurulmasına veya el konulmasına karar verilen malvarlığının
yönetimi, ilgili gerçek veya tüzel kişiye bırakılmakta ancak burada
esas yetkili MASAK’tır.
Tabii bu yasanın yurtdışı ayağında Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi Kararlarının önemini de unutmamak lazım. Uluslararası
standartlara göre Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi
Kararlarının, terörü finanse eden fon veya diğer malvarlıklarının
kaçırılmasının ya da elden çıkarılmasının önlenmesi amacıyla
gecikmeksizin uygulanması gerekmektedir.
Elbette Anayasanın 35. maddesinde herkesin mülkiyet hakkına sahip
olduğu, ancak bu hakkın kamu yararı amacıyla kanunla
sınırlanabileceği düzenlenmiştir. Buna göre, idare tarafından kamu
yararı bulunduğu durumlarda mülkiyet hakkına kanunla yapılan
sınırlamalar meşru görülmektedir. Nitekim, değişik kanunlarda
idareye mülkiyet hakkını sınırlandırma yetkisi veren düzenlemeler
yer almaktadır.
Yasalar bu kadar açık. Beklemeye gerek yok. Fethullahçı Terör
Örgütü’nün başta medyası olmak üzere mallarına el koymanın yasal
zemini vardır. ABD için Taliban, El-Kaide ya da DAEŞ neyse, bizim
için FETÖ odur. Zaten er ya da geç bu olacaktır. Çünkü terör
örgütlerinin medyası, şirketleri olamaz. 1992’de ABD devleti
Miami’de uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın 112 şirketine bir
gecede el konulmuştu. Paralel çete ve onun sözcülerinin ağlamasına
gerek yok. Olacak ve olması gereken budur.
NOT: Artık haftada 4 gün yazılarımla Star Gazetesi’ndeyim.
Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi sizlerle bu köşede birlikte
olacağım.