Star yazarından Can Dündar ve Erdem Gül'e: Amma ağladınız be!
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasını yazan Star yazarı Ersoy Dede, " Ben olsaydım ağlayıp zırlamazdım. Delikanlı gibi girer yatardım" dedi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem
Gül'ün tutuklanmasını yazan Star yazarı Ersoy Dede, "Bir bildikleri
ağlamak. Arkadaş siz bir savaşa girdiniz. Ve kaybettiniz. Bu savaşı
kazanmış olsaydınız, bu satırların yazarı herhalde yıllar boyu
cezaevinden çıkamayacaktı" dedi. Ersoy Dede, yazısında "Şu kadarını
söyleyeyim ama asla sizin gibi ağlayıp zırlamazdım. Delikanlı gibi
girer yatardım" ifadelerine yer verdi.
Ersoy Dede'nin Star gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan
yazısı şöyle:
Can Dündar ve Erdem Gül cezaevine girdiği günden beri fırtınalar
koparılıyor.
Yer yerinden oynuyor.
İsyan - kıyamet ortalık.
Kimi çıkmış Avrupa’ya şikayetler ediyor.
Kimi sokaklarda kitlesel bir takım gösteriler tertipliyor.
Niye?..
Can Dündar ve Erdem Gül serbest bırakılsın diye..
Sorduğun zaman cezaevine nasıl girdiklerini bin saat laf
anlatırlar.
Ama tek cümleyle ifade edeyim size değerli dostlar.
Bu sonu onları cezaevine yollayan güçler hazırlamadı.
Ağlaşıp duranlar kendi kazdıkları çukura düştüler..
***
Şimdi ‘bizi buradan çıkarın’ diye feryat eden adamlar evvelâ 7
Şubat 2012 rezaleti ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı içeri atmaya
çalıştılar.
İlk hamle oydu. Hakan Fidan üzerinden seçilmiş Başbakanı cezaevine
atmak istiyorlardı.
Bu tertip sökmeyince Faşist Gezi Kalkışması üzerinden önce
sokakları terörize ettiler, ardından da sokaktan darbe devşirmeye
çalıştılar.
Yetmedi 17/25 Aralık tertibi ile Erdoğan’ı, ailesini, milli iradeyi
savunan gazetecileri, prestij projelerin müteahhidi işadamlarını
teker teker içeri atmaya kalktılar. Beceremediler.. Yüzlerine
gözlerine bulaştırdılar. Rezil perişan oldular. Yapamadılar.
Ve nihayetinde kendilerini cezaevinde buldular.
Bakın çok açık söylüyorum. Yanlışlıkla 2012’den bu yana yapmaya
çalıştıkları tertip başarılı olsaydı, Silivri bizi almaya
yetmeyecekti.
Bugün Can Dündar için ‘umut nöbeti’ tutuyorlar ya.
Dışarıda bizim için böyle nöbetler tutacak arkadaşlarımız
kalmayacaktı.
Hepimiz istisnasız cezaevinde olacaktık..
Paralel ihanet şebekesi bizi içeri tıkacaktı.
Üstelik sadece cezaevine de girmeyecektik.
PKK meydanlarda gazetelerimizi gösterip hedefe oturtacak
bombalatacaktı.
CHP iktidar olabilseydi 8 Haziran’da gazetelerimize el
koyacaktı.
Varsayım olarak söylemiyorum bunları.
Yazdıkları iddianamelerden, hakkımızda açtıkları davalardan
söylüyorum.
Bizzat Selahattin Demirtaş’ın miting meydanında gazetemizi sallayıp
hedefe oturttuktan sonra, MLKP tarafından bombalı saldırıya
uğradığımızı hatırlasanıza.
Bombacıların cenazesinde ellerinde makineli tüfeklerle terör
örgütünün geçit yaptığını, HDP’li Figen Yüksekdağ ile Sabahat
Tuncel’in de bu gösteride bizzat yer aldıklarını gördünüz.
Can Dündar’ın ‘bakın yerlere sigara izmariti bile atmıyorlar’
diyerek güzelleme yaptığı terör örgütünden söz ediyorum.
Bir bildikleri ağlamak.
Arkadaş siz bir savaşa girdiniz. Ve kaybettiniz.
Bu savaşı kazanmış olsaydınız, bu satırların yazarı herhalde yıllar
boyu cezaevinden çıkamayacaktı.
Şu kadarını söyleyeyim ama asla sizin gibi ağlayıp zırlamazdım.
Delikanlı gibi girer yatardım.
***
Paralel ihanet şebekesinin bütün ağa babaları kaçtı gitti.
Korkak tavuklar gibi.
İçeriye atılmasına göz yumdukları bir kaç örgüt üyesi dışında kimse
bozmadı konforunu.
Eğer ben bu örgütün tertibine yenik düşüp cezaevine girseydim,
‘Medrese-i Yusufiye’ der aslanlar gibi yatardım.
Böyle sizin gibi mızmızlanmazdım.
‘Aman beni de içeri atmasınlar’ deyip de karşı tarafla işbirliğine
de gitmezdim.
Kalın sağlıcakla...