Star yazarından olay sözler! 'Bu süreçte kim ki asıl müsebbibin Erdoğan olduğunu söylüyorsa...'
AKP'de 3 dönem milletvekilliği de yapan Star yazarı Mehmet Metiner, yaşanan döviz krizi ile ilgili olarak, "Herkes safını mertçe ortaya koymalı" dedi.
AK Parti'de 3 dönem milletvekilliği de yapan Star yazarı Mehmet
Metiner, dolardaki yükselişle ilgili olarak 'Bu süreçte kim ki
yarım ağızla ABD’yi eleştiriyormuş gibi yapıp 'içerdeki sorun'
üzerinden asıl müsebbibin Erdoğan olduğunu bas bas bağırarak
söylüyorsa bilesiniz ki onlar Amerikan muhipleridirler!' dedi.
Star yazarı Mehmet Metiner, dolardaki yükselişle ilgili olarak,
"Herkes safını mertçe ortaya koymalı" dedi.
Metiner, "Bu süreçte kim ki yarım ağızla ABD’yi eleştiriyormuş gibi
yapıp 'içerdeki sorun' üzerinden asıl müsebbibin Erdoğan olduğunu
bas bas bağırarak söylüyorsa bilesiniz ki onlar Amerikan
muhipleridirler!" dedi.
"ABD açıkça bir ekonomik savaş ilan edeceğini söylüyor ama
içimizdeki Amerikan muhipleri 'Ne savaşı kardeşim, her şey sizin
hatalarınızın sonucu ortaya çıkıyor' diyor" ifadesini kullanan
Metiner'in "Herkes safını belli etmeli!" başlığıyla yayımlanan
yazısı şöyle:
ABD’nin aleni “ekonomik savaşı”yla karşı karşıyayız. Ama hâlâ
birileri kalkıp sorunu içerde arıyor. “İçerdeki sorun” üzerinden
Başkan Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtuyor.
Bir ana muhalefet partisi lideri düşününüz ki adeta ABD ağzıyla
konuşuyor. CHP’ye bir bütün olarak haksızlık etmek istemem. Çünkü
bu ABD saldırısı karşısında koşulsuz bir biçimde hükümetin yanında
durmak gerektiğine inanan sahiden ulasalcı ve solcu isimler de var.
Çoklarının solculuğunun Erdoğan düşmanlığı dolayısıyla ABD eksenine
kaydığı bir dönemde tek tük de olsa bu ülkenin topraklarına ayak
basan bir solcu/ulusalcı anlayışın dillendirilmesi pek bir
kıymetli.
İçerde hiç mi sorun yok? Ekonomik sistemimiz kırılganlıklar
içermiyor mu? Pek tabii sorunlarımız var. Kırılganlıklarımız var.
Cari açıktaki büyüme ve dış borç stokumuz biliniyor. Bunlar bugün
konuşacağımız konular değil. Çünkü sorun “içerden” kaynaklanmıyor,
asıl “dışarıdan” kaynaklanıyor.
İçerdeki sorunlarımız için alınması gereken tedbirler alınıyor,
atılması gereken adımlar planlanıyor.
Lakin şimdiki sorun tamamen “dış kaynaklı”... Görünen sebep rahip
Brunson, lakin derinlerdeki gerçek sebep farklı.
ABD Erdoğan liderliğindeki Türkiye’den fena halde rahatsız.
Kendi rolünü kendi belirleyen, Rusya, Çin ve İran’la kendi milli
çıkarları doğrultusunda sahici ve kalıcı politikalar üreten Türkiye
ABD için giderek bir tehdite dönüşüyor. Türkiye’nin, kendi bekasını
tehdit eden ABD politikalarına çomak sokan ve oyunlarını bozan
hamleleri ABD’yi çıldırtıyor.
Özcesi şu: ABD Türkiye’ye kendi safını belirle diyor. Ya koşulsuz
benden yanasın, ya da düşmansın!
ABD’nin Türkiye’ye ne kadar düşman örgüt ve odak varsa hepsinin
arkasında aleni bir hami olarak durmasının sebebi de bu!
Unutmayalım ki IMF ile (Siz bunu ABD diye de okuyabilirsiniz)
ekonomik bağımlılık ilişkimizi bitirdikten, yani kendi ayaklarımız
üzerinde güçlü bir biçimde durmaya başladıktan sona karşılaştığımız
hadiseler tesadüfle izah edilemez.
Gezi, 17/25 Aralık, 6-7 Ekim, 15 Temmuz gibi...
PKK terörünün artarak devam etmesi ve DEAŞ’ın sınırımıza getirilip
üstümüze salınması gibi...
Ekonomik tetikçiler marifetiyle ekonomimizle oynanması gibi...
Unutmayınız ki PKK, FETÖ ve DEAŞ dolayısıyla yapılan askeri
harcamalar bütçemizde deliklerin oluşmasını sağladı.
Demek istediğim “içerdeki sorun”un ve “kırılganlık”ın asıl
sebeplerinin başında da gene bu dış saldırılar ve kumpaslar
geliyor.
“Dış kaynak” vurgusu nedense birilerini rahatsız ediyor. Oysa
hakikat ortada.
ABD Başkanı ve Yardımcısı bütün dünyanın gözü önünde bunu
açıklıyor: “Rahibi şu gün şu saatte bırakıp bize göndermezseniz her
türlü yaptırıma hazır olun!”
Nedense içimizden birilerinin gözleri kör, kulakları sağır!
ABD açıkça bir ekonomik savaş ilan edeceğini söylüyor ama
içimizdeki Amerikan muhipleri “Ne savaşı kardeşim, her şey sizin
hatalarınızın sonucu ortaya çıkıyor. Mevcut diktatoryal rejimle ve
kırılgan ekonomik sistemle ülkeyi getirdiğiniz yer burası!” diye
bas bas bağırıyorlar.
Oysa ABD’nin bizim sistemimizle bir sorunu yok! ABD’nin demokrasi
ve insan hakları diye bir derdi yok! Öyle olsaydı Suudi Arabistan
ve Mısır gibi ülkelerle kavgalı olurdu! Eli kanlı diktatör Esed’i
devirmek için çaba sarfederdi! Asıl derdi Erdoğan’la, Erdoğan
politikalarıyla!
Düne kadar Erdoğan’ı “ABD’nin içimize yerleştirilmiş adamı!” olarak
lanse edenlerin cümlesi bugün Erdoğan karşıtlığı üzerinde ABD’nin
yanında hizalanmış bulunuyorlar!
Kimin kimin adamı olduğu ortaya çıktı! O yüzden diyorum ki herkes
safını mertçe ortaya koymalı!
Bu süreçte kim ki yarım ağızla ABD’yi eleştiriyormuş gibi yapıp
“içerdeki sorun” üzerinden asıl müsebbibin Erdoğan olduğunu bas bas
bağırarak söylüyorsa bilesiniz ki onlar Amerikan
muhipleridirler!